DOLAR

38,2612$% 0.13

Created with Highcharts 8.2.2
EURO

43,9075% -0.4

Created with Highcharts 8.2.2
GRAM ALTIN

4.238,65%0,71

Created with Highcharts 8.2.2
ÇEYREK ALTIN

6.985,00%0,76

Created with Highcharts 8.2.2
TAM ALTIN

27.853,00%0,77

Created with Highcharts 8.2.2
BİTCOİN

3402194฿%2.2437

Created with Highcharts 8.2.2
a

Devlet Bahçeli’den sert açıklamalar: Ekrem İmamoğlu’nun yargı süreci ivedilikle tamamlansın!

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, CHP lideri Özgür Özel’i ve partinin siyaset tarzını sert sözlerle hedef alarak, tutuklu İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yargı sürecinin hızla tamamlanması gerektiğini belirtti.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamayla Cumhuriyet Halk Partisi’ni ve Genel Başkan Özgür Özel’i sert sözlerle hedef aldı.

CHP’nin izlediği siyasi çizgiyi “kriz, kaos ve kargaşa siyaseti” olarak tanımlayan Bahçeli, partinin Türkiye’yi anayasal ve demokratik değerlerden uzaklaştırmaya çalıştığını iddia etti.

Bahçeli, CHP’nin yürüttüğü muhalefet stratejisinin, “iç isyan ve toplumsal anarşi” amaçlı olduğunu öne sürerek, “CHP’nin nihai gayesi sokak ve boykot çağrılarının üzerine bina edilmek istenen iç isyan, siyasi ve toplumsal anarşinin patlak vermesidir.” ifadelerini kullandı.

“İmamoğlu’nun mahkeme süreci ivedilikle karara bağlanmalı”

Bahçeli, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Silivri Cezaevi’ndeki tutukluluk sürecine de değinerek, yargılamanın “ivedilikle” tamamlanması gerektiğini söyledi.

Bahçeli, “İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni saran hırsızlık, rüşvet ve yolsuzluk iddialarından dolayı Silivri Cezaevi’nde bulunan zanlı Ekrem İmamoğlu’yla ilgili mahkeme süreçlerinin ivedilikle görüşülüp karara bağlanması gerekmektedir. Tanık ifadeleri, sarih ve sahici delillerle birlikte diğer sair bilgi, belge ve bulguların dava dosyasına eksiksiz ilavesinin yapılması suretiyle kovuşturma etapları tamamlanmalı, şayet zanlı Ekrem İmamoğlu suçsuzca beraatı, değilse tecziyesi maşeri vicdana muvafık halde mutlaka ve olabilecek en kısa sürede temin edilmelidir.” dedi.

Devlet Bahçeli’nin yaptığı açıklamanın tamamı şu şekilde:

Siyasetin dost-düşman kategorisine tasnif ve teşmili yapılarak icrası, milli ve manevi değer yargılarının aleyhine ikmali, anayasa ve yasaların bağlayıcılığını ihlal ederek ilerleyişi hukuk ve demokraside devasa çatlaklara, hatta vahim çarpıklıklara sebep olacaktır.

Cumhuriyet Halk Partisi Türkiye’mizi bu neviden bir karanlığa sürüklemek maksadıyla patent hakkına sahip olduğu kriz, kaos ve kargaşa siyasetine azgınlaşmış ihtirasların refakatiyle hız vermiştir.

Dünyada olağanüstü gelişmelerin yaşandığı, kartların yeniden karılıp güç merkezleri arasındaki siyasi, ticari ve ekonomik temelli bilek güreşlerinin yoğunlaştığı bir dönemde CHP yönetiminin eline hançer alıp saplayacak yer arayışına geçmesi tam bir ilkesizlik, tamamıyla izansızlıktır.

Bu partinin öne çıkan lekeli isimlerinin içi boş hamaset ve çıtası yükselen hakaret üslubu taşınamayacak ölçüde ağır bir yüke dönüşmüş, öyle ki hıyanet sınırına kadar dayanmıştır.

CHP Genel Başkanı’nın otokontrolünü kaybettiği, siyasi onurunu hiçe saydığı, cüretkarlığını cehalet ve küstahlığından devşirdiği ortadadır.

Ülkesini ve milletini seven, hukukun üstünlüğüne boyun eğen hiçbir siyaset insanının heves ve tevessül etmeyeceği söz, fiil ve eylemlere başvurmak ayıplı bir siyasetin tezahürü olduğu kadar ahlaki ve politik kırılmanın deşifresidir.

CHP’nin genel merkez binasının gayri resmi, gıyabi ve kaçak gecekondu şeklinde Silivri’ye taşındığını söylemek abartılı, arızi ve afaki bir değerlendirme sayılmamalıdır.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin haksızca, hayasızca ve hamakata dayalı olarak tek adam rejimi propagandasıyla karalamaya çalışan CHP Genel Başkanı’yla siyasi ve ideolojik yandaşlarının resmen ve aleni biçimde tekleşen birisinin peşine takılması trajikomik bir orta oyun numunesidir.

Bindirilmiş ve sipariş edilmiş zoraki kalabalıklardan mülhem meydanlarda CHP Genel Başkanı’nın malum ve mühim bir yargısal süreci ve yargı mensuplarını hedef alması ziyadesiyle yanlış olmanın yanı sıra basit ve bayağı bir siyaset cambazlığıdır.

Anlaşılan odur ki, CHP’nin nihai gayesi sokak ve boykot çağrılarının üzerine bina edilmek istenen iç isyan, siyasi ve toplumsal anarşinin patlak vermesidir.

Fakat ne CHP ne bu partiyi kumanda eden dış işgal cephesi asla ve kat’a kirli emellerine muvaffak olamayacaklardır.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni saran hırsızlık, rüşvet ve yolsuzluk iddialarından dolayı Silivri Cezaevi’nde bulunan zanlı Ekrem İmamoğlu’yla ilgili mahkeme süreçlerinin ivedilikle görüşülüp karara bağlanması gerekmektedir.

Tanık ifadeleri, sarih ve sahici delillerle birlikte diğer sair bilgi, belge ve bulguların dava dosyasına eksiksiz ilavesinin yapılması suretiyle kovuşturma etapları tamamlanmalı, şayet zanlı Ekrem İmamoğlu suçsuzca beratı, değilse tecziyesi maşeri vicdana muvafık halde mutlaka ve olabilecek en kısa sürede temin edilmelidir.

Televizyon ekranlarından, gazete sayfalarından ve sosyal medya platformlarından sabah akşam kerameti kendinden menkul bir yolsuzluk failiyle ilgili abuk sabuk görüş, düşünce ve paylaşımları aziz milletimiz dinlemeye ve izlemeye mecbur değildir.

CHP Genel Başkanı’nın tek adam merakına ve menşeine dayalı siyasetine tahammül edecek akıl ve vicdan sahibi hiçbir vatandaşımız da esasen yoktur.

İmza toplayarak dehşet verici iddiaların faili olan bir zanlının cezaevinden çıktığı veya çıkarıldığı görülmüş, duyulmuş şey değildir.

Üstelik imza toplayarak bir ülkenin erken seçime gitmesi diye bir şey de ancak tahayyül ve tenakuz aleminin bir mahsulü olup yok hükmündedir.

Özgür Özel 100 milyon imza toplasa ne olacak, ne çıkacak, neye yarayacaktır?

İmza kampanyası filmiyle isyan ve işgal çatısı örülmek isteniyorsa, bunun bedelini muhatapları hukuken ve siyaseten çetin derecede ödemeye hazır olmalıdır.

Demokrasi ve hukuk fabrikasyon mahiyetli eften püften imzalarla değil, muazzez millet iradesiyle mühürlü ve mündemiçtir.

CHP’nin, Cumhurbaşkanı adayı belirlerken yaptığı eğilim yoklaması da evlere şenliktir.

Bu partinin tek adayla yapılan oylamada üyelerine oy verdirerek demokrasi devriminden bahsetmesi tuluat tiyatrosunun yeni bir versiyonudur.

Dahası Sayın Cumhurbaşkanımıza verilen oy sayısı CHP’nin sözde demokrasi devriminde oy kullananların tam 18,2 katıdır.

Özgür Özel, CHP üyelerinden 1 milyon 653 bin kişinin, dayanışma sandıklarında ise 13 milyon 844 bin kişinin oy kullandığını iddia etmiş, toplamı da 15 milyon 497 bin kişi olarak açıklamıştır.

Halbuki 28 Mayıs 2023 tarihinde Sayın Cumhurbaşkanımızın aldığı oy sayısı 27 milyon 834 bin 589; oy oranı da yüzde 52,18’dir.

CHP’nin tek parti dönemlerinden alışkın olduğu “açık oy gizli tasnif”le yaptığı kandırmaca sayımın bile nasıl bir aczi, açığı, eksiği ve yetersizliği teyit ettiği meydandadır.

Cumhur İttifakı, Türkiye’nin geleceğiyle ilgili kumar masasına oturan münafık muhterisleri ve şer oyunlarını her cephede karşılamaya, bunların alayının üstesinden gelmeye muktedirdir.

Özgür Özel’in yabancılara ülkemizi şikayet etmesi mandacı siyasetin gözlerini araladığına işarettir ve böylesi bir rezaletin demokratik faturası muhakkak olacaktır.

Terörsüz Türkiye’nin bahar ve barış iklimi adım adım tesis ediyorken, dünyanın diplomasi nabzı Antalya’da atıyorken, bölge ve küresel siyasette sözü dinlenen bir irade devamlı yükseliyorken CHP’nin bozguncu siyaseti husumet ve huşunetin sonucudur.

Bu berbat sonucun Türk milleti nezdinde hiçbir ederi ve değeri yoktur.

Özgür Özel’in şımarık ve şuursuz siyaseti çuvallayacaktır.

Türkiye Cumhuriyeti yabancıların eteğine tutunan müflis, müfsit ve ikiyüzlü siyaset tellallarından müteşekkil CHP zihniyetine teslim edilmeyecektir.

Bu irade ve isteği sonuna kadar gösterecek olan da büyük Türk milletidir.

YORUMLAR

s


En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

AK Parti, nevruzun bayram olması için kanun teklifi verdi

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.