İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM Grup Toplantısı'ndaki konuşmasında, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına değinen Akşener, Netanyahu vahşetinin hız kesmeden devam ettiğini, Filistinlilerin adeta bir ateş çemberinin içerisinde sıkıştığını, dünyanın ise bu ateş çemberinin etrafında adeta dans ettiğini kaydetti.

Bu zulmü yaşatanların ve zulümden siyaset üretenlerin resmen bir saadet zinciri oluşturduğunu dile getiren Akşener, "Maalesef hala ne insan haklarına ne vicdana ne de uluslararası hukuka uygun atılan herhangi somut adım yok. BM Genel Sekreteri bile katil Netanyahu'nun Gazze'de sebep olduğu mezalimin karşısında sadece 'dehşete düştük' demekle yetiniyor. İnsan hakları ve savaş hukuku göz göre göre paspasa çevrilirken; evler, okullar, camiler, hastaneler bombalanırken; kadınlar, çocuklar, masum siviller katledilirken dünyanın göstermiş olduğu bu vurdumduymazlık, tarih kitaplarında bir utanç vesikası olarak anılacak." ifadelerini kullandı.

Kemal Kılıçdaroğlu vatandaşlara seslendi: 'Artık zamanı değil mi?' Kemal Kılıçdaroğlu vatandaşlara seslendi: 'Artık zamanı değil mi?'

Netenyahu'da sert tepki

Akşener, sadece bir haftada ölen çocuk sayısının bin 700'den 4 bin 237'ye yükseldiğini, Gazze'de yaklaşık her 10 dakikada bir çocuğun öldürüldüğünü vurguladı. "Bu vahşetin daha nesini tartışacağız?" diyen Akşener, şöyle konuştu:

"Gözü dönmüş Netanyahu'nun tüm dünyada savaş suçlusu ilan edilmesi için daha kaç çocuğun ölmesi gerekiyor? Böyle bir vicdansızlık, böyle bir umursamazlık olabilir mi? Bugün dünyada ne kadar ülke varsa her birinin meclisinde Netanyahu'nun savaş suçlusu ilan edilmesi gerekiyor. Kendi ülkelerinde bir terör saldırısı olduğunda dünyayı ayağa kaldıran Batı ülkelerinin 21. yüzyılın en büyük katliamına sessiz kalması, 21. yüzyılda bile haçlı zihniyetinden çıkamadıklarının bir kanıtıdır. Tüm dünyaya özgürlük pazarlayan Amerika, çocukların yaşama özgürlüğü bombalanırken sesini çıkarmıyor. Paris'teki terör saldırılarında 11 vatandaşını kaybedince dünyayı ayağa kaldıran Fransa, ölen Filistinli çocuklar olduğunda 4 bin 237 çocuğun katili Netanyahu'ya destek ziyareti yapıyor. Ve Netanyahu da bu ikiyüzlü desteklerin karşılığını daha çok bina yıkarak, daha çok çocuk öldürerek, daha çok yeri işgal ederek ödüyor.

Batı, Hamas'ın terör eylemlerini odağına alıp Netanyahu terörünü görmezden gelirken Doğu ise Netanyahu terörünü odağına alıp sivilleri katledip Netanyahu'ya açık çek veren Hamas'ı görmezden geliyor. Ancak Türkiye, Batı ile Doğu'nun bu ikiyüzlülüğü arasında bir tercihe zorlanamaz. Türkiye yalnız ve yalnızca dünyanın unutmuş gözüktüğü vicdanın, hakkın ve adaletin tarafı olmalıdır. İsrail ile Filistin arasında 80 yıldır süregelen bu çatışmanın çözümü, Filistin'i Hamas'tan, İsrail'i de Netanyahu ve zihniyetinden arındırmaktır. Kalıcı bir barış inşa etmek için Türkiye nefretten beslenenleri değil barış için çabalayanları desteklemelidir."

"Değişim havarisi oldular"

Konuşmasında CHP kongresine değinen Akşener, "2023 seçimlerinde Türkiye'yi değiştirmek için gösterdiğimiz çaba karşısında bizi oyunbozanlıkla, hainlikle suçlayanlar, parti içi hesaplarını Türkiye'nin istikbalinin önüne koyanlar, hafta sonu itibarıyla birer değişim havarisi oluverdiler. Sayın Kılıçdaroğlu'nun adaylığına karşı çıktık diye bize demediklerini bırakmayanlar hafta sonu itibarıyla yeni Genel Başkan Sayın Özgür Özel'in en büyük fanları oldu." diye konuştu.

Bu gelişmeler karşısında güldüğünü dile getiren Akşener, Allah'ın her şeyi yaşarken gösterdiğini söyledi.

Meral Akşener, kendisi hakkında "vatan haini, FETÖ'cü, beşli çete tarafından satın alınmış" gibi iftiralar atıldığını, bütün bu iddiaların araştırıldığını ancak hiçbirinin gerçek olmadığının ortaya çıktığını belirtti.

"Bu sıralar sürekli şükür namazı kılıyorum"

Akşener, "Hani Sayın Kılıçdaroğlu yüzde 60 ile kazanıyordu, hani kola kutusunu da koysanız kazanıyordu. Göz önünde olan bir hikâye bu. Oturup iki rekat şükür namazı kıldım. Bu sıralar sürekli şükür namazı kılıyorum. Ezcümle kral öldü ama 2023'e damga vuran o garip anlayış ve o anlayışın sahipleri aynen yerinde duruyor. Tüm kurultay süreci boyunca Türk sağına ve bizlere bol miktarda hakaret edildi. Her türlü erdemi solda, her türlü ahlaksızlığı da sağda gören ateşli konuşmalar, derinlikli yorumlar yapıldı. Hançer edebiyatları, İYİ Parti eleştirileri havalarda uçuştu. Ve tüm bunlar da hazırun tarafından büyük bir şevkle alkışlandı." ifadelerini kullandı.

"Hançer işi ortada kaldı"

Yıllar önce abisinden "yaşlı adamların sözlerine bakma, acındırmaya çalışırlar kendilerini" diye bir nasihat aldığını aktaran Akşener, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şimdi Sayın Kılıçdaroğlu da hançerden bahsetti ama hançer işi ortada kaldı. Ben bugüne kadar hiç kimsenin arkasından hançer vurmadım. Ben hak ettiği takdirde hançeri ya (boğazını göstererek) ya kalbine vururum. Bugüne kadar hep öyle yaptım. Arkadan işim yoktur. Çünkü ben gücün getirdiği kul hakkından çok korkarım. Bana öğretilen, yüze karşı konuşmak, kalabalık içinde açık ve şahitli konuşmaktır. Ben 6 kişinin içerisinde net bir şekilde konuşmuş bir şahsım. Karşılığında ölmüş anama sövüldü. Şimdi asıl mesele şu: Ben olmadığıma göre hançerler kimin? Bu hançer edebiyatı çok ilginç, kimse üstüne alınmadı, benim üstüme kaldı. CHP kongresinde herkeslere selamlar gitti, biz hariç. Zaten sadece o, yan yana gelmenin bundan sonra zor olduğunun işaretidir. Herkesin birbirine selam gönderildiği bir kongreden sonra nasıl olacak bilmiyorum."

Akşener, kurultayların siyasi partinin iç meselesi olduğunu, CHP'nin de kendi içinde bir değişim sürecine girdiğini, "sağ" ve "sağcı" antipatisi üzerinden teşkilatlarını konsolide etme arayışında olabileceklerini söyledi.

Kendileri için değişen hiçbir şey olmadığını belirten Akşener, "Milletimizden başka kimse bizi beğenmek zorunda değil. Milletimizden başka kimsenin teveccühü de bizim umurumuzda değil. Biz her şeyi hamdolsun yeterince gördük. 'İlle de ben' diyenleri gördük. Finiş çizgisine kadar gelip geriye koşanları da gördük. Parti içi hesapların nasıl da milletimizin taleplerinin önüne koyulduğuna şahit olduk. O nedenle de bundan sonra kendimizden başka kimseye kefil olmayız, siz isteseniz bile ben olmayacağım." değerlendirmesinde bulundu.

Editör: Batuhan Yavuz