DOLAR

36,6711$% 0.01

Created with Highcharts 8.2.2
EURO

40,0945% -0.01

Created with Highcharts 8.2.2
GRAM ALTIN

3.535,84%0,00

Created with Highcharts 8.2.2
ÇEYREK ALTIN

5.796,00%0,03

Created with Highcharts 8.2.2
TAM ALTIN

23.111,00%0,03

Created with Highcharts 8.2.2
BİTCOİN

3077552฿%1.18459

Created with Highcharts 8.2.2
a
Merve Ahu Sarı

Merve Ahu Sarı

16 Mart 2025 Pazar

TÜRKİYE ÖCALAN KARTINI MASAYA KOYDU

6

BEĞENDİM

ABONE OL

Açıkça ortada ki; Suriye’deki dizayn süreci ve ülkemizdeki ‘Terörsüz Türkiye’ açılımı birbiriyle bağlantılı hareket etmektedir.

ABD açısından, Şam Yönetimi ve SDG’nin 10 Mart’ta imzaladığı sekiz maddelik anlaşma, Suriye’yi tıpkı Irak gibi parçalayarak, federatif bir yönetime götürdüğü sürecin resmileşmesidir. Mazlum Abdi’nin bu anlaşmanın hemen öncesinde, ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanıyla gizli bir görüşme gerçekleştirdiği bilgisinin altını çizdiğimizde, ortaya çıkan tablo; YPG, ABD mimarlığıyla, yeni Suriye devletine ortak yapıldı.

Diğer taraftan ise anlaşılan metinde Mazlum Abdi’nin “SDG Genel Komutanı” yerine yalnızca “Bay Mazlum Abdi” ifadesi kullanılarak aşağılanması ve imzaların atıldığı masanın arkasında yalnızca Suriye bayrağının yer alması oldukça önemli mesajlardı.

PYD elebaşlarından Salih Müslim’in “Bu devletin her şeyine ortak oluyoruz. Yönetimine, anayasasına, yaşamına, ekonomisine ortak oluyoruz.” şeklinde açıklaması SDG’nin Suriye’deki nihai hedefine dair önemli ipuçlarını barındırıyor. 

Saha oyunlarından masa oyunlarına geçilen bu süreçte; Türkiye’nin Suriye’deki güçlü yapısı, ABD’nin SDG planlarını hayata geçirmesine öyle kolay izin vermeyecektir. Şam Yönetimi ve SDG denkleminin gerçek oyun kurucuları; ABD ve Türkiye’dir. Suriye’nin geleceğini bu iki ülke arasındaki anlaşmalar belirleyecektir.

ABD tarafından yıllardır YPG’ye verilen askeri eğitimler, bir kolorduya yetecek en üst seviyede silah teçhizatları, milyarlarca dolarlık yatırımlar ve bölgede bulunan yüz binden fazla militanı ele alırsak, yaratılan bu güçten Suriye’ye gelecek barış için vazgeçilebilir mi? YPG’nin yeni Suriye yönetimine entegre olup, sindirilmesine göz yumulur mu? Yorum sizin.

Türkiye, ABD’nin bu planına karşılık Öcalan kartını masaya koydu. Devlet Bahçeli’nin 1 Ekim’de yaptığı çağrı üzerine Öcalan’ı meclise davet edip, PKK’yı feshetmesi teklifinin; Türkiye’de terörü bitirmenin yanı sıra aslolan hedefin Suriye’de resmileşen YPG varlığı olduğunu görüyoruz. Abdullah Öcalan’ın, manevi oğlu olarak gördüğü Mazlum Abdi üzerinde güçlü bir etkisi var. Bahçeli‘nin Öcalan için ‘kurucu önderifadesini bu perspektifte okumak daha doğrudur. Bebek katilinden Önder Apo’ya nasıl gelindi gibi lakırdılarla süreç zayıflatılmaya çalışılsa da, ‘Kurucu Önder Abdullah Öcalan’ hatırlatması YPG-PKK içindi. Öcalan’ın Türkiye lehine açıklamaları ve örgütteki etkin gücü, ABD kontrolündeki YPG için büyük paradoks.

Durum böyleyken PKK’nın silah bırakması ve SDG-Şam anlaşması, Türkiye’nin sınır ötesi operasyonlarını sekteye uğratabilir mi? Sınır ötesindeki etkin varlığımız ve teröristleri hedef alan olası bir harekâtımız, YPG’nin hamileri tarafından Suriye’nin inşasını engelleyen eylemler olarak tanımlanıp, tepkilere yol açtırabilir mi? Bu durumda Türkiye nasıl bir strateji izleyecek?

Tüm bunları ilerleyen süreçte göreceğiz lakin bu yapıların ismi, cismi, söylemleri ne kadar değişse de, resmileşse de varlıkları her daim bölge halkımız ve Anadolu toprakları için tehdit oluşturmaya devam edecektir. Sınır ötesi güvenlik, Türkiye’nin güvenliğidir.

Devamını Oku

Prison Break geri dönüyor

Prison Break geri dönüyor
1

BEĞENDİM

ABONE OL

Abisini hapishaneden kaçırmak için kusursuz bir plan yapan Michael Scofield’ı konu alan Prison Break dizisi ekranlara geri dönüyor. Dizide rol alacak isimler belli oldu…

2005 yılında yayınlanan ilk Prison Break dizisinde, işlemediği bir suç nedeniyle idama mahkûm edilen abisi Lincoln Burrows’u hapisten kaçırma planı yapan dâhi kardeş Michael Scofield’ın hikayesini konu alıyordu.

    prison break sequel wentworth miller 2017 michael scofield wallpaper preview

Çok ses getiren dizi, yıllar içinde kült statüsüne ulaştı. Yeniden çekimlerine başlanan dizinin hayranları bu habere çok sevinse de bazıları şimdiden hayal kırıklığına uğradı. Yeni Prison Break dizisinde, orijinal karakterler olmayacak aynı evrende geçen yepyeni karakterlerle bir hikâye sunulacak.

Yeni Prison Break Dizisi Oyunculari 1

yeni Prison Break dizisinde hikâyenin merkezinde, ABD ordusundan ayrıldıktan sonra ülkenin en zorlu hapishanelerinden birinde işe başlayan eski asker Cassidy Collins (Emily Browning) var. Hapishanenin içindeki karmaşanın ortasında kalan Cassidy, burada on yıldır mahkûm olan Tommy (Drake Rodger) ile karşı karşıya gelecek. Öte yandan Lukas Gage, ayrıcalıklı bir geçmişe sahip ve ilk kongre seçim kampanyasını yürüten politikacı Jackson karakterini canlandıracak. Hulu kanalında yayınlanacak olan yeni Prison Break dizisi, bakalım eski sezonlarının başarısına ulaşabilecek mi?

 
Devamını Oku

SURİYE’DE NELER OLUYOR?  SÜNNİ-Şİİ SAVAŞI KAPIDA MI?

7

BEĞENDİM

ABONE OL

WhatsApp Image 2025 03 09 at 21.56.23

MERVE AHU SARI

Suriye’de devrik lider Beşar Esad sonrası kurulan yeni yönetimle birlikte silahların sustuğu, devletin yapılanma sürecinde adımlar atıldığı, her şeyin yolunda gittiği bir anda, ülkede gerilimi tırmandıran çatışma haberleri gelmeye başladı. Gelin bölgede yaşanan son durumun perde arkasını ele alalım.

Suriye, Heyet Tahrir el Şam (HTŞ), YPG-PKK ve İsrail’in işgal ettiği bölge olarak şu anda 3 parçaya ayrılmış durumda. Ahmed Eş Şara (El Colani) yönetime geçtikten sonra “Eski Esad rejiminin işkencecileri dışında tüm Suriyelilere af ilan etmesi, rejim militanlarında büyük korkuya yol açtı. Eğer yakalanırlarsa, yargılanıp öldürüleceklerini bildikleri için Tarsus ve Lazkiye’ye kaçarak bir cephe oluşturdular. Şiilerin yaşadığı bu bölgeleri koruma kalkanı olarak kullanarak, İran ajanlarıyla ortak hareket ediyorlar.

Peki kurgulanan oyun ne? Bir kurdun koyun postuna bürünmesi gibi, Esad militanları da Şii postuna bürünerek bölgede etnik savaş yaratma gayretinde. Suriye nüfusunun yüzde 20’si Şii. Ülkede yaklaşık 3 milyon Alevi, İsmaililer, 12 İmam Şiiliği ve Dürzi vatandaşı yaşıyor. Htş yönetimi ise; Sünni İslamcı görüştedir. Toplumun farklı mezhepsel yapısı hedef alınarak kanlı planlar devreye sokulmuş görülüyor. 

Türkiye olası mezhepsel savaştan en çok etkilenecek ülkedir. Suriye’de milyonlarca alevi, savaş çıkması durumunda Hatay-Cilvegözü sınır kapısına akın edecektir. Türkiye ile yakın akrabalık bağları taşıyan Suriye Arap Alevilerinin en yakın kaçış noktası da Hatay olacaktır. Ezcümle “Lazkiye ve Tartus’ta ki güvenlik, Hatay ve Türkiye’nin güvenliğiyle doğrudan ilişkilidir

Bölgedeki gerçeği anlamak için Suriyeli tanıdıklarımla konuştum. Kaynaklarım önemli bilgiler aktardı. Eski Esad rejimi militanlarının, sokakta alevi avına çıktığı bilgisi çok rahatsız edici. Masum Alevi siviller kurşuna dizilerek, bu insanlık dışı görüntüler dünyaya servis edildi. Katliamlardan Sünni HTŞ sorumluymuş gibi kamuoyu algısı da şimdiden oluşturuldu. Amaç; Htş nefreti oluşturmak ve Sünni-Şii iç savaşı başlatmak.

Ahmed Eş Şara bu süreçte hızlı aksiyon almalı ve devlet adamlığını korkusuzca ortaya koyabilmeli. Rejim militanlarıyla savaşmak, onları büyütmekten öteye gitmez. Üstelik dünya basınının, hayatını kaybeden binlerce insanın sorumlusu olarak ‘kendisini’ göstereceğini de öngörebilmeli. Eğer süreç iyi yönetilmezse, devrik lider Beşar Esad’tan bir ders çıkarılmamışsa Suriye’de yeni savaş kapıda görülüyor. Bölgede Ypg varlığı, İran ajanları, İsrail-ABD faktörü iyi hesaplanmazsa, yeni yönetim çıkılmaz bir girdabın içinde bocalanacaktır. Eş Şara, tüm tepkilere ve eleştirilere kulak tıkayıp barış elini eski Esad rejim militanlarına uzatmalı. Onlara da genel af ilan edilirse, eski rejim militanları arasında büyük kırılmalar yaşanır, çoğu silahlarıyla birlikte teslim olur. Akabinde Eş Şara, Şii liderlerle temasa geçerek, halkta da güven temin edebilirse oluşan barış iklimiyle bu krize son verebilir. Eğer eski rejim militanlarına intikam yemininde ısrar ederse, Suriye’de barış havası sona ermiş olur.

Gelelim işin başka boyutuna; Bölgede olası iç savaş, en çok Ypg-Pkk’nın faydasına olacaktır. Savaş şehrin sahil tarafına yoğunlaşacağı için, kuzeyde kantonlaşan örgüte siyasi ve askeri baskı azalacaktır. Oluşacak bu boşluk iyi değerlendirilirse, YPG bölgede başat güç konumuna gelir. Terör örgütü şu an yaşananlardan dolayı çok mutlu. Ellerini ovuşturarak, fırsat kolluyor. 

Türkiye, Suriye yeni yönetimine en yakın ülkelerden biri. Devlet yönetimi, diplomasi, siyasette yumuşak güç ve strateji tecrübesi olmayan Ahmed Eş Şara’yla ivedilikle bir görüşme sağlanmalıdır. Bölgede barışı sağlama adına uzlaşı siyasetinin öneminde mutabık kalınırsa, Suriye’de büyük bir kriz çözülmüş olacaktır. Yazımın sonuna gelirken Sun Tzu’nun bir sözüne atıf yapmakta fayda var… ’Gerçek zafer, savaşmadan kazanılan zaferdir. Gerçek önder savaşmadan kazanan önderdir’’

Devamını Oku

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.