HaberTürk yazarı Nihal Bengisu Karaca, 'Normal şartlarda herkesin beraberce kutlaması gereken gün ve anmaların nasıl da mahalleler hatta şehirler tarafından bölüşüldüğünü belki de ilk kez bu kadar net gördük.' değerlendirmesini yaptı.

Karaca yazısında, 'İnsanlar kendilerini sadece tehdit altında hissetmiyorlar, yaklaşan seçimlerde nihayet muhalefetin kazanacağı varsayımı ile artık 'Ben varım ve buradayım'ı gösterme ihtiyacı içine de giriyorlar. Tarkan konserindeki coşku ve yoğun katılım bu ihtiyacın da yansımasıydı. Tarkan her ne kadar siyasi slogan atılmasına izin vermese de, konser haberlerinin 'Yolla ile başladı, 'Geççek' ile bitirdi' şeklinde olmasına da, konser coşkusunu artırmak için 'öteki'nin mutsuzluğunu garanti altına almaya çalışan 'Kudurun!' tweetlerine engel olamadı, bu ülkede, bu şartlarda olamazdı da zaten.' düşüncesini dile getirdi.

Karaca şu ifadeleri kullandı:

'İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer yaptığı konuşmayı CHP klişelerine bulamasaydı da, bu konser bir yanıyla 'politik' olacaktı.

Durum 'zaten' böyle iken, Tunç Soyer'in içinden 'hıyanet'lerin, 'dalalet'lerin geçtiği konuşması tepki çekti.

9 Eylül İzmir konserindeki 'heyecan' sadece İzmir'in kurtuluş günü heyecanı olmaktan çıkıp, ana muhalefet partisinin saray iktidarından kurtuluşunu temsil eden bir katharsise dönüştü.

Oysa 9 Eylül sadece İzmir'in kurtuluşu değil. Daha doğrusu İzmir'in kurtuluşu milli mücadelenin en önemli aşamalarından biri, Kurtuluş savaşının son safhası ve bütün ülkenin kurtuluşunun günü.

Ancak geçmişi hiç bilmeyen biri Tunç Soyer'in konuşmasına bakarak İzmir'in Yunan'dan değil Osmanlı'dan kurtarıldığını düşünebilirdi.

Hayır, kimilerinin 'Cumhuriyet mitingine benzedi' şeklindeki benzetmelerine hiç katılmıyorum. Bu itham büyük haksızlık. Ancak şu var: Normal şartlarda herkesin beraberce kutlaması gereken gün ve anmaların nasıl da mahalleler hatta şehirler tarafından bölüşüldüğünü belki de ilk kez bu kadar net gördük. Malazgirt Zaferi kutlaması bir tarafın, 9 Eylül diğer tarafın. Kuttul Ammare bir tarafın 10 Kasım anması diğer tarafın. Süleyman Çelebi'nin Mevlid'i bir tarafın, 10. Yıl Marşı diğer tarafın…

'Altılı masa' ile muhalefetin daha çoğulcu bir görünüm arzettiği şu günlerde oysa, bu 'bölünmüşlük' görüntüsünü aşma fırsatı vardı.

Nasıl mı?

1) Mevzuyu bir CHP etkinliği olmaktan çıkarıp, muhalefetteki bütün partilerin liderlerini davet ederek. Ali Babacan, Temel Karamollaoğlu ve Ahmet Davutoğlu'nun İzmir'in kurtuluşunu kutlayan bu etkinliğe davet edilmesiyle,

2) Tunç Soyer'in o türden 'Saray hıyanet içindeydi' türü bir konuşma yapmaması ile.'