34,5467$% 0.18
36,0147€% -0.62
3.005,41%1,48
5.110,00%0,95
20.381,00%1,12
3412089฿%-0.10396
İsrail’in Lübnan’a saldırmadan önce başlattığı siber saldırı bütün teknoloji dünyasını harekete geçirdi. Instagram‘ın kapalı kaldığı süre boyunca ülkenin dikkati Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu‘nun üzerindeydi. Peki Instagram’ın kapalı kaldığı süreçte META ile yapılan görüşmeler nasıl geçti? Abdulkadir Uraloğlu, Mynet Genel Yayın Yönetmeni Ersel Yıldırım’ın sorularını yanıtladı.
Sayın bakanım, geçtiğimiz günlerde İstanbul ile Ankara arasındaki mesafenin süper hızlı tren projesiyle 80 dakikaya ineceğini duyurmuştunuz. Projenin biraz detaylarından ve ne aşamada olduğundan bahseder misiniz?
Sizin de belirttiğiniz üzere Ankara-İstanbul Süper hızlı tren hattını inşa ederek saatte 350 kilometre hıza ulaşacak trenlerimizle seyahat süresini 80 dakikaya indirmeyi planlıyoruz.
Yurt dışından da büyük ilgi gören bir projemiz. Hatta, geçtiğimiz haftalarda Güney Kore’de önemli temaslarda bulunduğumuzda Güney Koreli mevkidaşım Park Sang-Woo ile bu konuyu da masaya yatırmıştık. Projemize onlar da büyük ilgi gösterdiler.
Şu anda proje işlerini tamamladık ve kamu-özel işbirliği modeli ile ihale hazırlıklarına devam ediyoruz. Proje kapsamında toplamda 130 km uzunluğa sahip 51 adet tünel ve toplamda 830 metre uzunluğa sahip 3 adet viyadük ve muhtelif sanat yapıları da inşa edeceğiz.
Instagram’ın kapalı kaldığı sürece gidelim. Ülkedeki bir numaralı gündem olmuştu. O süreçte yaşananları aslında tüm kamuoyu merak ediyor. META ile neler görüşüldü, görüşmeler sonrasında ne gibi kazanımlar oldu?
Maalesef bu tür platformlar üzerinden art niyetli kişiler hemen her konuda yalan yanlış bilgiler paylaşarak sosyal medya mecralarının negatif fonksiyonunu öne çıkarıyor. Artık bazı sosyal medya platformları ciddi bir seviyede topluma, bireye, aileye, çocuklara zarar veren pozisyondadır.
Bu noktada bu platformlar bir ifade özgürlüğü meselesi olmaktan çıkıp, kişilik haklarının ve mahremiyet hakkının ihlal edildiği bir negatif özgürlük alanına dönüşüyor.
Tabii ki sosyal medyada kendini ifade etme hakkını hukuk içerisinde kullananlar için bir sözümüz yok. Kesinlikle sosyal medya platformlarının faaliyetlerinin sürdürülmesinden yanayız ve asla yasakçı bir zihniyet içerisinde değiliz. Ama en baştan beri sosyal medya platformlarının Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına saygı duymalarını istedik.
Bu noktada katalog suçları içerdiği hususunda yeterli şüphe sebebi bulunan yayınlara konu içerikleri; Meta Platforms’a bildirmiş olmamıza karşın çıkarılmaması nedeniyle verilen 2 Ağustos’ta erişimin engellenmesine ilişkin tedbir kararı aldık.
Sosyal ağ sağlayıcı ile yaptığımız görüşmelerin ardından erişim engelini 10 Ağustos’ta kaldırmıştık. Yaptığımız görüşmelerde öncelikle Instagram’ın erişimin engellenmesine konu 5651 sayılı Kanun’un 8’inci maddesinde yer alan katalog suçlar kapsamında tesis edilen kararların gereğini derhal yerine getirmelerini istedik. Bununla birlikte kanunda sosyal ağ sağlayıcılara özgü yükümlülükler de dahil olmak üzere mevzuata uyum sürecinde gerekli hassasiyeti göstermeleri, terör içeriklerinin engellenmesine yönelik platformlarında proaktif önlemler almaları, Türkiye’de kullanıcılarının temel hak ve özgürlüklerine yönelik müdahalelere ilişkin de uyarılarda bulunduk.
9 günlük erişim engeli süresince Instagram yetkilileriyle yoğun görüşmeler neticesinde özellikle katalog suçlar çerçevesindeki taleplerimizin karşılanacağı, kullanıcılara getirilen sansür konusunda ortak bir çalışma yapılması gibi konularda mutabık kaldık.
Bu görüşmeler sırasında belli bir aşamaya geldik. Yakın zamanda üst düzey yöneticilerin Türkiye ziyareti olacak, görüşmelerimiz devam ediyor. Yakın takip ediyoruz. Bütün sosyal medya platformları artık şunu biliyor ki Türkiye bu konuda çok kararlı.
Sosyal medyanın kimse için tehdit alanına dönüşmesine izin veremeyiz. Bakın çocuk oyunlarından tut diğer sosyal medya platformlarına yönelik olarak ciddi tedbirler alan ülkeler de var. Hatta ABD’de bazı eyaletlerde 16 yaşından küçük çocukların sosyal medyaya ebeveynlerin izniyle girmesi gibi tedbirler konuşuluyor.
Bu noktada çocuk oyunları da dahil sosyal medyanın her mecrasının olumsuz etkilerini azaltacak tedbirleri aldıktan sonra sosyal medyanın olumlu ve pozitif işlerinin daha anlamlı ve görünür hale geleceğini düşünüyoruz.
Kimsenin şüphesi olmasın bunlara ilişkin adımlar da atılmaktadır. Gerektiği zaman reklam verilmesinin yasaklanması, erişim hızının azaltılması ve sonunda da engellenmesi gibi her türlü yaptırımı ve işlemleri yapabiliyoruz. Herkes de ona göre vaziyet alacak.
Binlerce aileyi karanlığa sürükleyen yasadışı bahis ve sanal kumar gerçekliğiyle karşı karşıyayız. Bunların önlenmesine yönelik yapılan çalışmalar yapılıyor mu?
Yasadışı bahis ve kumar nedeniyle her yıl milyarlarca dolar para yurtdışına çıkıyor. İşin parasal kısmı kadar sosyolojik ve psikolojik kısmı da son derece önemli. Bu tür yasadışı bahis çeteleri son yıllarda özellikle sosyal medya üzerinden gençleri ve çocukları hedef almaya başladı. Maalesef birikimlerini tamamen yasadışı bahis ve kumara kaptırıp psikolojisi bozulan, aileleri dağılan insanlar var.
Bu noktada Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumumuz eliyle internet ortamında yasadışı bahis ve kumar suçlarıyla mücadele hususunda büyük bir mücadele veriyoruz.
Bilindiği üzere İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun ile içeriğin çıkarılması veya erişimin engellenmesi kararının verilmesinde adli mercilerin yetkilidir. İnternetin doğası gereği katalog suçlarla etkin mücadele edilmesini teminen de BTK yetkilidir. Bahsi geçen katalog suçlar arasında internet ortamında kumar oynanması ve yasadışı bahis gibi suçlar da yer almaktadır.
BTK 2007 yılından itibaren faaliyette olan İnternet Bilgi ve İhbar Merkezi aracılığıyla yasadışı bahis ve kumar gibi katalog suçlara ilişkin ihbarları topluyor.
2023 yılında yasadışı bahis ve kumar suçlarına ilişkin BTK tarafından toplam 1 milyon 131 bin 953 adet ihbar değerlendirildi ve katalog suçlar kapsamında erişim engellemesi işlemlerinin yüzde 88,26’sı yasadışı bahis ve kumar suçlarına yönelik oldu.
2024 yılında da bugüne kadar yasadışı bahis ve kumar suçlarına ilişkin toplam 1 milyon 862 bin 110 adet ihbar değerlendirilerek erişim engellemelerinin yüzde 89,01’i yasadışı bahis ve kumar suçlarına ilişkin gerçekleşti.
Vatandaşlarımız “www.ihbarweb.org.tr” üzerinden yapacakları ihbarlarla, yasadışı bahis ve kumar gibi suçların tespitinde kritik rol oynayarak bizlere daha fazla yardımcı olabilirler. Ayrıca bu kapsamda bahse konu suçlara ilişkin faillerin tespiti ve bu suç kapsamında elde edilen parasal kaynakların bankacılık sistemi dahil olmak üzere finansal araçlarla aktarılmasının önüne geçilmesi hususlarında ilgili kurum ve kuruluşların da desteği önem arz ediyor.
Türkiye, hızlı treni gerçekten çok sevdi. Hızlı tren ağının gelişmesi ve ülke geneline yayılması konusunda yaptığınız çalışmalar hakkında bilgi verebilir misiniz?
Doğru söylüyorsunuz hızlı trenlerimiz ile uzun yıllar vatandaşlarımızın tercih etmediği demiryolu seyahatlerini artık hızlı ve konforlu seyahat isteyenlerin ilk adresine dönüştürdük.
Ülkemizi, Yüksek Hızlı Tren işletmeciliği ile tanıştırdık ve Avrupa’da 6. Dünya’da 8. Hızlı tren işletmecisi yaptık. 2009 yılında Eskişehir-Ankara hattı ile ülkemizde ilk Yüksek Hızlı Tren ile tanışan şehir Eskişehir oldu. Ankara ile Eskişehir arasında başlayan yüksek hızlı tren işletmeciliği Ankara-İstanbul, Ankara-Konya, Konya-Karaman ve son olarak Ankara-Sivas hızlı tren hatlarıyla devam etti. Yüksek hızlı trenler ile bugüne kadar yaklaşık 91 milyon yolcu taşıdık.
Ankara merkezli yüksek hızlı tren ağının oluşturulması hedefi kapsamında da şu anda;
Halkalı-Ispartakule, Ispartakule-Çerkezköy, Ankara-İzmir, Bandırma-Bursa-Yenişehir-Osmaneli,Mersin-Adana-Osmaniye-Gaziantep ve Yerköy-Kayseri Hızlı Tren Hatları olmak üzere 1.236,5 km hattın yapım çalışmalarına devam ediyoruz.
224 km uzunluğundaki Kars-Aralık-Iğdır-Dilucu Demiryolu Projesi ve Dörtyol-Hassa Demiryolu ve Otoyol Projesinin ihalelerini de yaptık ve yapımlarına en kısa zamanda başlayacağız.
Samsun ve Çorum şehirlerini ulusal hızlı tren ağına dahil edecek Delice – Çorum – Samsun Hızlı Tren Hattı’nı da bu içinde bulunduğumuz Ekim ayı içerisinde ihale etmeyi planlıyoruz.
509 km uzunluğundaki Karadeniz Sahil Yolu Demiryolu Projesi ile 120 km ıuzunluğundaki Gebze-Sabiha Gökçen Havalimanı.-Yavuz Sultan Selim Köprüsü-İstanbul Havalimanı Demiryolu Projeleri gibi önemli hatlarla birlikte etüt projelerini tamamlanan Eskişehir – Afyonkarahisar – Antalya Hızlı Tren Hattı, Kayseri – Aksaray – Konya – Antalya Hızlı Tren Hattı, Sivas – Çetinkaya / Çetinkaya – Malatya Hızlı Tren Hattı gibi hayata geçirmeyi planladığımız daha birçok projemiz de mevcut. 2053 yılı hedeflerimiz doğrultusunda demiryolu hat uzunluğumuzu 28 bin 600 kilometreye yükseltmeyi hedefliyoruz.
İsrail’in Lübnan’da çağrı cihazlarını patlatması daha sonra ülkeye hava harekatı düzenlemesi sonra dünyada siber güvenliğin önemi daha da ön plana çıkt! Siber güvenlik noktasında Türkiye ne aşamada ve nasıl önlemler alınıyor? Ulusal Siber Güvenlik Teşkilatı’nın kurulması da gündeme geldi. Nedir Siber Güvenlik Teşkilatı? Nasıl bir yapı oluşturulacak?
Elbette, İsrail’in Lübnan’da çağrı cihazları ve telsizler üzerinden gerçekleştirdiği siber terör saldırıları, tüm ülkeler için siber güvenliğin önemini bir kez daha ön plana çıkarmıştır.
Siber saldırılarla bir bilgisayar kullanıcısının banka hesap bilgileri elde edilebileceği gibi;
Bir ülkenin askeri ve politik sırlarına ulaşılması, finans merkezleri, elektrik santralleri, ulaştırma ve iletişim sistemleri ile hastanelerin çalışamaz hale getirilmesi de mümkün. Nitekim birkaç ay önce Amerika kaynaklı olarak böyle bir durum da yaşandı.
Maalesef, iletişim teknolojileri sayesinde hayatımızı ve işlerimizi kolaylaştıran bu imkânlar, kötü niyetli kişiler, yabancı istihbaratlar ve terör örgütleri tarafından da kötü amaçlı kullanılabiliyor. Virüs, solucan, truva atı, köle bilgisayar ağları gibi araçlar kullanılarak, sistemde bulunan bilgilere erişilip zarar verilebiliyor. Kısaca savaşlar da artık bilişim dünyasındaki yerini almıştır.
Bu noktada Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu bünyesindeki Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezimiz kısa adıyla USOM eliyle yurt içi ve yurt dışı kaynaklı siber tehditleri tespit etme ve önleme faaliyetleri yürütüyoruz. Ulusal ve uluslararası düzeyde iş birlikleriyle, siber tehditlere karşı mücadele halindeyiz.
Kritik sektörlerde, Sektörel Siber Olaylara Müdahale Ekipleri kısa adıyla SOME ile kurumlar bünyesinde Kurumsal SOME’ler kurarak teknik seviyede ulusal siber güvenliğimize ilişkin organizasyonun şekillenmesini sağladık.
USOM koordinasyonunda görev yapan; 14 adet sektörel SOME ve 2.304 adet kurumsal SOME ile buralarda görev yapan 7.873 siber güvenlik uzmanı ülkemizin sanal-siber sınırlarını koruyor.
Yaptığımız çalışmalar kapsamında, 2024 yılında toplam 97.000’in üzerinde zararlı bağlantı tespit ederek altyapı seviyesinde erişimlerini engelledik. Ayrıca, USOM tarafından 2024 yılında toplam 12.000’in üzerinde siber güvenlik bildirimi ilgili kurum ve kuruluşa bildirilerek gerekli önlemlerin alınmasını sağladık.
Ayrıca siber güvenlik noktasında en önem verdiğimiz hususta yazılımdan cihaz üretimine yerlilik ve milliliktir. USOM’DA tamamen yerli ve milli olarak geliştirdiğimiz “Avcı, Azad, Kasırga, Atmaca ve Kule” gibi uygulamalarımız ile ülkemizin siber güvenliğini sağlıyoruz.
Kritik kamu kurumları ile kritik altyapılar olmak üzere ülkemizin internete açık kaynaklarına ilişkin zafiyet taraması ve hizmet sürekliliğinin sağlanmasına yönelik izleme faaliyetlerini ise Kasırga projesi ile gerçekleştiriyoruz.
Toplamda 131 farklı “kasırga” taramasında 284 adet farklı portun servis ve zafiyet taraması haftalık olarak USOM tarafından gerçekleştirilmektedir. Bu taramalarda 894 farklı zafiyet tasarımı kullanıyoruz. Ayrıca USOM tarafından 7 saat içinde Türkiye’deki yaklaşık 838.112 adet kritik kapsamda bulunan “gov.tr,org.tr,pol.tr,edu.tr vb.” web sitesinin zafiyetlere karşı taramasını da yapabiliyoruz.
Atmaca projesi ile de yüzlerce zafiyete ait risk engelliyoruz. Bu kapsamda kritik özel sektör kuruluşları ve kamu kurumlarına yönelik 17 milyona yakın IP adresinin her biri için düzenli olarak yapılan taramalarla zafiyete ait riskleri proaktif şekilde tespit edebiliyoruz.
Ayrıca, USOM tarafından geliştirilen yapay zeka teknolojisi ile toplam 61.293 adet alan adının vatandaşları dolandırmaya yönelik oltalama olarak kullanıldığı tespit edilmiş ve gerekli önlemler alınmıştır. Toplam 402.979 adet zararlı internet adresine son bir haftada 165.62 milyon erişim engellenmiştir. Yine, son bir haftada 2348 adet yani ağ saldırısı USOM’a raporlanmış ve gerekli tedbirler alınmıştır.
Bugün; uluslararası telekomünikasyon birliği tarafından hazırlanan küresel siber güvenlik endeksi’ne göre ülkemiz Avrupa’da 6. Sırada, dünya genelinde ise 11. sıradadır.
Ulusal Siber Güvenlik Teşkilatı’nın kurulması ise Sayın Cumhurbaşkanımızın Milli Güvenlik Kurulu’nda Müstakil bir Siber Güvenlik Teşkilatı’nın kurulması yönünde talimat vermesiyle gündeme geldi.
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), Emniyet Genel Müdürlüğü ile Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumumuz bünyesinde bulunan USOM tek çatı altında toplanacak. Aslında burada ABD’nin Ulusal Güvenlik Dairesi (NSA) benzeri bir yapılanmadan bahsediyoruz.
Temmuz ayının başında uzaya fırlatılan Türkiye’nin yerli ve milli haberleşme uydusu TÜRKSAT 6A ne zaman yörüngesine oturacak ve hangi tarihte hizmet vermeye başlayacak? Kapsama alanı ne olacak?
Hiç şüphesiz her geçen gün gücüne güç katan ülkemizin, her şeyin en güzelini hak eden milletimizin nelere imza atabileceğini, neler başarabileceğini ilk yerli ve milli haberleşme uydumuz TÜRKSAT 6A ile bir kez daha gösterdik.
Ülkemizin ürettiği en yüksek değere sahip teknoloji projelerinden biri TÜRKSAT 6A’dır. TÜRKSAT 6A’nın üretimi ile ülkemiz haberleşme uydusu üreten ilk 11 ülke arasında yerini aldı ve uydu ihracatçısı konumuna yükselmiş oldu. TÜRKSAT 6A’dan edindiği tecrübelerle bölgesindeki ülkeler için haberleşme uydusu üretim merkezi hâline de geldi.
Bildiğiniz üzere Türksat 6A uydumuz 9 Temmuz’da uzaya gönderilmesinin ardından 20 Temmuz’da 50 Derece Doğu test yörüngesine ulaştı. Söz konusu tarihten itibaren de 50 derece Doğu yörüngesinde bir dizi teste tabi tutulmaya başladı. Şu ana kadar testlerin büyük kısmı herhangi bir sorun görülmeden başarıyla tamamlandı.
Birçok yerli geliştirilen ekipmanımız sorunsuz şekilde testlerden geçti ve çalıştırıldı. Uydumuzun 50 derecede yapılan testlerinin Ekim ayı sonlarında tamamlandıktan sonra normal operasyon yörüngesi olan 42 derece doğu yörüngesine transferini gerçekleştirmeyi planlıyoruz. İnşallah en geç bu yıl sonunda da uydumuzu devreye alacağız.
Şu an TÜRKSAT firmamız 31 derece, 42 derece ve 50 derece doğu yörüngelerinde TÜRKSAT 3A, 4A, 4B, 5A ve 5B olmak üzere toplam 5 aktif haberleşme uydusuyla faaliyetlerine devam ediyor.
Ve bu 5 uydu ile yaklaşık 3,5 milyar nüfusa ulaşıyor. Şimdi TÜRKSAT 6A’nın 42 derece doğu yörüngesine hizmete girmesi ile daha önce TÜRKSAT uydularıyla kapsanmayan Güney-Doğu Asya gibi yeni coğrafyalara da hizmet sunmaya başlayacağız.
TÜRKSAT 6A uydusu ile TÜRKSAT’ın hizmet verdiği alan Hindistan, Tayland, Malezya ve Endonezya’yı kapsayacak şekilde genişleyecek.
TÜRKSAT 6A’yla Türkiye’nin uydularının ulaştığı nüfus, 3,5 milyardan 5 milyarın üzerine çıkacak. Böylece Türkiye, kendi haberleşme uydularıyla dünya nüfusunun yüzde 65’inden fazlasına ulaşabilir hâle gelecek.
E-Devlet'ten mutlaka kontrol edin! Milyonlar sağlık hizmeti alamayacak