İç Politika

Olcay Kılavuz'dan Sinan Ateş açıklaması! "Beni dinlesinler, soruları cevaplamaya hazırım"

Sinan Ateş cinayetinde adı geçen Olcay Kılavuz, aylar süren sessizliğini bozdu. TGRT Haber'e konuşan Olcay Kılavuz kendisine "sessiz kal" talimatının verildiğini söyledi. Kılavuz, ifadesinin alınması için savcılığa çağrıda bulundu. Şüpheli Tolgahan Demirbaş ile yaptığı telefon konuşmalarının deşifre edilmesini de isteyen Kılavuz, "Beni dinlesinler. Bana yöneltilen soruları cevaplamaya hazırım" diye konuştu.

Abone Ol

Eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş'in öldürülmesine ilişkin yeni gelişmeler yaşanmaya devam ediyor. MHP lideri Devlet Bahçeli'nin mayıs ayında Sinan Ateş davasında hazırlanan iddianamenin kabul edilmesi ve yargılamanın başlatılması çağrısı yapmıştı.

Sonraki süreçte Sinan Ateş suikastının görüntüleri yayınlanmış, geçtiğimiz günlerde ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş'i Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde ağırlamıştı.

OLCAY KILAVUZ'DAN 'SİNAN ATEŞ' AÇIKLAMASI
Yaşanan gelişmelerin ardından, Sinan Ateş cinayetinde adı geçen eski Ülkü Ocakları Başkanı ve 27. Dönem  MHP Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz'dan da açıklama geldi.

Aylar sonra ilk kez TGRT Haber'e konuşan Olcay Kılavuz, savcılık ve mahkemeye çağrıda bulunarak ifadesinin alınmasını istedi. Kılavuz, aylar süren sessizliğiyle ilgili de kendisine "konuşma" talimatının verildiğini söyledi.

TGRT Haber Ankara Koordinatörü Ahmet Sözcan, Olcay Kılavuz'un açıklamalarını paylaştı:

"Olcay Kılavuz Mersin Milletvekilliği yaptı, ülkü ocakları başkanlığı da yaptı. Son olarak MHP lideri Devlet Bahçeli’nin grup danışmanı olarak görev yapıyordu ama görevden alındı. Sinan Ateş cinayetinin ardından Olcay Kılavuz ismi sürekli gündemde. Suikast sonrası tetikçi Eray Özyağcı’yı Ankara dışına çıkaran Tolgahan Demirbaş’ı koruduğu iddia ediliyordu. Onunla görüşmeler yaptığı iddia ediliyordu. Dolayısıyla Olcay Kılavuz’un açıklamaları, bu davaya nasıl baktığı, bundan sonra neler yapmayı planladığı çok önemliydi.

"BİLDİKLERİMİ ANLATMAYA HAZIRIM"
Biz de TGRT Haber olarak Olcay Kılavuz’un çok yakınındaki isimlere ulaştık. Olcay Kılavuz’un bir çağrısı var, diyor ki “Beni savcılık, mahkeme çağırsın. Beni dinlesinler. Bana yöneltilen soruları cevaplamaya hazırım. Bildiklerimi anlatmaya hazırım” şeklinde bir çağrısı var.

"EĞER BU SUÇSA GİDİP YATAYIM"
Sinan Ateş davasına ilişkin dava 1 Temmuz’da başlıyor. Olcay Kılavuz, ısrarla kendisinin ifadesinin alınmasını istiyor, böyle bir çağrısı var. Hatta şöyle bir şey diyor, “Ben Tolgahan Demirbaş ile görüştüm ama bu olaydan haberdar değildim. Kendisinin bu işin taraflarından biri olduğunu bilmiyordum. Daha sonra bu olay olunca görüştüm ancak merakımdan görüştüm” diyor. Kendisinin iddiası bu şekilde. 
“Tape kayıtları varsa, Tolgahan Demirbaş dinleniyorsa ve benim onunla yaptığım görüşmeler kayıt altına alındıysa o tapeler deşifre edilsin.” diyor.

"KONUŞMA" TALİMATI VERİLDİ
Bu zamana kadar niye ifade vermedi ya da açıklama yapmadı? Olcay Kılavuz, bu konuda kendisine telkinde bulunulduğunu, talimat verildiğini söylüyor. ‘Senin ismin dosyada geçmiyor ki neden ifade veresin?’ şeklinde telkinde bulunulduğunu ifade ediyor. Aynı zamanda da sessiz kalması noktasında da talimat verildiğini söylüyor. Olcay Kılavuz, “Eğer bu suçsa gidip yatayım” ifadesini de kullanıyor."

"KENDİLERİNE BAŞ SAĞLIĞI BİLE DİLEMEYİN"
Ayşe Ateş’i de aramak istediğini söylüyor ama “Kendilerine baş sağlığı bile dilemeyin” diye talimat gittiğini söylüyor.

Tolgahan Demirbaş’ın kendi evinde değil, evinin önünde gözaltına alındığını söylüyor. Polisler almaya geldiğinde ilk başta direndiğini, teslim etmek istemediğini ama Sinan Ateş cinayetiyle ilgili olduğunu öğrendikten sonra Demirbaş’ı polislere teslim ettiğini ifade ediyor.

Sinan Ateş’in öldürülmesine ailesinin de üzüldüğünü ifade ediyor ve Kendi ailesinin de “Yazıktır, günahtır, neden öldürdüler?” diye ağladığını söylüyor.

SİNAN ATEŞ CİNAYETİ SANIKLARI 1 TEMMUZ'DA HAKİM KARŞISINA ÇIKACAK
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş'in öldürülmesine ilişkin 22 sanığın yargılanmasına 1 Temmuz'da başlanacak.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturmada, 22 sanık hakkında hazırlanan iddianame Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilmişti.

Mahkeme, davanın ilk duruşmasının 1 Temmuz 2024'te görülmesini kararlaştırdı.

Olaya ilişkin hakkında işlem yapılan 22 sanık, "tasarlayarak öldürme", "öldürmeye teşebbüs", "suça azmettirme" ve "suça yardım etme" suçlarından yargılanacak.

Tetikçi Eray Özyağci ile Vedat Balkaya ve Suat Kurt müşterek fail, sanıklar Doğukan Çep ve Tolgahan Demirbaş'ın da suça azmettiren olduğu, sanıklar Zekeriya Asarkaya, Hakan Saraç, Ufuk Köktürk, Mehmet Yüce, Mustafa Uzunlar, Aşkın Mert Gelenbey, Murat Can Çolak, Osman Bayraktar, Caner Güney, Umut Ersoy, Çağlar Zorlu, Aytaç Ataç, Emre Yüksel, Serdar Öktem, Erdem Karadeniz, Alper Atay, Mustafa Ensar Aykal'ın ise iştirak halinde işlenen suça yardım ettikleri gerekçesiyle cezalandırılmaları isteniyor.

Bu arada, Ayhan Bora Kaplan suç örgütü davasının başlamasıyla tevziye kapatılan Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesinin, geçen günlerde tekrar tevziye açıldığı, iş yükü durumuna göre davalar UYAP tarafından dağıtıldığı için Sinan Ateş cinayeti davasının da bu mahkemeye düştüğü öğrenildi.


İDDİANAMEDEN
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının iddianamesinde, Ateş'in eşi Ayşe Ateş ve olay sırasında beraberindeki Selman Bozkurt "müşteki", 22 kişi de "sanık" sıfatıyla yer aldı.

İddianamede, sanıklar Özyağci, Balkaya ve Kurt'un "tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, müşteki Selman Bozkurt'a yönelik "tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan 13'er yıldan 20'şer yıla kadar; Çep ve Demirbaş'ın ise cinayete azmettirmekten ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmaları talep edildi.

Özyağci'nin ayrıca "ruhsatsız tabanca bulundurmak ve taşımak" suçundan 1 yıldan 3 yıla, Demirbaş'ın ise "zincirleme şekilde kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirme" suçundan 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istendi.

Sanıklar, Asarkaya, Saraç, Köktürk, Yüce, Uzunlar, Gelenbey, Çolak, Bayraktar, Güney, Ersoy, Zorlu, Ataç, Yüksel, Öktem, Karadeniz, Atay ve Aykal'ın " tasarlayarak kasten öldürmeye yardım" suçundan 15'er yıldan 20'şer yıla kadar hapsi istenirken, Aykal'ın kamu görevinin verdiği yetkiyi kötüye kullanarak maktule ait kişisel bilgileri hukuka aykırı olarak temin ettiği gerekçesiyle 3 yıldan 6 yıla kadar cezalandırılması talep edildi.

Olaya ilişkin hakkında işlem yapılan toplam 39 kişiden, haklarında yurt dışına çıkış yasağı getirilen diğer 17'si hakkındaki soruşturma, ayrı bir dosya üzerinden sürüyor.