CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Fatih Altaylı’nın Youtube kanalında katıldığı programda çeşitli konuları değerlendirdi.
Özel, olası bir seçimde adaylığıyla ilgili soruya, "En doğru aday ben olsam bir adım geri durmam. Ben partiyi iyi yönetebilecek, sosyal demokratları ve solcuları rahat konsolide edebilecek bir siyasetçiyim. Ancak geniş toplum kesimlerine de açılabilecek bir adaya ihtiyacımız var." şeklinde yanıt verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ekose ceketiyle özdeşleşmesi konusunda ise, "Çok desenli bir ceket olmasın diye düşündük. Ayşe Ateş bizi duruşmaya davet ettiğinde fotoğraf çektirdik. Özel kalem bana ceketi gösterdi, 'Bir kere de biz giyelim' dedim. 3 gün boyunca CHP Genel Başkanı'nın ceketi konuşuldu." açıklamasını yaptı.
Muhalefet partilerinin geçmişte oluşturdukları ittifaklarla ilgili olarak ise, "Geçmişte hata yaptık. Farklı siyasi kimlikler kendi kimlikleriyle hareket etmeli. Seçim dönemlerinde işbirliği konuşulabilir." dedi.
Esad'la Görüşme Açıklaması
Suriye ile ilgili olarak, "Esad'la iletişim kurabilmek için arka kapı diplomasisi yürütüyoruz. Türkiye'nin çıkarlarını koruyacak, insan haklarına saygılı bir yönetim bekliyoruz. Aracılık yapabilirim." şeklinde bir çağrıda bulundu.
Suriye’yle temas konusunda önümüzdeki günlerde Esad’la görüşebileceği yönündeki sözlerine de açıklık getiren Özel, şu sözleri kaydetti:
“Esad, Türk ordusunun Suriye’deki varlığını geri çekmesini ön şart olarak koyduğu için bir temas kurulamıyor görüntüsü vardı. Biz de bu kilitli kapıyı açabilir miyiz diye bir arka kapı diplomasisi üzerinden temas yürütüyoruz. Olumlu da gidiyor. Hatta belki Esad’la görüşmeden önce Dışişleri Bakanı ve Sayın Erdoğan’la görüşme yapabilirim. Sayın Esad’a gidip Atatürk’ün komşularla ilişki için üç altın kuralı vardı: Komşunun toprak bütünlüğüne saygılı ol, komşunun iç işlerine karışma, komşundaki devlet dışı unsurları muhatap alma. Ben bu anlayıştaki bir CHP’nin lideri olarak, sizin toprak bütünlüğünüze saygılı, iç işlerinize karışmayan ama seçimlerin yapılacağı demokrasinin hakim olabileceği, insan haklarına saygılı bir yönetimi komşumuzdan beklediğimiz… İç işlerine karışmamak evrensel yönetim standartlarını talep etmemek demek değildir, onda tüm devletlerin öbür devletler hakkında hakkı vardır. Orada bir soykırım yapamazsın. Ve devlet dışı unsurların tanınmaması. Yani ben senin içindeki bazı örgütleri Kuvâ-yi Milliye olarak görmüyorum. Gel ben aracılık edeyim. Oturalım ve Türkiye’yle bir masaya oturulsun. Bu sığınmacı sorunu ve senin de iç savaş sorununu çözecek adımlar atılsın”
