CHP'li Gürsel Tekin'in 'HDP'ye Bakanlık verilebilir' sözlerini değerlendiren Gelecek Partili Sema Silkin Ün, 'HDP'nin memleket sorunların çözülmesinde muhatap alınmasında bir beis göremiyorum ben açıkçası' dedi.

Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Sema Silkin Ün, Ak Parti Erzurum milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu'nun adının yolsuzluk olayında geçmesi karşısında şok olduğunu belirterek, 'Arzu ederdim ki bu arkadaşlar kendilerini savcılığa ihbar etsinler ve bize atılan bu iftiradan aklanmak istiyoruz diyerek yargıya kendileri müracaat etsinler' dedi.

Ak Partili isimlendirilen yolsuzluk iddialarını değerlendiren Ün, 'Cumhurbaşkanının bunlara onayı vardır demek acımasızlık olur' dedi. Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Sema Silkin Ün, Ak Parti'nin günahlarının başörtülü kadınlara yüklendiğini belirterek, 'İnsanlar onlara bakarken eskiden güven dolu gözlerle bakarken bugün onlara malını çalan hırsız gözüyle bakıyor. Ve bu kadınlar bundan ar duyuyorlar' dedi.

Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Sema Silkin Ün, Diyanet'i asıl konuşması gerekenleri dile getirmediği gerekçesiyle eleştirdi. Ün, 'İktidarın günahlarından hiç bahsetmeyeceksiniz, ama bir kadının camiye nasıl girdiğiyle, düğüne nasıl girdiğiyle ilgileneceksiniz' dedi.

İşte Sema Silkin Ün'ün açıklamaları

HDP 6'lı masada yok

6'lı masada, iktidar her ne kadar bunu pompalıyor olsa da ne kadar bir algı yönetiminin peşinde olsa da altılı masada HDP diye bir parti yok. İttifak kuruyorlar bunun açıklamasını yapıyorlar bir taraftan hala birileri HDP'nin altılı masanın bir paydaşı olduğu noktasında yanlış bir algı yönetiminin peşine düşüyor..

İşin görünen boyutu buyken hem bir siyasetçi olarak şunu ortaya koymak durumundayım HDP'nin yaptığı siyaset bizim siyasetimizle çok uyuşmadığı bizim tasvip etmediğimiz bizim kendisiyle yol yürümekte çekinceler duyduğumuz pozisyonlar var bunu asla inkar edemeyiz siyaseten bizi de zorlayan bir tarafı var ama bu parti mecliste temsil ediliyor bu parti mecliste başkan vekilliği veriliyor meclis yürütülüyor her şeyi bir tarafa bırakın bu partinin 6-7 milyon seçmeni var bunlar bizim vatandaşlarımız bunlar oy taşımıyor başka bir ülkede kendine dolayısıyla sırf o seçmenin hatırına 6-7 milyon o seçmene vatandaşımıza duyduğumuz saygı hatırına bile HDP'nin mutlaka her konuda mecliste temsiliyeti olan her partinin muhatap alınması gibi

' Kimse kimsenin tekerine çomak sokmuyor'

Ak Partili isimlerle ilişkilendirilen yolsuzluk iddiaları sonrası bir arınma olup olamayacağını değerlendiren Ün, 'Bu sistemin böyle işlediğinden herkes haberdar. Yani bu sistemin buna sebep olduğunu herkes biliyor. Devleti yönetenlerin bilmiyor olması mümkün mü? Zaten bu insanların da bu menfaatlerle yanlarında olduklarını da düşünüyorlar. Yani bunlar kesildiğinde gideceklerini tahmin ediyorlar muhtemelen. Kimse kimsenin tekerine çomak sokmuyor, ama herkes birbirini elbette biliyor. O yüzden burada derdimiz bizim bir kişi bir yolsuzluğa karışmış elbette bunun hukuk önünde net bir şekilde hesabının verilmesi lazım' dedi.

Ün, 'Bu bir, iki kişinin hesabıyla bitmiyor. Burada sinek avlamak bu işin çözümü değil. Bu bataklığı kurutmak istiyorsak işte o şeffaf yönetimi, denetleme mekanizmalarının olduğu yönetim sistemini hayata geçirip o bataklığı ancak öyle kurutabiliriz' ifadesini kullandı.

Sema Silkin Ün şöyle devam etti:

'Buradan bir arınma çıkmasını ben biraz hayal gibi görüyorum'

'Ama bu bir kişinin iki kişinin hesabıyla bitmiyor. Burada sinek avlamak bu işin çözümü değil. Bu bataklığı kurutmak istiyorsak işte o şeffaf yönetimi, denetleme mekanizmalarının olduğu yönetim sistemini hayata geçirip o bataklığı ancak öyle kurutabiliriz. O yüzden buradan bir arınma çıkmasını ben biraz hayal gibi görüyorum.'

'Suç duyurusunda bulunduk. Muhtemelen rafa kalkacak'

'Bu ifşaatlar oldukça evet yargı yolu çünkü artık ne yapacaksınız yargının da önüne mi geçeceksiniz. Ha bir şey de olmuyor biz de suç duyurusunda bulunduk mesela. Muhtemelen rafa kaldırılacak. Takipsizlik vermek de biraz güç olacaktır. O kadarına belki cesaret edemeyebilirler. O kadar yüklü bir dosyanın takipsizlik verilmesi bir anda ama muhtemelen rafa kaldırılacak, bir şey yapılmayacak.'

'Çok büyük bir şok yaşadım'

Sema Silkin Ün, 'Ak Parti Erzurum milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu'nu tanıyor musunuz?' sorusuna da şu yanıtı verdi:

'Tanıyorum, ben çok büyük bir şok yaşadım açıkçası. Arzu ederdim ki bu arkadaşlar kendilerini savcılığa ihbar etsinler ve bize atılan bu iftiradan aklanmak istiyoruz diyerek yargıya kendileri müracaat etsinler ve toplumun karşısında gerçekten partilerinin adı gibi ak olduklarını –eğer öylelerse- bunu açıklasınlar istedim. Ama şu ana kadar böyle bir girişimlerinin olmadığını üzülerek görüyorum.'

'Denetimi kaldırırsanız insanlar melekken şeytan olabilir'

'Yani böyle bir şey asla söyleyemem ama bu sistemde şu var insanlara bir takım makamlar veriyorsunuz oraları istedikleri gibi kullanabilme rahatlığı veriyorsunuz şimdi o rahatlığı verdikten sonra bir şeffaflık ihaleler meselesi denge denetleme mekanizmaları meseleleri bunları da ülkenin hukuk sisteminden kaldırıyorsunuz o zaman bu insanlar melekken şeytan olabilirler.'

Kamuda ilk göreve başladığımda çok dürüst bir Belediye Başkanıyla çalıştığını belirten Ün, ' Ben ilk görevi aldığımda dedi ki ; 'Burada biz insanları denetlemeyerek gerçekten en iyi insanı en rezil insan olarak gönderiyoruz bu bizim hatamız.' ifadesini kullandı.

'Sistem öyle inşa edilmeli ki insanı nefsi ile birlikte bırakmamalı'

'O yüzden denetlemeyi kurmak zorundayız ben o aydınlanmaları kamu görevleri esnasında yaşadım. Şimdi şunu da söyleyeyim kurumlarda denge denetleme hukuk sistemi ile olur, bir toplumsal denetleme mekanizmasıyla da olur. Şimdi siz bir yerde yöneticisiniz ve bütün altınızda çalıştıklarınız birlikte çalıştığınız hepsi sizinle aynı partiden geliyorlar ve bunlarla birlikte yaptığınız hiçbir şey denetlenemez çünkü sizin sayenizde gelmiştir susmak zorundadır yine üstten birisi referans olmuştur susmak zorundadır buradan bir hukuk sisteminden denetlemeyi kaldırıyorsunuz üstüne kurduğunuz sistemde mekanizmada toplumsal denetlemeyi de kaldırıyorsunuz şimdi bu ikisini kaldırdığınızda bir meleğin şeytan olması anlıktır. Sistem öyle inşa edilmeli ki insanı nefsi ile birlikte bırakmamalı.'

'Ak Parti'nin bütün günahları başörtülü kadınların sırtına yüklendi'

'Aynen öyle oldu. Ak Parti'nin bütün günahları onların sırtına yüklendi. Çünkü bir erkeğin dışarda işte dindar olduğunun simgesi olmadığı için bu genelde zaten başörtülü kadınlar bu yükü her zaman çekerler. Bu dönemde bu çok fazla arttı. Bu bagaj, bu yük kadınların artık omuzlarını çökertiyor. Ve bu yükle yaşamak istemiyorlar.'

'Ak Parti mensuplarının zevki sefada yaşama utancı bu kadınların sırtında'

' Bunun karşısında şunu da görüyorlar, yani üniversitede başörtüyle okumak hatırına, başörtülü okumasına izin verilmesi hatırına, bütün bu günahları sırtına yükleyen Ak Parti'nin işte vergileri affettiren, işte büyük şirketlerin Türkiye'yi beşli müteahhitlere bütün kaynakları aktaran üst düzey Ak Parti iktidar mensuplarının zevki sefada yaşama utancı bu kadınların sırtında.'

'Başörtülüler Ak Parti'de siyasi rehine'

' Ve bunlar karşılığında kendisini orada bir siyasi rehine olduğunun da aslında farkındalar. Yani bu rehinelikten kurtulmak istiyorlar. İşte Gelecek Partisi de özellikle bu 6'lı masa toplantısında muhafazakar kesimin endişelerini ortadan kaldıracak teminatı altı partinin imzası altına alması o kadınların bu hissiyatını çok derinden hissediyor olmasından kaynaklı. Çünkü biz bunu sokakta da, eşimizde, dostumuzda, hepsinde görüyoruz. Onları bu kimlikleriyle arada bırakmamamız gerekiyor. Yani bir tercih yapmak istiyorlar, yaşanan sıkıntıların farkındalar, ama onlara umut olma ışığımızı daha fazla artırmamız gerekiyor o ışığı.'

Diyanetin konuşması gereken şeyler bunlar mı?

Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Burhan İşleyen'in 'Salona bir giriyorum,hanım kardeşlerimiz bana kızmasınlar sanki giyecek elbise yok perişan. Niye böylesiniz? Allah camiye girerken örtün, düğün salonunda açıl diye emir mi verdi?' sözlerini değerlendirirken 'Bugün Diyanetin konuşması gereken şeyler bunlar mı?' diye sordu.

Ün, ' Yani şimdi İktidar korkusuyla, makamların korkusuyla bu konulara hiç girmeyeceksiniz, iktidarın günahlarından hiç bahsetmeyeceksiniz ama bir kadının camiye nasıl girdiğiyle, düğüne nasıl girdiğiyle ilgileneceksiniz.' dedi.

'Bize asıl değerlerimizi kaybettiren yolsuzluk düzeninin ayyuka çıkması'

'Değerler ya da bizim değerlerimizi kaybedip, kaybetmemek orada da elbette eleştirilecek, söylenecek sözler olabilir. O ayrı bir şey ama, bize asıl değerlerimizi kaybettiren bugün bu yolsuzluk düzeninin yüzde 99'u Müslüman olan bir ülkede ayyuka çıkmış olması ve bu yolsuzluk düzeninin sistematik bir hale bu hükümet sistemi eliyle getirilmiş olması.'

Diyanete yolsuzluk konusunda uyarı yap çağrısı

'Asıl bizim Diyanetten beklediğimiz, din adamlarından beklediğimiz bu konulardaki uyarılarıdır. Vaktiyle Mehmet Görmez hoca zannediyorum dünyadaki musibetler, cinsi sapkınlıklardan ziyade bu hakları yeme adaletsizliklerden kaynaklandığı yönünde bir ifadesi olmuştu. Asıl bizim o anlayışa geri dönmemiz gerekiyor. O anlayışı Türkiye'deki insanlara, dindar olduğunu söylediğimiz insanlara salık vermemiz gerekiyor.'

' Camilerde hutbeler memleketin meselesi üzerinden yürümeli'

' Çünkü şimdi camilerde hutbeler her zaman eğer yani kadınlar üzerinden ya da hani memleketin meselesi olmayan şeyler üzerinden yürüdüğünde bu sefer cami cemaati hakikaten diğerlerinin günah olduğundan, diğerlerinin haram olduğundan Tabii, en önemli meseleyi ıskalıyorlar. Yani Diyanetin buradaki asıl sorumluluğu, bu temel problemi Türkiye'nin gündeminden yok edecek şekilde iktidara da, muhalefete de herhangi bir yönetim kademesinde kim varsa onlara bu konuda ikazda bulunmaktır.'