Millî Savunma Üniversitesi Kara Harp Okulu mezuniyet töreni, mezun teğmenlerin tören sonrası attığı sloganlarla tartışma yarattı.

960 teğmenin ant içmesinin ardından yaklaşık 300-400 teğmen, dönem birincisi Ebru Eroğlu’nun öncülüğünde bir araya gelerek “Mustafa Kemal’in askerleriyiz!” sloganı atıp yeniden yemin etti.

Eroğlu’nun ettirdiği bu yemin, resmî törendeki yeminden farklıydı ve teğmenler laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığına vurgu yaparak, kılıçlarının daima keskin ve hazır olacağına dair söz verdi.

Mustafa Kemal'in Askerleriyiz Diyen Askerler Için Büyük Iddia Bu Darbe Darbelerin Anası Olacak 3

Bazı çevrelerden bu olaya tepki geldi

Bu durum, bazı çevrelerde provokasyon olarak nitelendirildi.

Yeni Şafak yazarı Yusuf Kaplan, olayı darbe iması taşıyan tehlikeli bir eylem olarak yorumladı.

Kaplan, 15 Temmuz darbe girişimini hatırlatarak, böyle olayların tekrar yaşanmaması için en küçük darbe imasında bile sert tedbirler alınması gerektiğini savundu.

Yusuf Kaplan yazısında, bu olayın Müslüman halkın beklentileriyle çeliştiğini ifade ederken; mezun teğmenlerin bu tür bir eylemle mesaj vermek istemiş olabileceğini iddia etti. 

Türkiye’nin daha büyük tehlikelerle karşı karşıya kalabileceğini belirten Kaplan, küresel güçlerin Türkiye’yi bölmeye çalıştığını ve Filistin'deki gelişmelerle bağlantılı olarak büyük bir felaket planlandığını öne sürdü.

Yusuf Kaplan'ın Yeni Şafak'ta kaleme aldığı yazı şu şekilde:

Darbelerin anası olacak bir darbenin ayak sesleri!

"Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan bütün askerî okullarımızın mezuniyet törenlerine katılıyor ve orada tarihî konuşmalar yapıyor. Bu yıl da aynı şeyi yaptı, 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla. Bir askerî okulun mezuniyet töreninde yaşanan bir hâdise herkesin tepesini attırdı…Cumhurbaşkanı bir cami açılışı yapıyor ve günlerden cuma.

Teğmenler ne yapıyor? İslâm’ın bayraktarlığını yapmış bir ordunun neferleri olacak teğmenleri, cuma günü açılışı yapılan camiyi tıka basa dolduracaklar diye bekliyor bu Müslüman halk, değil mi? 

Apoletler sökülecek!

Ama ne oluyor?

Kahreden görüntü! Narin Güran'ın cansız bedeninin bulunduğu an ortaya çıktı Kahreden görüntü! Narin Güran'ın cansız bedeninin bulunduğu an ortaya çıktı

Devletin en tepesinin alarm zillerinin çalmasına yol açacak tehlikeli bir oyun, bir “isyan” veya provokasyon (artık ne derseniz deyin!) izlenimi oluşturan bir kılıç sallama ve ilkel, ‘bay’an, bayağı sloganlar atma gösterisine şahit oluyoruz.

Bu bir tören hazırlığı olabilir mi?

Milletin iradesine, milletin iradesinin en yetkili temsilcisi, seçilmiş cumhurbaşkanı ve başkomutanına karşı birileri mesaj mı veriyor acaba, diye sormak zorundayız.

Ne mesajı, demeyin!

Kuzey Kore ilkelliğini, diktatoryasını anımsatan böyle ilkel tören hazırlığı olamaz!

Bu çağda, bu zamanda, bu saatte?

Birileri darbe îmâsında mı bulunmak istedi, diye sormak en temel hakkımız!

Bu ülke darbe üstüne darbe yedi çünkü!

Her on yılda bir darbe yedi, yiyor?

15 Temmuz aşağılık darbe ve işgal girişiminin üzerinden henüz 10 yıl bile geçmeden böyle bir girişime soyunanlar olabilir mi, diye asla bir saniye bile düşünürsek, bir de bakmışız her şey alt üst olmuş, ülke kaosun, belirsizliğin ve -hatta Allah muahafaza ama- iç savaşın eşiğine sürüklenmiş!

Olmaz demeyin!

Bu ülkede nice olmazlar oldu.

Olmaz olmaz diyemeyiz artık!

Aklımızı başımıza devşireceğiz!

En küçük darbe imâsında bulunan herkesin apoletlerini teker teker sökecek bu devlet!

Asla merhamet etmeyecek.

Yeter artık! 

"Paranoya değil, darbelerin anası tezgahlanıyor olabilir"

Birileri habire “paranoya yapmayın!” diye salak salak laf ediyor!

Bakın bendeniz 15 Temmuz darbe ve işgal girişiminden yaklaşık altı ay önce Ülke TV’de canlı yayında “darbe geliyor, lütfen devlet uyumasın! Millet de duysun, ona göre hareket etsin!” demiştim.

O zaman canlı yayına yağmur gibi tepkiler gelmişti, “paranoyak mı bu adam, felaket tellallığı yapıyor!” şeklinde!

Ben Müslüman bir fikir adamı ve yazarım. Felâket tellallığı nasıl yaparım! Ben darbenin gelişini dış medyayı İngilizlerin The Economist dergisi, Amerika’ya hükmeden Yahudilerin haftalık Time ve Newsweek dergilerini, CFR terör organizasyon şebekesinin iki aylık Foreign Affairs gibi dergilerini ve tabiî New York Times, Washington Post ve İngiliz Financial Times gazetelerini düzenli takip ettiğim için bu etkili kaynaklarda yazılıp çizilenlere bakarak görmüştüm! Sadece bu dergi ve gazetelerde yazılan makale ve yorumlara dayanarak “Türkiye’de darbe yapacak bu alçaklar, içimizdeki Kemalist ve laikçi sloganlar atan NATO bağımlısı adamlarını, askerleri kullanarak” demiştim.

Darbe geldi 15 Temmuz’da

Şimdi 15 Temmuz’dan daha büyük ölçekli, Türkiye’de iç savaş çıkaracak, ülkenin bölünmesine yol açacak, Kemalizm sloganları attırarak darbe yaptıracak dış güçler ve içerideki uzantıları her zamankinden daha aktifler ve Türkiye’yi darbe yapılacak bir ülkeye, iç savaşın ve parçalanmanın eşiğine sürükleyecek büyük ölçekli “darbelerin anası” diye adlandırabileceğim büyük bir felâketin, çıkmaz sokağın eşiğine sürüklemeye çalışacaklar!

Bu kez işin içine Filistin’deki soykırımı da katacaklar! Filistin’i haritadan silmeye çalışacaklar! Mescid-i Aksa’yı yıkmaktan ve yerine Yahudi Tapınağı dikmekten çekinmeyecekler: On yıllardır Mescid-i Aksa’nın altını oydular arkeolojik kazı diye diye!

Suudi Arabistan ve İran burada Türkiye’ye karşı birlikte hareket edecekler: İsrail’in önünü açacaklar!

İsrail kudurdu. Ne yapıp edip bu Arz-ı Mev’ud saplantısını hayata geçirmek istiyor. Hem bu teo-politik stratejisinin hem de genelde İsrail’in önündeki en büyük ve tek engel olarak gördüğü Türkiye’nin cezalandırılması için can atıyor! Tayyip Erdoğan’ın başında olduğu Türkiye’nin!

Çok büyük, çok katmanlı ve karmaşık bir felâket tezgâhlanıyor. İç cephe çoktan tahkim edildi. Bütün toplum kesimleri birbirine düşman edildi.

Özgür Özel, Cumhurbaşkanına hakaret eden düşük bir kişiyi yanına, baş köşeye oturttu! Çok çirkin ve tehlikeli bir davranış bu! Özgür Özel, makul bir siyasetçi, etrafındaki ve medyadaki akl-ı selîmden nasibini alamamış provokatör tipli adamlara asla itibar etmemeli. Ve Türkiye’nin eşiğine sürüklendiği felâketi, iç savaş ve parçalanma tezgâhını görmeli ve bu konuda devletle birlikte hareket etmeli, küresel şer şebekelerinin adamlarıyla değil!

Vesselâm.

Editör: Batuhan Yavuz