Yılmaz Tunç'tan Fethullah Gülen açıklaması Yılmaz Tunç'tan Fethullah Gülen açıklaması

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş altılı masanın cumhurbaşkanlığında adı geçen en önemli isimlerden biri olmaya devam ediyor. Gençlerin ve halkın sempatisini kazanan Mansur Yavaş cephesinden bugüne kadar cumhurbaşkanlığı adaylığıyla ilgili bir açıklama gelmedi. Hem kulislerde hem de seçmen tabanında adı sıkça geçen Yavaş şimdiye kadar soruları yanıtsız bırakırken ne zaman açıklama yapacağı merak ediliyor.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu davası hapis cezası ve siyasi yasakla sonlanınca gözler tekrar Mansur Yavaş'a çevrildi. Mansur Yavaş'ın aslında kim olduğu sorusuna cevap veren HaberTürk yazarı Oray Eğin bugün yayınladığı yazısında Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile söyleşi talbinde bulunduğu süreci anlattı.

İŞTE ORAY EĞİN'İN O YAZISI

Bir süre önce Ankara Belediyesi'ne Mansur Yavaş'la portresini yazmak için söyleşi yapmak istediğimi ilettim. Yavaş'ın adı epeydir muhalefetin Cumhurbaşkanı adayları arasında geçiyor, hatta pek çok ankette de birinci çıkıyor. Kimi siyasi partiler ve yorumcular da 'kazanacak aday' tanımına onun uyduğunu ve aday gösterilmesi gerektiğini söylüyor. Öte yandan, iktidar çevrelerinden 'Keşke Mansur Yavaş aday olsa da Erdoğan onu paramparça etse,' yorumları alıyorum. Kemal Kılıçdaroğlu'na yakın bir-iki kişiden de benzer sözleri duydum. Kısacası, herkes Mansur Yavaş hakkında konuşuyor ama bir tek o bu konularda konuşmuyor.

Bana da bu konularda konuşmayacağını biliyordum, zaten peşinen de bu adaylık sorusunu sormayacağımı söyledim. Zaten geçtiğimiz günlerde gençlerin olduğu bir toplantıda 'Bu soruyu duymamak için hiçbir yere gitmiyorum,' diye espri yaptı. 'Ama altılı masa ne görev verirse yaparım,' diye belki de açık kapıyı bıraktı. Açıkçası, Mansur Yavaş'la ilgili son merak ettiğim konu bu adaylık mevzuu. Ben Mansur Yavaş'ın kim olduğunu merak ediyorum. Daha da önemlisi, bu kadar az tanınan, medyaya pek çıkmayan, kendi PR'ını yapmayan, polemiklerin içine girmeyen birinin nasıl olur da bu kadar sempati topladığını öğrenmek istiyorum.

Eski bir Ülkücü bugün Kürtler konusa ne düşünüyor

Ankaralılar hizmetlerinin farkında, siyasi çevreler, gazeteciler tanıyor ama Türkiye'nin geneli kulaktan duydukları 'Çok iyi bir belediye başkanı,' cümlesi dışında Mansur Yavaş'ı bilmiyor. Ben onunla birebir teması olan, hatta yolu rastlantı sonucu kesişmiş birkaç kişiyle konuştum ve hakkında çok şaşırtıcı bilgiler aldım. Bir tanıdığım onun için 'Türkiye'nin özlediği, sevdiği türde bir baba figürü tam,' dedi. Ekrem İmamoğlu nasıl Özal-Erdoğan-Clinton gibi siyasetçi olmak için doğmuşsa, Yavaş da Türkiye'nin kalbinde yer etmiş Hulusi Kentmen'den Şevket Altuğ'a uzanan bir baba figürü gibi.

Mansur Yavaş'ı öylesine sorduğum Ankara'da yaşayan bir arkadaşım bana onunla bir kere birebir sohbeti olduğunu ve hala etkisinden kurtulamadığını söyledi. Onunla belli projelerde çalışan ya da sadece bir Ankaralı olarak görüşen başkaları da benzer etkilenme hikayeleri anlattı.

Hakkında öğrendiğim ilginç bir bilgi bir dost sohbetinde 'Gençliğimizde siyasi bir yola girdik, ama hayat tecrübesi eski bildiklerimizin her zaman doğru olmadığını gösterdi,' dediği. Ülkücü geçmişinden evrildi mi, ilerledi mi, Kürtler konusunda neler düşünüyor gibi soruların da yanıtını en iyi kendisi biliyor. Türkiye'nin bu hayati dönemecinde Yavaş'ın özellikle Kürt halkı konusunda söz alması tercih değil, zorunluluk. Kamuoyunun da duruşunu bilmeye hakkı var.

Kürt seçmen ve liberaller lise yıllığında 'Ülkücü' yazan Cem Boyner'i zamanında sahiplenmişti. Muhalif mahalle gençliği ülkü ocaklarında geçmiş bir gazeteciyi solcu bir muhalif olarak belliyor. Ama Mansur Yavaş söz konusu olduğunda hemen herkes 'Kürtler oy vermez,' diyor. Onun da milliyetçi bir çizgiden gelip evrilebileceğine, kendisini geliştirmiş olabileceğine pek ihtimal verilmiyor. Yavaş sessizliğiyle bu önyargıları besliyor.

Ben ikna edemezsem belki gazetecilikteki kahramanlarımdan Oriana Fallaci'nin sözleri Yavaş'ın sessizliğini bozmaya yeter: 'Hayat'ta öyle anlar vardır ki sessiz kalmak hata, konuşmaksa zorunluluk olur. Bir vatandaşlık görevi, manevi bir meydan okuma, kaçamadığımız bir ahlaki ödev.'