Sağlık

İsrail- Filistin savaşı sürerken uzmanlar açıkladı: Savaş küresel sağlık krizine yol açıyor!

İsrail ve Filistin arasında yaşanan çatışmaların bir savaşı doğurmasının ardından uzmanlardan kritik bir uyarı geldi. Savaşın küresel bir sağlık krizine neden olabileceğini belirten uzmanlar, bu konuya dikkat çekti.

Abone Ol

İsrail-Hamas çatışması devam ederken yaralanmalar, sakatlıklar, binaların yıkılması ve can kaybının da aralarında bulunduğu yıkım hikayeleri ortaya çıkıyor. Ancak uzmanlar, savaşın sadece bir uluslararası ilişkiler krizi olmadığını, aynı zamanda uzun vadeli sonuçlara yol açabilecek bir halk sağlığı krizi olduğunu da söylüyor. İsrailliler ve Filistinliler ile diğer çatışma bölgelerinde yaşayanlar yiyecek ve sudan mahrum kalabilir ve ciddi zihinsel sağlık stresi altında kalabilirler. Kaçanlar, yerinden edilme nedeniyle sağlık riskleriyle karşı karşıya kalabiliyor. Üstelik fiziksel sıkıntılar ve psikolojik etkiler sadece savaş bölgelerinde yaşayanlarda değil, yurt dışındaki insanlarda da görülüyor.

Tufts Üniversitesi Okulu'nda doktor ve yardımcı profesör olan Dr. Barry Levy, "Günümüzde neredeyse tüm savaşlarda en rahatsız edici şeylerden biri, ister konvansiyonel savaş ister terörist saldırı olsun, savaşın yükünü sivillerin, savaşçı olmayan sivillerin taşımasıdır" dedi. 

"Siviller, yalnızca patlayıcı silahların doğrudan etkileri nedeniyle değil, aynı zamanda bazen savaş bittikten sonra uzun süre devam eden dolaylı sağlık etkileri nedeniyle de ortada kalanlardır." diye ekledi.

YİYECEK VE SUYA ERİŞİM EKSİKLİĞİ ETKİLİYOR

Savaşın harap ettiği bölgelerde yaşayanların gıdaya, temiz suya ve ısıya erişememesi yaygın bir durum.

İsrail, Gazze Şeridi'ni "tam kuşatma" ilan ederek yiyecek ve suyu bloke etti ve bölgeye giden elektriği kesti.

Levy, sivil altyapının saldırıya uğrayıp tahrip edilmesinin çoğu zaman insanların yiyecek aramasını engellediğini ve onları barınak veya temizlikten mahrum bıraktığını söyledi.

Bu, özellikle bebekler ve küçük çocuklar arasında yetersiz beslenme riskini artırıyor ve bu da anormal gelişime ve hatta bilişsel bozulmaya yol açabiliyor.

SAVAŞ BÖLGESİNDE STRES

Araştırmalar, savaş bölgelerinde yaşayan insanların depresyon, anksiyete, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) ve daha fazlası dahil olmak üzere birçok zihinsel sağlık sorununa yakalanma riskinin arttığını gösterdi.

Bununla birlikte, çatışma bölgelerindeki aile ve sevdiklerin arkadaşlarının ve hatta genel olarak nüfusun yaşadığı stres, kaygı, depresyon ve PTSD yaşanabilir.

San Antonio'daki UTHealth Houston Halk Sağlığı Okulu'nda profesör ve bölge dekanı olan Dr. Jack Tsai, Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından yayınlanan bir tanı aracı olan Zihinsel Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı Beşinci Baskı'nın artık TSSB'yi sınıflandırdığını açıkladı. Birinin doğrudan deneyimleyebileceği ama aynı zamanda tanık olunabilecek bir şey olarak belirtti.

"Bazı insanlar korkunç olaylara tanık olarak TSSB'ye yakalanabilirler ve bence artık sosyal medya, bunu Orta Doğu'daki çatışmalarda da görüyoruz, geçmişte çoğu insanın göremediği birçok görseli gerçekten kolaylaştırıyor." "dedi.

"Ve bence bu, sadece oradaki insanlar için değil, aynı zamanda olup biteni izleyen ve gözlemleyen birçok insan için de TSSB riskini artırıyor."

Çatışmada ortaya çıkan olayları gören insanların TSSB için tam kriterleri karşılayamayabileceğini, ancak yine de bazı semptomların devam edebileceğini ve kişinin işlevsellik yeteneği üzerinde etkisi olabileceğini ekledi.

YERİNDEN EDİLMENİN SAĞLIK RİSKLERİ

Pek çok İsrailli ve Filistinli başka şehirlere ve hatta komşu ülkelere kaçmak zorunda kaldı ve bu da ruh sağlığını etkileyebilir.

Tsai, "Günlük aktivitelerde zihinsel sağlıkları için çok yıkıcı olabilir" dedi. "Yerinden edilen bu insanların yeni ortamlarda, yeni insanlarda ve yeni kültürlerde bir nevi sıfırlanmak zorunda kalacaklarını ve bunun zihinsel ve fiziksel sağlıklarını etkileyebilecek her türlü açıdan rahatsız edici olabileceğini hayal ediyorum."

Bununla birlikte, zorla yerinden edilen kişiler, salgına yol açabilecek COVID-19 ve kızamık gibi bulaşıcı hastalıklara karşı daha büyük risk altındadır.

Rusya'nın Ukrayna'yı işgali sırasında halk sağlığı uzmanları, özellikle Ukrayna'nın savaş öncesinde aşılama oranının düşük olması nedeniyle, Kovid-19'un yayılması konusunda uyarıda bulundu.