CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Gerçek Gündem Genel Yayın Yönetmeni Seyhan Avşar ve Ankara Temsilcisi Altan Sancar’ın sorularını yanıtladı.

Ali Yerlikaya'dan göçmenlerle ilgili telefonları kapattıran o konuşma! Ali Yerlikaya'dan göçmenlerle ilgili telefonları kapattıran o konuşma!

Özel, Meclis’teki kavgaya da değinerek, "Alpay Özalan hastalıklı bir mikrop" şeklinde sert bir eleştiride bulundu.

Özgür Özel, sorulan soru üzerine şunları kaydetti:

Ben kavga çıkıp Alpay Özalan saldırdığında Meclis Başkanı'nı aradım. Ondan önce Ahmet Şık'a geçmiş olsun telefonu açtım. Gülistan hanımı odasında ziyaret ettim. Bizim Okan (Konuralp) yaralanmıştı. Hem yüz yüze ayaküstü hatırını sordum hem de sonra telefonla sağlık durumunu takip ettim. Ardından Meclis Başkanı'nı aradım. Meclis Başkanı'na 'Anayasal bir suç işleniyor. Bekir Bozdağ'ı taşere edemezsiniz. Suçu ona işletemezsiniz. O görüşmeye başkanlık etmelisiniz. Oturumu siz yönetmelisiniz, Bekir Bozdağ yönetmemeli.' dedim. Benim dediğimi yaptı.

Meclis Başkanı'na 'Müdahale etmeniz, şiddete karşı tavır koymanız önemli. Sizin yaptığınız uygulamalara ilişkin bütün itirazları arkadaşlarımız söyleyecek' dedim. Ben bu kapsamda kaldım, gerisini arkadaşlar söyledi.

Ahmet Şık ile de konuştum. Bu pazartesi de konuştum. Ben kendisini aradım, o da bana geçmiş olsun demek için ulaşmaya çalışmış. Kendisine de 'Asla ikisi denk tutulamaz. Ama bizim açımızdan da yaptığı ilk cümlenin o cümleler olması ve oturumun bu noktaya gelmesi hiç faydalı olmadı. O yüzden bir kez daha çağıracağım' dedim. Ben başka partiye nasıl konuşacağını tarif edemem. Ama Ahmet Şık'ın ilk cümleden kullandığı o kelimeler.... İç Tüzük'e göre o lafı söylüyorsan o cezayı alıyorsun.

"Alpay demokrasi mikrobudur"

Alpay Özalan'ın milletvekili yapılmasının doğru olmadığını belirten Özel, şöyle devam etti:

Meclis İdare Amiri yapılması doğru değil. Alpay beye ödenen maaşının her bir kuruşu israftır bu memleket için. O kadar kötü bir şey ama mikroba 'Niye Hastalık yapıyorsun?' diye sorulmaz. Bana diyorlar ki 'O da ceza aldı, o da ceza aldı.' İç Tüzük'e göre saldırı ve küfür/hakaretin cezası bu. İlkinde kınama, sonra çıkarma veriyorsun. Bu Alpay ile Ahmet Şık'ı denk tutmak meselesi değil. Esas mesele mikroba 'Neden hastalık yapıyorsun?' diye sorulmaz. Ama Alpay'a bu fırsatı vermeden biz o oturumda usul tartışmasıyla bütün imkanları tüketmeliydik. Biz hiçbir şey yapamadık ki o gün. Kan bulaştı. Gözümüzün önünde kadın dövdüler. O tansiyonun içinde bir genel görüşme oldu gitti. İnsanları bizim vicdana davet etmemiz gerekirken herkes tuttuğu safta yürüdü. Oysa ki genel görüşme açılmasını öneriyorduk. Belki gruplar arası diyalogla bir genel görüşme açılsa 2 gün istişareler olabilirdi partiler arasında. Ama o an ben Ahmet Şık'ın o gün söylediği sözün ve üslubun taktiksel olarak da yanlış olduğunu düşünüyorum. Ayrıca İç Tüzük'e göre de sorunlu ifadeler. Karşı tarafa hak etmediği bir mağduriyet yarattı. Sen bütün AK Parti vekillerine 'cibiliyetsiz' deyince biz bütün haklı davamızdan savunmaya geçmek zorunda kaldık muhalefet olarak. Onlar için bahane oldu. Ama Ahmet Şık'a 'Neden yanlış yaptın?' diyebilirim. Bu hakkım var, onlar da bizi eleştiriyorlar. Alpay demokrasi mikrobudur. Onun işi hastalık yapmak.

Editör: Batuhan Yavuz