'İstanbul Beylikdüzü'nde 6 Eylül'de balkondan düştü denilerek Beylikdüzü Devlet Hastanesi'ne götürülen 2 yaşındaki bebek hayatını kaybetti.' haberinin ardından Bianet, haberlerde 'düştü' denilerek servis edilen bebeğin adli muayenesinde istismar bulgusu tespit edildiğini yazdı.

Başsavcılık ise olayın tüm boyutlarıyla incelendiğini ve dosyaya gizlilik getirildiğini açıkladı. Olayla ilgili tartışmalar devam ederken TELE 1'den Esma Yapıcı, bebeğin babasına, annesine ve AK Parti Beylikdüzü İlçe Başkanı Mustafa Günaydın'a ulaştı.

'Ben ilçe başkanıyım, herkes bizi arar'

AK Parti Beylikdüzü İlçe Başkanı Mustafa Günaydın, hastaneyi aramadığını iddia etti. Günaydın şu ifadeleri kullandı: 'Ben ilçe toplantısındaydım. Bir kişi beni ısrarla aradı. 3-4 defa aradı. Ben meşgule attım. Ortak dostumuz aradı. Olayı anlattı. Yeğeninin yüksekten düştüğünü söyledi. Hastaneyi arayacaktım ama zamanım olmadı, çocuk öldü. Başsağlığı diledim ben. Ben çocuğun ailesi ile görüştüm. Baba bana ''Çocuk fasülye sırığına düştü' dedi. Kalabalık aile. Üzgünler. Hastaneye gittiklerini söylediler. Doktor onlara bazı hassas yerlerinin yara aldığını ve tecavüzden şüphelendiğini söylemiş. Adli tıpa vermek istemiş. Aile de karşı çıkmış. Orada kavga çıkıyor. Olay şüpheli hale geliyor. Adli tıpa gidiyorlar tabii. Ben burada ilçe başkanıyım. Herkes bizi arar biz de yardımcı oluruz. Bizimle ilgili yapılan haberlere dava açtık.'

Ahmet Şık ne demişti?

TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, bebeğin ölümünü İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya sormuş ve sosyal medya hesabı üzerinden ise AK Parti Beylikdüzü İlçe Başkanı Mustafa Günaydın ile ilgili, 'Tecavüz sonucu ölen 2 yaşındaki bebek. Vahşeti ortaya koyan fotoğraflar bile tıbbi rapora gerek duyulmayacak kadar korkunçken 'fasulye sırığına düşerek öldü' diye ölüm raporu tutulması isteniyor. Acil servisi arayarak bu talebi ileten ilçe yöneticisi hangi partiden bilin bakalım' ifadelerini kullanmıştı.

'Biz fasülye demedik, düştüğü yerde karalahana vardı'

Bebeğin babası A.Y. ise AK Partili başkanın aksine, çocuğun düştüğü yerde karalahana olduğunu söyledi. TELE 1'e konuşan baba, 'Biz fasulye, masulye hiçbir şey söylemedik. Düştüğü yerde tam ekilmiş karalahana vardı. Sadece o vardı. Düştüğü yer ikinci kattı. Ben o zaman evde yoktum. Böyle boş haberler yapılmış. Ben bunun peşini bırakmayacağım zaten.' ifadelerini kullandı.

'Evi pireler basmıştı'

TELE 1'in sorularını yanıtlayan anne ise 'Benim ciğerim yanıyor alev alev' diyerek çocuğun vajinal bölgesinde herhangi bir yaralanma olmadığını ileri sürdü. Anne, 'Sadece karalahananın üstüne düşünce göğsünde morluk oluştu. Bunun dışında tertemizdi. Cenazeyi yıkayanlar da şahit. Evi pireler basmıştı. Çocuğumun kolları ve bacakları kaşınıyordu. Vücudundaki lekeler ancak bu olabilir. İlaçlama şirketini aradığıma dair telefon kayıtları da var. Sadece göğsünde morluk var yani düştüğü yerde. Cenazeyi yıkayanlar da şahit. Tertemizdi vücudu' dedi.

'Doktor gıcık olduğu için otopsi istedi'

Anne aynı zamanda istismar iddialarıyla gündeme gelen dedenin olaydan üç ay önce köye gittiğini ve çocuğun cenazesinden iki gün sonra eve geldiğini söyledi. Annenin açıklaması şu şekilde: 'Çocuğumun acısını bu insanlar yüzünden yaşayamadım. Bizim ciğerimiz yanıyorken saçma sapan şeylerle uğraştırıyorlar bizi. Evladımı toprağa verdim. Ben iki evladıma pamuk gibi bakıyordum. Evladımın acısını onlar yüzünden bir tarafa bırakmak zorunda kaldım. Psikolojimiz bozuldu. Yeter artık. Benim evladım yedi yaşındaki çocuğumun ellerinden kayıp gitti. Ben mutfakta çocuğuma yemek hazırlarken çocuğumu kucağından düştü. Dedesi nenesi zaten köydeydi. Saçma sapan bir fotoğraf koymuşlar dedesi bile değil o. Bunun öbür dünyası yok mu? Ben hakkımı helal etmiyorum. Bu olayı yanlış yazan herkese hakkım haram olsun. 'Benim kızımı pireler ısırmıştı. İki hafta önce evi pireler bastı. Her yeri kaşınmaktan leke olmuştu. O lekeden dediler ki şüpheli ölüm. Benim ilaçlama şirketini aradığıma dair kayıtlar var. Neyi arıyorlar? Bir şey bulamayacaklar ki. Doktorun sırf inat uğruna böyle bir şey yapması ne kadar doğru? Sadece gıcık olduğu için yaptı. Doktorun raporu paylaşması bile suç. Biz çocuğumuzu almak isteyince oldu. Bir anne olarak ben çocuğumun kestirilmesini istemiyorum. Bu normal değil mi? Bunun altından neden sırf gıcık uğruna, inat uğruna bunu yaptılar? Altından ne çıkacak? Olmayan bir şeyin altından ne çıkacak? Ben kendime bu kadar güvenirken, kocam kendine bu kadar güvenirken. Kocam işte, kayınvalidem kayınpederim zaten köyde. Evde erkek yokken ne olmuş olabilir? Dede Allah kahretsin onları diyor. Dedesi öldükten iki gün sonra geldi. Herhangi bir gözaltı veya tutuklama olmadı. Polisler bize 'sen git evinde acını yaşa' dediler. Diğer kızım da benimle. Bugün okula götürdüm onu. Korumaya alındı haberleri yalan.'