Gündem

Pınar Selek davası nedir? Hakkında kırmızı bülten çıkarıldı! Pınar Selek kimdir?

Pınar Selek wikipedi'de Pınar Selek, Türk sosyolog, feminist, anti-militarist yazar olarak geçmektedir. Pınar Selek olayı ile ilgili bugün yeni bir gelişme yaşandı. 25 yıl önce Mısır Çarşısı'nda 7 kişinin öldüğü, 128 kişinin yaralandığı patlamayla ilgili sosyolog Pınar Selek hakkında tutuklama ve kırmızı bülten kararı çıkarıldı.

Abone Ol

Pınar Selek hakkında kırmızı bülten çıkınca Pınar Selek olayı yeniden gündeme oturdu. Pınar Selek kimdir, Pınar Selek davası nedir? İşte hepsinin sıra sıra cevabı.... İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca 1998'de Mısır Çarşısı'nda 7 kişinin öldüğü, 127 kişinin de yaralandığı patlamaya ilişkin haklarındaki beraat kararları bozulan sanıklardan sosyolog Pınar Selek hakkında kırmızı bülten, sanık Abdülmecit Öztürk hakkında ise tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılmasına karar verdi.

Yargıtay kararının ardından dava dosyasının gönderildiği İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından hazırlanan tensip zaptında Pınar Selek ve Abdulmecit Öztürk 'sanık', İsmet Çetinkaya, Zeynep Yarar ve Meral Aydın 'katılan' sıfatıyla yer aldı.

Sanıkların suçunun 'devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya çalışmak' olduğuna yer verilen tensip metninde, katılan Zeynep Yarar'ın vefat ettiği kaydedildi.

Mahkeme heyeti, Pınar Selek'in yokluğunda tutuklanmasına ve hakkında kırmızı bülten çıkarılmasına karar verdi.

Genelge hükümlerine uygun olacak şekilde hazırlanacak kırmızı bülten formlarının doğrudan Adalet Bakanlığına iletilmesine hükmeden heyet, sanık Abdulmecit Öztürk hakkında ise tutuklanmasına yönelik yakalama kararı çıkarılmasını karara bağladı. Mahkeme, duruşmanın 31 Mart'ta yapılmasına karar verdi.

Pınar Selek Kimdir ?

1971'de İstanbul 'da doğdu. Notre Dame De Sion Lisesi'den sonra 1996'da Mimar Sinan Üniversitesi Sosyoloji bölümünü 'Babiali'den İkitelli'ye, Mürekkep Kokusu'ndan Plazalara' başlıklı teziyle, birincilikle bitirdi. Aynı üniversitede sosyoloji yüksek lisansını tamamladı. Fransa'da Sophiantipolis UDEL Üniversitesi'nde ekonomi-politik dersleri aldı.
Üniversite yıllarında sokak çocukları, seks işçileri, Romanlar ve eşcinsellere ilişkin çalışmalarıyla dikkati çekti.


Amargi Kadın Dayanışma Kooperatifi kurucularından olan Selek, barış mücadelesi, antimilitarizm, insan haklarıyla ilgili çalışan birçok STK ve harekete destek vermekte ve Amargi Feminist Teori Dergisi editörlüğünü yapmaktadır.

Selek'in EZLN Zapatist hareketin bildirileri ve Marcos'un mektuplarından oluşan Ya Basta! Artık Yeter adlı çeviri/derleme çalışması 1996'da Belge Yayınları'ndan çıktı.

Ülker Sokak'ta travesti ve transseksüellerin dışlanmasını konu alan 'Maskeler', 'Süvariler', 'Gacılar' adlı araştırması 2001'de Aykırı Yayınları'ndan; barış mücadelesinin ve sol muhalefetin yaşadığı sorunların ele alındığı Barışamadık 2004'te İthaki Yayınları'ndan basıldı.

2008'de İletişim Yayınları'ndan çıkan ve erkekliğin iktidar aracı olarak oluşumunda askerlik hizmetinin rolünü inceleyen 'Sürüne Sürüne Erkek Olmak kitabı Zum Mann Gehätschelt, Zum Mann Gedrillt başlığıyla 2010'da Orlanda Yayınevi tarafından Almanca olarak yayımlandı.

Pınar Selek'in ayrıca Su Damlası (2008,Özyürek Yayınları), Siyah Pelerinli Kız (2009, Şahmaran Yayınları) ve Yeşil Kız (2010, Özyürek Yayınları) başlıklı üç de masal kitabı bulunmaktadır.

1998 yılında terör örgütü PKK hakkında yürüttüğü bir araştırma sebebiyle göz altına alınarak tutuklanmıştır.

Kitapları

Barışamadık
İthaki
Sürüne Sürüne Erkek Olmak
Maskeler Süvariler Gacılar
Yolgeçen Hanı
Yeşil Kız
Su Damlası

Fransa'da yaşayan Pınar Selek: Dönünce halaya duracağım

Fransa'da yaşayan Selek, Ceza Genel Kurulu ve ardından gelen mahkeme kararına ilişkin şu açıklamayı yaptı: 'Mısır Çarşısı Davası, 25 yıldır sürüyor. Hayatımın yarısı. 25 yıldır sürdürdüğümüz hukuk mücadelesini boğmaya çalışan mafya çete sisteminin bir aynası. Ve bu dava ülkemizde çok daha uzun süredir kökleşen örgütlü kötülüğün bir göstergesi.

Sahte belgelere dayalı bu sahte karar, seçimden önce gündeme sokulan karanlık senaryolardan sadece bir paragraf. Farklılıkların eşitlik ve özgürlük temelinde birlikte yaşamasından yana olanlara reva görülen kirli oyunların sadece bir parçası. Yani bizim mücadelemiz ülkemizdeki ağır bedellerle süren yaşam direnişinin sadece küçük bir parçası. Birlikte kazanacağız.

13 yıl önce ayrıldığım topraklara döneceğim ve tanıdığım tanımadığım dostlarla büyük bir halaya durağım. İçimdeki büyük acıya rağmen bu halayın umuduyla güçlüyüm.

Davanın geçmişi: Patlamaya bomba mı yoksa...

İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, Eminönü'ndeki Mısır Çarşısı'nda 1998'de 7 kişinin öldüğü, 127 kişinin yaralandığı patlamaya ilişkin davada, 'patlamaya bombanın mı yoksa LPG'nin mi neden olduğunun kesin tespitinin yapılamadığı' gerekçesiyle Pınar Selek hakkında beraat kararı vermişti.

Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Selek'in 'sosyolojik araştırma yapma' adı altında silahlı terör örgütü üyeleri ile irtibata geçtiği, örgütün amacı doğrultusunda bombayı yerleştirdiğinin anlaşıldığını belirterek, beraat kararını bozmuştu.

Daire, eylemin, örgütün ülke genelindeki organik bütünlüğü ve toplumdaki etkinliği de nazara alındığında suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK'nin 125. maddesinde tanımlanan 'devlet güvenliğine karşı suç'u oluşturduğuna hükmederek, Selek'in bu madde kapsamında ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını istemişti.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, dairenin kararına itiraz etmesi üzerine dosya, Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gelmişti. Başsavcılığın itiraz başvurusunda, patlamanın nedeninin tam olarak tespit edilemediği savunularak, İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesinin beraat kararının yerinde olduğu savunulmuştu. Başsavcılığın itirazını reddeden Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2010 yılında 9. Daire'nin bozma kararının yerinde olduğuna hükmetmişti.

Bunun üzerine davayı tekrar gören İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, 9 Şubat 2011'deki duruşmada, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin, sosyolog Pınar Selek ile Abdülmecit Öztürk hakkında verilen beraat kararının bozulması yönündeki kararına karşı direnmiş, diğer sanıklar Kadriye Fikret Sevgi, Heval Öztürk ve Maşallah Yağan açısından ise bozma ilamına uyulmasını kararlaştırmıştı. Mahkeme, 22 Kasım 2012'deki duruşmada ise Pınar Selek ve Abdülmecit Öztürk hakkındaki beraat kararında direnmekten vazgeçmişti.

İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, 24 Ocak 2013'te görülen son duruşmada, tutuksuz yargılanan Selek'in 'devletin hakimiyeti altındaki toprakların bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya matuf eylemde bulunmak' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasına karar vermişti. Heyet, Selek hakkında yakalama kararı da çıkarmıştı.

Mahkeme Başkanı Vedat Yılmazabdurrahmanoğlu ise Selek'in beraat etmesi gerektiğini belirterek karara muhalif kalmıştı.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 2 Ocak 2014 tarihli tebliğnamesinde, Selek hakkındaki hapis cezasının onanmasını istemişti. Yargıtay 9. Ceza Dairesi ise 11 Haziran 2014'te dosyayı usul yönünden bozarak yerel mahkemeye göndermişti.

İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesinin yeni yasayla kapatılması üzerine dava dosyası, İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesine gelmiş ve bu mahkemenin ilk duruşmasında, Selek ile ilgili verilen yakalama emri kararının kaldırılmasına hükmedilmişti.

İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi, 19 Aralık 2014'te sanıkların atılı suçu işlediklerine dair mahkumiyetlerine yetecek ölçüde kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gerekçesiyle sanıkların beraatine karar vermişti.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, yerel mahkemenin direnme kararı üzerine verdiği beraat kararını yerinde bulmayarak sanıkların eylemlerinin, olay tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 125. maddesinde belirtilen 'devlet güvenliğine karşı suç' kapsamında olduğu gerekçesiyle bozmuştu.