35,4106$% 0.16
36,5408€% -0.01
3.032,98%0,08
4.965,00%0,04
19.800,00%0,05
3257947฿%-2.80837
Ferdi Tayfur’un ölümünün ardından başlayan ‘arabesk’ tartışması yeniden gündem oldu.
Birçok yazar/aydın, ‘arabesk’ müziğin toplumu kaderciliğe mahkûm ettiğini, yapılan şarkıların ‘ağlak’ bir nitelik taşıdığını söyledi.
Konuyla ilişkin tartışmalar sürerken; bir açıklama da ünlü sanatçı Mahsun Kırmızıgül’den geldi.
Mahsun Kırmızıgül, X hesabından yaptığı paylaşımda “Arabesk” kelimesinin bu yapılan müziği küçümsemek ve ötekileştirmek için koyulduğunu belirtti.
Mahsun Kırmızıgül’ün yaptığı açıklama şu şekilde:
Ferdi Tayfur’un Ardından…
İnsanların dinlediği müziğe, konuştuğu dile, inandığı dine, kimliğine ve kültürüne saygı göstermekte zorlanan bir toplumda yaşıyoruz. Ne yazık ki bu dar görüşlü anlayış, yıllarca Türkiye’nin en çok sevilen ve halkın kalbine dokunan Orhan Gencebay, Ferdi Tayfur ve Müslüm Gürses’in eserlerine TRT ekranlarında ve radyolarda yıllarca ambargo uyguladılar.
Bazı çevreler yaptıkları müziği küçümsemek ve ötekileştirmek için bu üçlünün yaptığı müziğe “Arabesk” adını taktılar. Tıpkı zamanında pop müziğe “Türk hafif müziği” diyerek küçümseyen aynı zihniyet gibi. Ancak bu küçümseme, halkın gönlündeki gerçeği değiştiremedi.
“Arabeskçi” diye ötekileştirilen üç büyük sanatçı tüm zamanların rekorlarını kırarak, Türkiye’nin en sevilen ve en çok dinlenen sanatçıları oldular. Zaman içinde, bir dönem görmezden gelinen bu sanatçılar anlaşıldı, saygı gördü ve eserleri toplumun her kesimine ulaştı. Bugün Orhan, Ferdi ve Müslüm’ün şarkılarını bilmeyen, ezbere söylemeyen neredeyse kimse kalmadı.
Ancak, hâlâ değişmeyen şeyler var. O bağnaz ve dar görüşlü zihniyetin kalıntıları, günümüzde bile bazı radyolarda ve müzik kanallarında hissediliyor. Arabeskin etkisiyle şekillenen Pop, Rock, rap, hip-hop ve trep müzik eserleri yaygın bir şekilde çalınıyorken; ancak bu türlere ilham kaynağı olan arabesk müziğe hâlâ mesafeli bir tutum sergileniyor.
Daha duygusal, karamsar ve derin sözlere sahip, melodik yapıları Arabesk, Halk ve Sanat müziğinden beslenen eserler radyolarda yankılanırken, bu toprakların ruhunu ve halkın gerçekliğini yansıtan arabesk müziğe yönelik oto sansürün devam etmesi düşündürücü ve acı verici.
Arabesk, Halk ve Sanat müziği; bu toprakların çığlığıdır. Kaderle sınanan insanların, Anadolu’nun unutulmuş köşelerinde kaybolmuş yüreklerin ve şehir hayatında yabancılaşmış milyonların hikâyesidir. Bu müzikler, acıyı sanata dönüştüren bir yaşam felsefesidir.
Unutulmamalıdır ki bir milletin gerçek ruhunu, o ülkenin müziği yansıtır. Bir ulus, kendi sesini kaybettiğinde, ruhunu da kaybeder. Arabesk, Halk ve Sanat müziği, bu toprakların kaderinden, halkının gözyaşlarından ve umutlarından doğmuş bir mirastır. Bu mirası sahiplenmek, kendimizi bulmaktır. Melodileri ne kadar sade veya basit görünse de, bu ezgiler bizim tarihimizin, kültürümüzün ve ortak hafızamızın bir parçasıdır.
Ferdi Tayfur, bu mirasın en güçlü seslerinden biri oldu. Onun müziği, milyonların yüreğine dokunan bir teselli, bir yol arkadaşıydı. Bizlere kattığı her şey için ona minnettarız.
Güle güle, Ferdi Baba…
En özgürlükçü ve demokratik olduğunu iddia edenlerin bile çarpıp düştüğü duvarları var. İşte o duvarlardan ve önyargılardan kurtulduğumuzda, birbirimize saygı gösterip empati kurmayı öğrendiğimizde, bir arada, barış içinde yaşamayı başaracağız.
Ferdi Tayfur’un Ardından…
İnsanların dinlediği müziğe, konuştuğu dile, inandığı dine, kimliğine ve kültürüne saygı göstermekte zorlanan bir toplumda yaşıyoruz. Ne yazık ki bu dar görüşlü anlayış, yıllarca Türkiye’nin en çok sevilen ve halkın kalbine dokunan Orhan Gencebay,… pic.twitter.com/nq6kYpoX3D
— Mahsun Kırmızıgül (@Mhsnkrmzgl) January 9, 2025
Sanatçı Edip Akbayram yoğun bakıma kaldırıldı