Zafer Partisi Lideri Ümit Özdağ, Habertürk canlı yayınında Eren Eğilmez'e açıklamalarda bulundu. Özdağ seçimler öncesinde AK Parti ve CHP ile yaptığı görüşmelerin detaylarını anlatarak gündem olan protokolle ilgili açıklama yaptı. Özdağ, "AK Parti'den İçişleri Bakanlığı talep eden Ümit Özdağ, Kılıçdaroğlu'ndan biçki, dikiş, nakış kurslarının yönetimini talep etmiş olabilir mi? İçişleri Bakanlığı'nı, 2 bakanlığı ve MİT'i talep ettim." dedi. CHP ilee yapılan protokol hakkında ise Özdağ "Ben bu gece bunun kapanacağını düşünüyorum. Kemal Bey attığı imzayı inkar edecek insan değildir." ifadelerini kullandı.

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'ın konuya ilişkin açıklamaları şu şekilde:

Sinan Bey'in adaylığından önce biz Nisan 2022'de Mansur Yavaş Bey'in Cumhurbaşkanı adayı gösterilmesi gerektiğini 6'lı Masa tarafından bir televizyon programında çağrı olarak ortaya koyduk. Halkın büyük bölümünde Mansur Bey'in ismi geçiyordu. Ben Zafer Partisi adına bu çağrıyı yaptıktan ve 'destekleriz' dedikten sonra bu tespitin ne kadar doğru olduğu kamuoyunun verdiği tepkiden bir kez daha görüldü. 6'lı Masa buna yanaşmadı. Kemal Bey'in adaylığı netleşti. Ocak 2023'de Meclis'te basın toplantısı yaptım. 'Mansur Bey'i kabul etmediniz, biz Zafer Partisi olarak Kemal Bey'i destekleyebiliriz ama çevresindeki saray artığı politikacılardan uzak dursun, FETÖ, PKK'yla ilişkili siyasetçilerden uzak dursun, 1924 anayasası desin, sığınmacıları, kaçakları 1 sene içerisinde gerekirse zorla yollayacağını söylesin, kendisini destekleriz. Milletvekilliği talebimiz de yok" dedik. Daha sonra CHP ile imzalanan ilkeler aşağı yukarı aynı ilkelerdir. Fakat buna da bir cevap alamadık. Bu arada ATA ittifakının kuruluş süreci sancılı oldu.

"SAYIN KURTULMUŞ 'ERDOĞAN BÖYLE ÇALIŞMIYOR' DEDİ"

Kemal Kılıçdaroğlu vatandaşlara seslendi: 'Artık zamanı değil mi?' Kemal Kılıçdaroğlu vatandaşlara seslendi: 'Artık zamanı değil mi?'

Numan Bey geldi 'desteğinizi istiyoruz' dedi. Bizim bir şartımız var dedik. 'Türkiye'nin en önemli meselesi bu'. 'Evet 3 milyon 964 bin sığınmacı var' dedi. Böylece İçişleri Bakanlığı'nın Süleyman Soylu döneminde verdiği rakamın yalan olduğunu gördük. 1 milyon 250 bin daha olduğunu öğrendik 'Bunların ve diğerlerin dönmesini ana mesele görüyoruz. Sizin böyle bir programınız yok. Bu irade Zafer Partisi'nde var. Bizim Cumhurbaşkanlığımızı desteklememizin ana şartı, Hükümette yer alırız, İçişleri Bakanlığı bizde olur, Anadolu Kalesi projesini başlatırız'. Anadolu Kalesi şu; sınırlara tekrar mayın döşeyeceğiz, deliği kapatırken aynı zamanda Suriye ile anlaşarak geriye göçü hızla gerçekleştireceğiz. Bu arada Afgan ve Afrikalıların göçünü şekillendireceğiz. Bu kaynaklar elimizde olacak, kiralar düşecek, enflasyon azalacak, iş artacak. Ama anlaşamadık. Sayın Kurtulmuş 'Erdoğan böyle çalışmıyor' dedi. 'Siz kabul edeceksiniz, o bir şey size kendisi verecek' dedi. Ben de güldüm 'Biz de öyle çalışmıyoruz' dedim. Bizim şartımız buydu. 'Size karşı samimiyim ve açığım, Kemal Bey'le görüştük ve kabul' etti dedim Numan Bey'e.

"İÇİŞLERİ, İKİ BAKANLIK VE MİT'İ TALEP ETTİK"

CHP bizim çizgimize bu konuda son 15 günde geldi. 15 Mayıs'tan itibaren geldi. Sayın Kılıçdaroğlu beni 14'ü gece araması gerekirken 6 gün sonra aradı. 14 gün vardı zaten. Protokolün hazırlanması, görüşülmesi, çalışılması son 3,5 günde oldu, imzalandı. CHP Gençlik Kolları bir tweet atmış, sığınmacılar gitsin vs. diye. Ben de 'gençler gidecekler ben İçişleri Bakanı olarak imzalayacağım' dedim. O gün protokol imzalanacaktı. Eğer Zafer Partisi, AK Parti ile yaptığı görüşmelerde İçişleri Bakanlığını talep etmişse şart olarak ve Anadolu Kalesi projesini talep etmişse, Kemal Kılıçdaroğu'nu desteklemek için biçki, dikiş, nakış kurslarını talep etmiş olabilir mi? Neyi talep ettik? Çok açık; İçişleri Bakanlığı. Detaylara girmiyorum, iki bakanlık ve Milli İstihbarat Teşkilatı.

"MİT KONUSU SÖZLÜ OLARAK KONUŞULDU, YAZILI BİR ŞEY YOK"

İçişleri Bakanlığı ve 2 Bakanlık yazılı ama MİT konusunda sözlü olarak konuşuldu. MİT'le ilgili yazılı bir şey yoktu. Kimse şunu söylemesin, bu gizli bir anlaşmaydı diye. Eğer 28'nde seçimi kazansaydı ben İçişleri Bakanıydım. İki arkadaşım bakandı. Kemal Bey imzaladığını inkar eder mi? Diğer iki bakanlık için Kemal Bey'le konuştuk, bir karar vermediğimiz için o bakanlıkları açıklarsam doğru olmaz. Protokolde İçişleri Bakanlık ve 2 bakanlık yazıyor. Adını koymadık. Değişik bakanlıkları konuştuk; fakat o konularda bir karar vermedik. Hangisi olacağı konusunda. Bazı bakanlıkların bölünmesi sözkonusuydu. Bizim talip olduğumuz başka bir bakanlık var, bölünmesi sözkonusu değildi. O konuda el sıkışma olmadı. Anlaşma İçişleri Bakanlığı ve diğer bakanlığın sayısı üzerinde yapıldı. Yazılı mutabakat metni bende ve Kemal Bey'de var. Protokol zaten Millet İttifakı ile Zafer Partisi arasında değil. CHP adına Kemal Kılıçdaroğlu ve Zafer Partisi adına Ümit Özdağ tarafından imzalanmıştır.

"BU GECE BUNUN KAPANACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM"

Görüşmelerle ilgili tutanak düzenlemedik; sadece protokol var. Bir de üzerinde çalıştığımız protokol var. Kemal Bey ve benim el yazısıyla değiştirmeler yaptığı tutanak var. O duruyor. Sonra onlar temize çekildi imzaladık. Hiç kimse şöyle bir şey söyleyemez; ortada bir büyük seçim ittifakı var. Bu ittifak sonunda Türkiye'nin Cumhurbaşkanı belirleyecek. Zafer Partisi herhangi bir şart ileri sürmeden, temel ilkeler dışında, karşılıksız bu sürecin içerisinde yer almadan, görev üstlenmeden destek verdi. Hayır! Sığınmacıların ve kaçakların geri gönderilmesi konusunda bizim kendimiz dışında kimseye güvenimiz yok. Ancak o protokolde bizim yapacağmıız ifade edilirse çözülürdü, biz de öyle yaptık. Bu seçimde değişik ittifaklar oldu. Hem Cumhur hem Millet İttifakı ittifaklar yaptı. CHP kendi listelerinden DEVA'yı, Saadet'i Meclis'e soktu. 4 partiye 39 milletvekili alarak, Millet İttifakı'nı desteklediler. İkinci tura kaldığı zaman Zafer Partisi de CHP Genel Başkanını destekledi. Desteklerken 'Biz ne bakanlık bir şey istiyoruz, biz sizi öylesine destekliyoruz' mu dedi? Bu siyasetin doğasına aykırı. Bunun üzerinden çok fazla tartışmaya gerek yok. Ben bu gece bunun kapanacağını düşünüyorum. Kemal Bey attığı imzayı inkar edecek insan değildir.

Editör: Nigar Topcu