36,6753$% 0.09
40,0531€% 0.19
3.515,47%-0,04
5.753,00%-0,05
22.942,00%-0,06
3090955฿%-0.179
14 Mart 2025 Cuma
Çarpıcı anket sonucu: Vatandaşlar Ekrem İmamoğlu'nun adaylığı hakkında ne düşünüyor?
ABD güçleri, Yemen'i vuruyor: Trump, "Emri ben verdim" dedi
Ece Gürel'e 'cadılık eğitimi' verdiği iddia edilen Hale Nur Özen serbest bırakıldı
CHP’DE OHÂL REJİMİ!
Abisini hapishaneden kaçırmak için kusursuz bir plan yapan Michael Scofield’ı konu alan Prison Break dizisi ekranlara geri dönüyor. Dizide rol alacak isimler belli oldu…
2005 yılında yayınlanan ilk Prison Break dizisinde, işlemediği bir suç nedeniyle idama mahkûm edilen abisi Lincoln Burrows’u hapisten kaçırma planı yapan dâhi kardeş Michael Scofield’ın hikayesini konu alıyordu.
Çok ses getiren dizi, yıllar içinde kült statüsüne ulaştı. Yeniden çekimlerine başlanan dizinin hayranları bu habere çok sevinse de bazıları şimdiden hayal kırıklığına uğradı. Yeni Prison Break dizisinde, orijinal karakterler olmayacak aynı evrende geçen yepyeni karakterlerle bir hikâye sunulacak.
yeni Prison Break dizisinde hikâyenin merkezinde, ABD ordusundan ayrıldıktan sonra ülkenin en zorlu hapishanelerinden birinde işe başlayan eski asker Cassidy Collins (Emily Browning) var. Hapishanenin içindeki karmaşanın ortasında kalan Cassidy, burada on yıldır mahkûm olan Tommy (Drake Rodger) ile karşı karşıya gelecek. Öte yandan Lukas Gage, ayrıcalıklı bir geçmişe sahip ve ilk kongre seçim kampanyasını yürüten politikacı Jackson karakterini canlandıracak. Hulu kanalında yayınlanacak olan yeni Prison Break dizisi, bakalım eski sezonlarının başarısına ulaşabilecek mi?
Suriye’de devrik lider Beşar Esad sonrası kurulan yeni yönetimle birlikte silahların sustuğu, devletin yapılanma sürecinde adımlar atıldığı, her şeyin yolunda gittiği bir anda, ülkede gerilimi tırmandıran çatışma haberleri gelmeye başladı. Gelin bölgede yaşanan son durumun perde arkasını ele alalım.
Suriye, Heyet Tahrir el Şam (HTŞ), YPG-PKK ve İsrail’in işgal ettiği bölge olarak şu anda 3 parçaya ayrılmış durumda. Ahmed Eş Şara (El Colani) yönetime geçtikten sonra “Eski Esad rejiminin işkencecileri dışında tüm Suriyelilere af ilan etmesi, rejim militanlarında büyük korkuya yol açtı. Eğer yakalanırlarsa, yargılanıp öldürüleceklerini bildikleri için Tarsus ve Lazkiye’ye kaçarak bir cephe oluşturdular. Şiilerin yaşadığı bu bölgeleri koruma kalkanı olarak kullanarak, İran ajanlarıyla ortak hareket ediyorlar.
Peki kurgulanan oyun ne? Bir kurdun koyun postuna bürünmesi gibi, Esad militanları da Şii postuna bürünerek bölgede etnik savaş yaratma gayretinde. Suriye nüfusunun yüzde 20’si Şii. Ülkede yaklaşık 3 milyon Alevi, İsmaililer, 12 İmam Şiiliği ve Dürzi vatandaşı yaşıyor. Htş yönetimi ise; Sünni İslamcı görüştedir. Toplumun farklı mezhepsel yapısı hedef alınarak kanlı planlar devreye sokulmuş görülüyor.
Türkiye olası mezhepsel savaştan en çok etkilenecek ülkedir. Suriye’de milyonlarca alevi, savaş çıkması durumunda Hatay-Cilvegözü sınır kapısına akın edecektir. Türkiye ile yakın akrabalık bağları taşıyan Suriye Arap Alevilerinin en yakın kaçış noktası da Hatay olacaktır. Ezcümle “Lazkiye ve Tartus’ta ki güvenlik, Hatay ve Türkiye’nin güvenliğiyle doğrudan ilişkilidir”
Bölgedeki gerçeği anlamak için Suriyeli tanıdıklarımla konuştum. Kaynaklarım önemli bilgiler aktardı. Eski Esad rejimi militanlarının, sokakta alevi avına çıktığı bilgisi çok rahatsız edici. Masum Alevi siviller kurşuna dizilerek, bu insanlık dışı görüntüler dünyaya servis edildi. Katliamlardan Sünni HTŞ sorumluymuş gibi kamuoyu algısı da şimdiden oluşturuldu. Amaç; Htş nefreti oluşturmak ve Sünni-Şii iç savaşı başlatmak.
Ahmed Eş Şara bu süreçte hızlı aksiyon almalı ve devlet adamlığını korkusuzca ortaya koyabilmeli. Rejim militanlarıyla savaşmak, onları büyütmekten öteye gitmez. Üstelik dünya basınının, hayatını kaybeden binlerce insanın sorumlusu olarak ‘kendisini’ göstereceğini de öngörebilmeli. Eğer süreç iyi yönetilmezse, devrik lider Beşar Esad’tan bir ders çıkarılmamışsa Suriye’de yeni savaş kapıda görülüyor. Bölgede Ypg varlığı, İran ajanları, İsrail-ABD faktörü iyi hesaplanmazsa, yeni yönetim çıkılmaz bir girdabın içinde bocalanacaktır. Eş Şara, tüm tepkilere ve eleştirilere kulak tıkayıp barış elini eski Esad rejim militanlarına uzatmalı. Onlara da genel af ilan edilirse, eski rejim militanları arasında büyük kırılmalar yaşanır, çoğu silahlarıyla birlikte teslim olur. Akabinde Eş Şara, Şii liderlerle temasa geçerek, halkta da güven temin edebilirse oluşan barış iklimiyle bu krize son verebilir. Eğer eski rejim militanlarına intikam yemininde ısrar ederse, Suriye’de barış havası sona ermiş olur.
Gelelim işin başka boyutuna; Bölgede olası iç savaş, en çok Ypg-Pkk’nın faydasına olacaktır. Savaş şehrin sahil tarafına yoğunlaşacağı için, kuzeyde kantonlaşan örgüte siyasi ve askeri baskı azalacaktır. Oluşacak bu boşluk iyi değerlendirilirse, YPG bölgede başat güç konumuna gelir. Terör örgütü şu an yaşananlardan dolayı çok mutlu. Ellerini ovuşturarak, fırsat kolluyor.
Türkiye, Suriye yeni yönetimine en yakın ülkelerden biri. Devlet yönetimi, diplomasi, siyasette yumuşak güç ve strateji tecrübesi olmayan Ahmed Eş Şara’yla ivedilikle bir görüşme sağlanmalıdır. Bölgede barışı sağlama adına uzlaşı siyasetinin öneminde mutabık kalınırsa, Suriye’de büyük bir kriz çözülmüş olacaktır. Yazımın sonuna gelirken Sun Tzu’nun bir sözüne atıf yapmakta fayda var… ’Gerçek zafer, savaşmadan kazanılan zaferdir. Gerçek önder savaşmadan kazanan önderdir’’