Politika

Meral Akşener'den AK Parti-HDP çıkışı! Açılımcılar kumpanyası

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında konuştu. 2023 genel seçimleriyle ilgili konuşan Akşener, "Sandık ufukta göründü" dedi ve iktidara gelmeleri halinde ilk iş parlamenter sisteme döneceklerini söyledi.

Abone Ol

İyi Parti lideri Meral Akşener, partisinin grup toplantısında konuştu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ekonomiyle çıkışları için Akşener, 'Bu arkadaşla aynı evrende, hatta aynı zaman düzleminde bile yaşamıyoruz' dedi. Akşener, AK Parti'nin HDP ziyareti için de 'Ve beklenen nihayet gerçekleşti! 'Açılımcılar kumpanyası' yeniden seyircisiyle buluşuyor!* deyip ekledi: 'O buluşmayı yaparken AK Partililer de HDP'liler de zerre kadar utanmadılar.'

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında konuştu. Akşener'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

Milletimizi o çapsızlardan koruyup kollamak için...

Henüz 38 yaşında, yedi düvelin ordularına karşı yaktığı istiklal ateşini henüz 41 yaşında zaferle taçlandırmış bir liderin ülkesinde hiç kimsenin, umutsuzluğa kapılmaya hakkı yoktur. Devletin başında o günlerde de çapsızlar vardı. Üstelik bugünkü imkanların hiçbiri de yoktu. Bütün yürekleri tutuşturmak için bütün bir milleti tek vücut kılmak için parolanın vatan işaretin namus olması yetti.

Bugün bambaşka imkanlar var. Her şeyden önce yokluk içinde başarmış bir ecdadın muvaffakiyeti önümüzde duruyor. Mesele Cumhuriyetimize çapsızların musallat olması değil. Mesele her şeyimizi borçlu olduğumuz ülkemizi ve milletimizi o çapsızlardan koruyup kollayabilmek.

Kahreden tabloya rağmen Saray'da şatafat...

Cumhuriyetimizin, 100'üncü yaşından gün aldığı bugünlerde, tek bir evladımız, okula aç gidiyorsa, tek bir anne, bu yüzden gözyaşı döküyorsa, tek bir babanın boynu, bükülüyorsa; ve bu kahreden tabloya rağmen iktidar sahipleri saraylarında şatafat içinde yaşamaya, borazanları ekranlarda, gazetelerde yalanlar söylemeye, işe yaramaz danışmanları 5 maaş 10 maaş alıp keyif sürmeye, beşli çeteleri de haramla semirmeye devam ediyorsa işte orada durup, düşünmemiz gerekiyor.'

Sefalet endeksinde tarih yazdık ve birinci olduk

Geçtiğimiz hafta açıklanan sefalet endeksinde Türkiye 93.3 puanla, en yakın takipçisi Arjantin'e fark atarak birinci oldu. Rezalete bakar mısınız? Sefalet endeksinde tarih yazdık ve birinci olduk. Bu sayede İkinci Dünya Savaşı'nın en zorlu zamanlarından bile daha kötü bir durumda olduğumuz ortaya çıktı.

Bay Kriz'le aynı evrende bile yaşamıyoruz

Ancak biliyorsunuz; Bay Kriz'e göre, bunlar aslında, iyi günlerimizmiş… Ülkemizde, parlamenter demokrasi olduğu zamanlarda daha kötü durumdaymışız. O dönemlerde, Türkiye'de istikrar yokmuş. Ve bakın, burası çok önemli, ekonomi müflis durumdaymış. Yani iflas bayrağını çekmişiz. Vah vah, görüyor musunuz? Bakın, şimdiye kadar hep şüpheleniyordum ama artık bu sözlerle tamamen emin oldum ki biz bu arkadaşla aynı ülkede yaşamıyoruz. Hatta biz onunla aynı evrende, aynı uzay-zaman düzleminde bile yaşamıyoruz.

O paralel evrende yaşıyor

Çünkü artık, gerçeklik algısını, tamamen kaybetmiş durumda. Âdeta paralel bir evrende yaşıyor. Buradan kendisine seslenmek istiyorum. Sayın Erdoğan bu paralel evrene sığınarak; ülkemizi düşürdüğün durumdan da milletimizin hayatında sebep olduğun, acı gerçeklerden de daha fazla kaçamazsın. Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi denilen bu ucube sistemin neden olduğu yıkımı daha fazla gizleyemezsin. Kürsülerden yalanlarla, dolanlarla nutuklar atarak milletimizi daha fazla oyalayamazsın.

İş adamımsı siyasetçinin nasıl oluyor da 500 milyon doları olabiliyor

Bir arkadaş geldi, bir iş adamından bahsetti. Şu kadar parası var diyorlar doğru mu yok abla o kadar yok 300-500 milyon dolardır. 300-500 milyon dolardır. Arasında 200 milyon dolar fark var. 2 liraymış gibi söylenen 200 milyon dolardan bahsediyorum. Bu ne demek biliyor musunuz? Paralar o kadar acayip çarpılmış hazine öyle soyulmuş ki 2 liraymış gibi 200 milyon dolardan canı yanan bir şahıs bahsediyor. Hem iş adamı hem siyasetçi, iş adamımsı ve siyasetçi bir şahıs nasıl oluyor da 500 milyon dolara sahip olabiliyor? 200 milyon doları saymazsak 300 milyon doları var. Ama emin olun biz o 200 milyon doları sayacağız.'

Bir mont parası için 3 yıllık taksit gerekiyor!

Milletimiz bayram harcamasının ve okul alışverişinin ardından artık kış için mont alırken bile bankaya borçlanmaya başladı. Hatta bazı bankalar mont parası için 36 ay vadeli kredi bile açtılar. Bu acı tablo karşısında; Bay Kriz ve saz arkadaşlarını, tebrik etmek lazım. Çünkü, Gogol bile, bu kadarını yazamadı. Gogol'un Palto hikayesindeki baş karakter bile palto parasını 6 ayda toplamıştı. Sayın Erdoğan'ın trajik ekonomi masalında ise bir mont parası için 3 yıllık taksit gerekiyor. İşte size vizyon! İşte size başarı! İşte size, enflasyona karşı verilen, destansı mücadele! İşte size, dünyayı imrendiren, sözde ekonomi modelinin sonuçları!

AK Parti-HDP açılımlar Kumpanyası...

Ve beklenen nihayet gerçekleşti! 'Açılımcılar kumpanyası' yeniden seyircisiyle buluşuyor! Kumpanyacılar en sonunda merdiven altlarında yürüttükler sufle çalışmasını bırakıp kamuoyuna resim verme aşamasına geldiler. Kumpanya afişi ve basın bülteni, şöyle olmalı:
- 'Cumhuriyete karşı, el ele, omuz omuza…'
- 'Yüz yıllık yıkım süreci olan, Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı anayasa değişikliği kisvesiyle sokulacak yeni çomaklar kaşınacak yaralar ve verilecek yeni hasarların büyük tiyatrosuna, hepiniz hoş geldiniz.'
- 'Başı sıkışınca, 'vesayet' diyenlerle, başı sıkışınca, 'demokrasi' diyenler, yine bir arada.'
- 'Uzun bekleyiş artık sona erdi. Karşınızda; 'Açılımcılar kumpanyası!'

Ne diyelim Allah bozmasın...

Zaten hiç ayrılmadılar ki… Zaten hiç küsmediler ki… Çünkü onlar birbirine kalple bağlı, ruhla bağlı, zihinle bağlı. Dahası onlar birbirine Omerta yasalarıyla bağlı. Onlar birbirine, uzattıkları kırmızı karanfillerle bağlı… Evet, belli ki, 'Açılımcılar kumpanyası' yeniden seyircisiyle buluşuyor. Ak Parti ve HDP milletvekilleri, Sayın Erdoğan'ın direktifleriyle başlayan, anayasa yapım süreci için, bir araya gelip oldukça mutlu, neşeli ve sevinçli, bir görüntü vermişler. Ne diyelim, Allah bozmasın.

Fellik fellik ararken buldular

Biliyorsunuz Sayın Erdoğan bir süredir fellik fellik, bir arayış halindeydi. Arıyordu, tarıyordu, bir türlü bulamıyordu. Sonunda muradına ermiş. 6'lı masanın sağında, solunda, altında ararken; kendisi nihayet HDP'yi kendi bakan ve milletvekillerinin yanında bulmuş. Ama görüyorum ki, bu tablonun içinde barındırdığı çelişkileri, anlamakta zorluk çekenler, garipseyenler var. Hatta, Ak Parti'yi içine düştüğü tutarsızlıktan dolayı, eleştirenler de var. Ama açıkçası, biz bu durumu, hiç garipsemedik. Çünkü biz, Sayın Erdoğan'ı çok iyi tanıyoruz. Kendisinin, sadece koltuğu sallanana kadar var olan, vatanseverliğini, biz en başından beri biliyoruz.

'Hatırlayın' deyip saydı...

Hatırlayın; Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi'ne geçebilmek için PKK ile yürüttüğü, 'Açılım Süreci'ni', o başlatmıştı. Hatırlayın; Oslo'yu o planlamıştı.Habur'da konfetileri, o patlatmıştı. Hatta teröristlere, lahmacun partileri bile vermişti. Hatırlayın; İstanbul seçimlerini kazanabilmek için, Teröristbaşı'nın mektubunu, devletin kanalında yine o okutmuştu.

Geçtim HDP'yi PKK ile müttefik olur

Çünkü Sayın Erdoğan için PKK'yla masaya oturmak ile PKK'ya karşı mücadele etmek arasında ideolojik bir fark yok. Çünkü onun tek bir ideolojisi var; o da, 'iktidarda' kalmak. Eğer ki şimdiye kadar Sayın Erdoğan'a, iktidarı müjdeleyen şey, açılım süreci olsaydı; geçtim HDP'yi, bugün, PKK'yla müttefik olurdu.

Düzenleri sürsün diye her şey mübah

Bakın, Sayın Erdoğan, en başından beri ne demokrasiye, ne sivilleşmeye, ne çözüme, ne de terörle mücadeleye inandı. Çünkü onun ve çevresindekilerin bu tür fikirlerle, ideallerle, siyasi programlarla ve tutarlılıkla işi yoktur. Yeter ki kendi işleri görülsün, her türlü kılığa girerler. Düzenleri sürsün diye her şeyi mübah görürler.

Sadece Sayın Erdoğan'ı yenmeyeceğiz

Bu yüzden biz 2023 seçimlerinde sanıldığının aksine sadece Sayın Erdoğan'ı yenmeyeceğiz. Biz aslında bu ilkesizliği yeneceğiz. Biz aslında, bu omurgasızlığı yeneceğiz. Biz aslında iktidarını korumak için bir gün FETÖ'yü, bir gün PKK'yı muhatap almaya bile razı olan ve bu işbirliklerinin acı sonuçlarını ödememek için de şekilden şekile giren, bir büyük iki yüzlülüğü yeneceğiz.

Resim iyice netleşti, saflar belli oldu

Ak Parti ve HDP'yi bir masanın etrafında buluşturan bu tablo, İYİ Parti'nin tarihin doğru tarafında durduğunu göstermesi bakımından da oldukça önemli. Çünkü biliyorsunuz, uzun zamandır AK Parti cenahı akıllarınca bizleri HDP ile gizli ittifak kurmakla itham ediyordu. Bazı HDP'liler de bu açıklamaları tebessümle karşılayıp, bizi faşistlikle faili meçhulcülükle, suçlayacak kadar alçalıyordu. E tabi, Allah büyük. İYİ Parti'yi yaftalayanlarla İYİ Parti'yi izole etmeye çalışanlar nihayet aynı kampta buluştu. Resim iyice netleşti, saflar belli oldu.

AK Partililer de HDP'liler de hiç utanmadı

Ak Parti vekilleri, PKK'yla bir tuttukları HDP ile aynı masaya otururken utanmadılar. İşin ilginç tarafı, HDP vekilleri de genel başkanlarını tutukladığı belediyelerine kayyum atadığı için sabah akşam eleştirdikleri, Ak Parti ile aynı masaya oturmaktan, zerre utanmadılar. Yaaa görüyor musunuz? Kadere bakın, kimler kimlerle yan yana geldi…

İlkeler bahane at pazarlığı şahane

Demek ki neymiş? İki taraf için de ilkeler, değerler hikaye, at pazarlığı şahaneymiş. Bu saatten sonra kimse, milletimize vatan-millet-beka tiratları atmaya kalkmasın. Hele demokrasi, barış ve müzakere hamasetine hiç başvurmasın. Bu makyavelist görüşme vesilesiyle artık takke düşmüş, kel görülmüştür. Bu kadar açık. Tüm bu ilkesiz siyaset sirkinin ortasında; Bizim İYİ Parti olarak; tavrımız da, duruşumuz da, anlayışımız da, en başından beri nettir. Kim ne derse desin, net olmaya da devam edecektir.

Erdoğan ile APO'nun el ele verip...

Bizi bu memleketin, eşit ve şerefli vatandaşları olan Kürtleri temsile yetkili yegane kişinin Abdullah Öcalan olduğunu söyleyenlerle de APO'nun emriyle mıntıka temizliği yapanlarla da sakın karıştırmayın. Bizim için siyaset ya sivil aktörlerle yapılır ya da yapılan şeyin ismi siyaset değildir. Bizim için demokrasi ya sivil aktörlerin kurallar çerçevesinde birbirleriyle yarıştığı bir sistem halini alır; ya da bugün olduğu gibi; Sayın Erdoğan ile APO'nun el ele verip dizayn ettiği bir çirkin pazarlık masasına döner.

Biz bu ülkenin gerçek demokratlarıyız

Ayrıca bu tezgaha ses çıkartan herkesi 'faşist' damgasıyla yaftalamaya alışanlara da buradan seslenmek istiyorum. Biz bu ülkenin gerçek demokratlarıyız! Gerçek vatanseverleriyiz! Gerçek milliyetçileriyiz! Dolayısıyla Kürtlere de Türklere de birer maraba gözüyle bakarak onların oyunu cebine atıp, pazarlık edenlerin sözleri, zerre umurumuzda değildir. Biz, er ya da geç bu ucube sistemi, tüm açık ve gizli işbirlikçileri ile birlikte, deşifre edeceğiz. Ve Allah'ın izni, milletimizin de teveccühüyle, bu gölge tiyatrosunu, sandıkta alaşağı edeceğiz! Bu da böyle biline…'

Ekrem İmamoğlu'na destek

Biliyorsunuz, 11 Kasımda, Ekrem İmamoğlu başkanımızın davası var. 31 Mart seçiminin iptal edilmesini eleştirdiği için yargılandığı şu malum dava… Ahmaklıkla alınganlık el ele yürüyormuş demek ki… Bu vesileyle öğrenmiş olduk. Buradan açıkça ilan ediyorum. Unutanlardan olmayız, olmayacağız! 31 Martçılardan olmayız, olmayacağız! Keyfe ve adamına göre çalışan bu yargı sistemini, haklıyı ezip, güçlüyü kollayan bu adaletsiz düzeni hep birlikte alt edeceğiz. Tek adam iktidarının bizi içine çekmeye çalıştığı tüm kısır döngüleri, hep birlikte kırıp geçeceğiz. İnsanca yaşanan, hakça bölüşülen bir Türkiye'yi, hep birlikte kuracağız! Yani Sayın Erdoğan ve avanesinin, üzerine titrediği bu ucube distopyayı, hep birlikte, ebediyete uğurlayacağız.'