34,5467$% 0.18
36,0147€% -0.62
3.005,41%1,48
5.110,00%0,95
20.381,00%1,12
3383753฿%-0.70219
Sözcü Gazetesi yazarı Saygı Öztürk bugünkü yazısında Kemal Kılıçdaroğlu‘na tehditler geldiğini öne sürdü. Olayların ardında koltuk sevdası olduğunu söyleyen Saygı Öztürk Kılıçdaroğlu’na en yakın isimlerden birisi SSK Genel Müdürlüğü döneminde yardımcılığını yapan, şimdi de genel başkan yardımcılığı görevini yürüten Bülent Kuşoğlu ile konuştuklarını köşesine taşıdı.
Saygı Öztürk açıklamasında eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ı da örnek vererek ”CHP’de bu tür tartışmalar bugün değil, önceki genel başkan rahmetli Deniz Baykal döneminde de farklı boyutlarıyla yaşanmıştı. Sultangazi’de partiye katılım töreninde çarşaflı iki kadına CHP rozetini bizzat Baykal takmıştı. Kıyamet koparılmıştı” ifadelerini kullandı.
İŞTE SAYGI ÖZTÜRK’ÜN BUGÜNKÜ KÖŞE YAZISI
Televizyon tartışma programları CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile başlıyor, onunla bitiyor. Ertesi gün aynı konular tekrarlanıyor. Kuşkusuz bu süreçte CHP içinden basına malzeme taşıyanlar var. Tabii gerçekler neyse ortaya çıkmalı. Ama düne kadar Kılıçdaroğlu’nun en yakınında olan bazı siyasetçilerin şimdi Kılıçdaroğlu dönemini didik didik edip yeni bir seçim döneminde tartışmaya açmalarının arkasında da başka niyetler olmalı. Onun başında da koltuk geliyor. CHP’de bu tür tartışmalar bugün değil, önceki genel başkan rahmetli Deniz Baykal döneminde de farklı boyutlarıyla yaşanmıştı. Sultangazi’de partiye katılım töreninde çarşaflı iki kadına CHP rozetini bizzat Baykal takmıştı. Kıyamet koparılmıştı.
Geçmişte attıkları twitlerde CHP Genel Başkanını eleştirenlerden CHP’ye katılmış hatta kendilerine görev bile verilmiş olan kişiler eleştirilirken Türk siyasetinde liderlerin açıklamalarını şöyle bir hatırlayınız. MHP Genel Başkanı ile AKP Genel Başkanı arasında ki karşılıklı ağır sözlere rağmen bugün aynı ittifakta yer alıyorlar. Önceki İçişleri Bakanı, AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkındaki sözlerine rağmen genel başkan yardımcılığına, sonra içişleri Bakanlığı’na getirilmişti.
ÇELEBİ, ŞAŞIRTMIŞTI
Tüm bunları da bir kenara bırakalım. Teğmen Mehmet Ali Çelebi, AKP iktidarı döneminde Fethullahçıların kumpası sonucu tutuklandı. Yıllarca cezaevinde kaldı. Cezaevinde olduğu dönemde evlendi. Nikah şahitliğini ise cezaevinde Kemal Kılıçdaroğlu yaptı. Dahası, Çelebi tahliye olduktan sonra partide görevlendirildi. Ardından milletvekili seçildi. Gerek duruşmalarda, gerekse siyasette AKP’yi en çok eleştiren isimdi. Çelebi, bugün AKP’den milletvekili ve o da Kılıçdaroğlu’nu eleştiriyor.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde Kılıçdaroğlu’nun yalnız bırakıldığı sıkça dile getiriliyor. Özellikle seçimin ikinci turunda, Kılıçdaroğlu her kesimden oy alabilmek için uğraştı. Bunun için daha önce başka siyasi partide olan ve son seçimde Kılıçdaroğlu’nun yanında yer alan bazı isimler eleştiriliyor. CHP’nin görüşünü benimseyip gelenlere, oy vermek isteyenlere “Gelmeyin, bize oy vermeyin” denilmez. Ancak, gelen kişilerin geçmişlerini araştırmadan partide görev verilmesi de tabii ki CHP’lilerin canını sıkıyor.
NİÇİN GİZLİYORSUNUZ?
Terör örgütü Hizbullah’ın siyasi kanadı olarak bilinen HÜDA-PAR’ın AKP ile seçim ittifakı içinde olması, CHP’de bir hafta bile danışmanlık yapan kadın kadar eleştirilmedi.
CHP’de Perinaz Mahpeyker Yaman’ın 26 Mayıs’ta danışman olarak görevlendirildiği, 4 Haziran’da ise danışmanlığına son verildiği biliniyor. Yani, parti içindeki görevi 10 gün bile sürmedi.
Bu olay gündeme getirildiğinde CHP sözcüsünün ya da açıklama yapma görevi verilen yetkilinin çıkıp bunu net bir biçimde açıklaması gerekirken bu yapılmadı. Gerçek neyse bu açıklanmalıydı. “Yok öyleydi, yok böyleydi, yok bizde böyle bir danışman yoktu” demek yerine, “Evet şu tarihler arasında danışmanlık yaptı” denilmeliydi. CHP’ye olan güven asıl o zaman sarsılır.
KILIÇDAROĞLU TEHDİT EDİLİYOR
Kılıçdaroğlu’na en yakın isimlerden birisi SSK Genel Müdürlüğü döneminde yardımcılığını yapan, şimdi de genel başkan yardımcılığı görevini yürüten Bülent Kuşoğlu’dur. Önceki gün kendisiyle konuştuğumda şunları söyledi:
“Bu haberler bizden çıkıyor. Siyaset olarak bir şey yapıyorlar ama olay kişisel tehditlere kadar uzandı. Yani haddini aştı. Bir de siyasette seçim öncesi, seçim sırasında genel başkan kendisi bir yarar görmüşse istediği danışmanla çalışabilir. Ayrıca bu kutuplaşma nereye kadar?
Mesela Mehmet Ali Çelebi’ye partide görev verdiği, milletvekili listesine aldığı için Kemal Bey suçlanıyor. Başka partilerden birilerini getiriyor, Kemal Bey yine suçlanıyor. Hala başkanlık sisteminin neler getirdiğini göremeyenler, küçük bir parti anlayışının sürdürülmesini isteyenler var.
Fatih Altaylı alkol olayına fena patladı! E be haysiyetsizler hepiniz zinaya bayılıyorsunuz