35,5666$% 0.36
36,5753€% -0.15
3.099,30%0,20
5.047,00%0,35
20.125,00%0,38
3709874฿%4.75494
DEM Parti, 28 Aralık 2024 tarihinde İmralı Cezaevi’nde terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan ile yaptığı görüşme sonrasında, TBMM, siyasi partiler ve cezaevindeki siyasetçilerle bir dizi temas gerçekleştirdi. Bu temaslar, Kürt sorununa çözüm arayışını ve demokratik siyasetin önemini vurgulama amacı taşıdı.
DEM Parti, 28 Aralık 2024’te İmralı Cezaevi’nde terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan ile yaptığı görüşmenin ardından, TBMM, siyasi partiler ve cezaevindeki siyasetçilerle bir dizi temas gerçekleştirdi.
Heyet, 3 Ocak’ta TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ile başlayan görüşmelerde, MHP, Gelecek Partisi, AKP , Saadet Partisi, CHP, DEVA Partisi ve Yeniden Refah Partisi lider ve temsilcileriyle bir araya geldi. 11-12 Ocak tarihlerinde ise cezaevinde bulunan eski eş genel başkanlar Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş, Leyla Güven ve Selçuk Mızraklı ile görüştü.
DEM Parti İmralı heyeti, görüşmelerin ardından 17 Ocak’ta detaylı bir açıklama yayımlanacağını bildirdi.
DEM Parti, beklenen açıklamasını yayımladı. DEM Parti, temaslarında Kürt sorununa çözüm arayışını, Türk-Kürt kardeşliğini güçlendirme sorumluluğunu ve Ortadoğu’daki gelişmelere bağlı olarak demokratik siyasetin önemini vurguladıklarını açıkladı..
DEM Parti sürecin şeffaflığı ve TBMM çatısı altında yürütülmesi konusunda çeşitli kaygıların dile getirildiği aktarıldı.
Sürecin hassasiyetle yürütüldüğünü vurgulayan DEM Parti, kamuoyundan destek beklediklerini ve en kısa zamanda terör örgütü elebaşı Öcalan’la yeniden görüşme gerçekleştireceklerini duyurdu.
“28 Aralık 2024’te İmralı’da Sn. Abdullah Öcalan ile gerçekleştirdiğimiz görüşme sonrası, yine bu görüşmenin sonuçları ve kendisinin de istemi üzerine TBMM, siyasi partiler ve cezaevindeki siyasetçi arkadaşlarımızla bir dizi görüşme gerçekleştirdik.
3 Ocak’ta TBMM Başkanı Sn. Numan Kurtulmuş’la başlayan ziyaret ve görüşmelerimiz Milliyetçi Hareket Partisi, Gelecek Partisi, Adalet ve Kalkınma Partisi, Saadet Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi, Deva Partisi ve Yeniden Refah Partisi başkan ve temsilcileriyle devam etti. 11-12 Ocak tarihlerinde de cezaevlerinde tutulan eski eş genel başkanlarımız ve siyasetçi arkadaşlarımız Sn. Figen Yüksekdağ, Sn. Selahattin Demirtaş, Sn. Leyla Güven ve Sn. Selçuk Mızraklı ile görüşmeler gerçekleştirdik.
Diyalog ve barış odaklı bu görüşmelerimiz ve fikir teatisi süreci, Eş Genel Başkanlarımız ve parti kurullarımız, parti bileşenimizi oluşturan siyasi parti ve oluşumlar, ittifak halinde olduğumuz siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşlarıyla da başlatılmış ve sürdürülmektedir.
Öncelikle bizi nezaket ve hüsnükabulle karşılayarak kıymetli görüş ve önerilerini paylaşan, kaygı ve eleştirilerini son derece yapıcı bir dille ifade eden tüm siyasi partilerimize ve sayın liderlerine en içten saygı ve teşekkürlerimizi sunmak isteriz.
Ziyaret gündemlerimizin ana eksenini, Sn. Öcalan ile yaptığımız görüşmenin sonuçlarının aktarımı ve ortaya çıkan yeni durumun karşılıklı olarak değerlendirilmesi oluşturmuştur. Bunlar da özetle, Kürt sorununa ve bundan kaynaklı çatışmalı sürece kalıcı çözüm bulmak için pozitif katkı sunma istek ve iradesine, Türk-Kürt kardeşliğinin güçlendirilmesinin tarihsel sorumluluğuna, Ortadoğu’da yaşanan köklü ve geri döndürülemez gelişmelerin yüklediği sorumluluğa, TBMM ve demokratik siyasetin sorunun en önemli çözüm zeminini oluşturduğuna odaklanmıştır.
Hemen tüm görüşmeler samimi ve umut verici düzeyde olumlu geçmiştir. Sayın liderler ve heyetleri, ilkesel olarak barış sürecine desteklerini bildirmişlerdir. Bununla birlikte çeşitli hususlarda kaygı ve önerileri de olmuştur. Bunlar da temelde sürecin şeffaflığı ve TBMM bünyesinde yürümesi/yürütülmesi hususlarında toplanmaktadır. Bu görüşmeler süresince heyetimizin, kaygıları ve soru işaretlerini gidermeye dönük açıklamaları ve sunumları olmuştur.
Görüşmelerden edindiğimiz izlenim, tüm siyasi partilerde Kürt sorunundan kaynaklı çatışmalı ve gerilimli süreci geride bırakma hususunda ortak bir arzu ve irade bulunduğu yönündedir. Bunu aşarak ülkemizdeki tüm etnik, dini ve mezhebi unsurların birlik ve kardeşliğini geliştirmenin herkesin yararına ve hayrına olduğu ise ortak fikirdir. Buna paralel bir husus da barış sürecinin genel demokratikleşmeye ve demokratik siyaset alanının genişlemesine vesile olması gerektiğidir.
Cezaevlerinde başkanlarımız ve arkadaşlarımızla yürüttüğümüz tartışmalarımız son derece olumlu sürmüştür. Sn. Öcalan’ın ve DEM Parti’nin bu süreçte üstleneceği role dair açık desteklerini belirtmişler, siyasal ve toplumsal zeminin güçlendirilmesi yönünde üzerlerine düşen pozitif katkı sorumluluğunun gereklerini yerine getireceklerini ifade etmişlerdir.
Türkiye ve bölge için barış, demokrasi ve kardeşliğe odaklandığımız bu dönemde, yazılı ve görsel basında zaman zaman karşılaştığımız ayrıştırıcı ve önyargılı üslup ve bunun yarattığı spekülasyon alanı işimizi güçleştirmektedir. Bu sürece dair herkesin, her toplumsal kesimin beklentileri ve ümitleri olduğu kadar kaygıları, hassasiyetleri ve soru işaretleri de vardır. Bunun bilincindeyiz. Hal böyle iken, kulaktan dolma dahi denilemeyecek uydurma söylemleri üreterek dolaşıma sokmak ve yer yer ahlaki sınırları dahi zorlayıcı gündemler oluşturmaya çalışmak, olsa olsa sonucu itibariyle savaş çığırtkanlığına bağlanmaktır.
Tüm iyi izlenimlerimizle birlikte en kısa zamanda Sn. Öcalan’a bir ziyaret gerçekleştirip sürecin sağlıklı yöntemlerle barışa ulaşması için hiçbir emeği esirgemeyeceğiz.
Kamuoyunun bu çabalarımıza verdiği desteğin sürdürülmesi, barışın ve çözümün inşasında en kıymetli yapı taşı olacaktır.”
Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat tutuklandı