Magazin haberleri

Müjde Uzman yakalandığı hastalığı açıkladı! Son hali sevenlerini üzdü

Kızılcık Şerbeti'nin Alev'i Müjde Uzman tükenmişlik sendromuna yakalandığını açıkladı. Müjde Uzman'ın son hali ise sevenlerini korkuttu. İşte Müjde Uzman'ın açıklamaları..

Abone Ol

Show Tv'nin büyük bir ilgiyle izlenen dizisi Kızılcık Şerbeti'nde hayat verdiği Alev karakteriyle adından söz ettiren güzel oyuncu Müjde Uzman paylaşımıyla sosyal medyayı salladı.

Oyuncu kadrosunda Evrim Alasya, Sıla Türkoğlu, Sibel Taşçıoğlu, Doğukan Güngör ve Ceren Yalazoğlu Karakoç gibi isimlerin yer aldığı Kızılcık Şerbeti dizisinde hayat verdiği Alev karakteriyle adından söz ettiren ünlü oyuncu Müjde Uzman sosyal medyadaki son paylaşımlarıyla dikkat çekti.

Hastane odasından paylaşımlar yapan ünlü isim son hali sevenlerini endişelendirdi. Müjde Uzman tükenmişlik sendromuna yakalandığını söyledi.

Müjde Uzman, arkadaşlarına ve yakın çevresine bile isyan etti. Özellikle işinin değil, insanların kendisini çok zorladığını belirtti. İlk paylaşımı sırasında hastalığından bahseden Müjde Uzman 'Ama yok! Öyle duygulara izin yok! (Anlayan göz kırpsın).' sözleriyle dikkat çekti.

"Hayatımda ilk defa tükendim" Ardından hastane yatağında kolunda serumla paylaşım yaparak "Hayatımda ilk defa TÜKENDİM." dedi. Uzman'ın paylaşımları şöyle...

'Madem hala uyumadım.. Çok düşündüm şu görselle alakalı, ama paylaşacağım. (Dünden bunlar bu arada) Çünkü. Bu bir ajitasyon paylaşımı değil öncelikle. Bu bir, 'Lütttfen artık uyanın, empati yapın, sorumluluk alın, hareketlerinizin sonuçları herkesi etkiliyor, tembelliği, kolaycılığı, hak yemeyi bırakın, düşünün, öğrenin, elinizi taşın altına koyun, yapın ARTIK!' adlı serbest çağrışım paylaşımı. İş zor değil, yoğunluk zor değil, İNSANLAR ZOR. Multitask olmak kendimi tanımlamayı en sevdiğim şeydi, şimdi ise ruhumun en büyük düşmanı. Kendi yapacaklarımı geçtim, etrafımdakilerin de her şeyini dinler, bilir, unutmaz, bir de hatırlatırdım. Asla ama asla üşenmezdim. Tek günde 3 gün gibi yaşar, yorulmaz, tam tersi hayat enerjime eklerdim. Hala 10 adım sonrasını bile şip diye planlar, bu sayede vakit kaybetmez, yapmak istediklerimden olmaz, daha fazla aktivite, daha fazla tecrübe, daha fazla YAŞAM! der sevinirim. Hiç kimse farketmese hatta yanlış anlasa bile herkesin işini gücünü kolaylaştırır, konforunu artırır, anılarını güzelleştirmeye çalışırım. Bu bana yük gelmez asla. Tam tersi; eğer yapmazsam, çünkü ancak yapmamaya çalışmam' gerekir, daha çok yorulurum.

AMA. Hayatımda ilk defa TÜKENDİM. İşin kötüsü kimse inanmıyor. Herkesin bir teorisi var olmam gereken kişiyle ve sıkıntılarımla alakalı, en büyük sebep de mesleğim! Hayatım çok kolay, ışıltılı pırıltılı (ne demekse), para ve lüks içinde falan olmalıymış kesin. Huhu. Varolmak için önce, akıllı, çalışkan, genele uymayan huyları ve hobileri olan bir kadınsan, üstelik hem kadın hem de oyuncu olduğundan, belli ki tüm hayatın boyunca herkesi tek tek aptal olmadığına inandırman gerekiyor. Evden çıkıp eve dönene kadar güzellik, kilo, iş konuları. HER. GÜN. Sahi kimin işi bu kadar konuşuluyor? Ben başka şeyler konuşamayacak mıyım hiç? Sağlık sorunlarına da inanmıyorlar, ayrıca mesela spor yapmak istemem de saçmaymış, çünkü kilo almıyorsun ki ne gerek var??mış. Anlatmaya çalışıyorsun, ama diyorsun iskeleti, kasları kim taşıyacak? Yer çekimi sürekli aşağı çekerken, kendi kendinize mi ayakta durabildiğinizi sanıyorsunuz? Yazık değil mi bedenimize? Neyse.'

'Peki ya arkadaşlar, dostlar? Size bir şey söyleyeyim mi? Artık her şeyden daha değerli, duyduğum an her şeyimi elimin tersiyle itip yanında olmak için anında gidemesen de hemen arayacağım can dostlarımı BİLE arayamıyorum. Ya mahcubiyetten, ya anlaşılamamaktan kırıldığım için içime içime kaçıyorum. Bari siz yapmayın çünkü. Ve yine çünkü, buraya sığmayacak yüzlerce şeyi TEK BAŞIMA yapmaya çalışıyorum. Size belki 'aman bunlar da dert mi' şeklinde gelen o şeyler gerçekten dert olmasalardı, inanın ben de dert etmezdim. Çünkü beni kesseler acımazdı, ben her şeyi yapardım. İmkansız diye bir şey yoktu ve hayat 1 kerelikti. Hala böyle düşünüyorum. Ama bilin bakalım ne yok?'

Uzman derdini uzun uzun anlatmaya devam ederek "Ben yalan söylemiyorum, samimiyetsiz davranmıyorum, gerçek oluyorum; ama bazen kötü de ben oluyorum." dedi. Üstüne yazmanın yetmeyeceğini düşünerek videolu bir şekilde durumu özetlemeye devam etti.

Uzman yayınladığı videolarda, "Hepsini okuyanlar için... Patlama noktasına geldim ve ciddiye alınmadığımı kaldıramıyorum. Bana bir şeyler söyleyen insanlara cevap vermiş oldum ki onlarda duymuş olacaklar. Zaten bir süre sonra sileceğim pişman olup.

-Tek ben değilim işimle alakalı değil. Bu insan zorbalığı… Empati yapmadan çözemeyiz. Lütfen insanlara iyi olması gerektiği konusunda baskı yapmayın. Kötü hissetmek bir süreçtir.

-Bu bir boşaltım mekanizmasıdır. Lütfen engellemeyin. Dünyanın en boş ve işe yaramayan cümlesi 'Halledersin aslansın kaplansın' cümlesi. Konuşma ihtiyacı hissettiğimiz için çok boş şeyler söylüyorsunuz. Onu da söylemeyin" dedi.