Genel

Ayakta işemek zararlı mı? Ayakta işemek günah mı?

Erkeklerin idrarlarını oturarak yapmaları prostat sağlığı konusunda daha iyi olduğu söyleniyor. Ayakta işemek zararlı mı? Ayakta işemek günah mı? Ayakta işemenin zararları neler? İşte detaylar...

Abone Ol

Ayakta işemenin erkek bireyler için sağlıksız olduğu, cinsel hayatı olumsuz etkilediği ve ilerleyen zamanlarda prostat kanserine yakalanma ihtimalini artırdığı düşünülür.

AYAKTA İŞEMEK ZARARLI MIDIR?

Hatta bu kabulleniş o kadar ileri safhalardadır ki, kimse bu konu hakkında bilimsel bir açıklama okuma gereği dahi duymaz.

Ayakta işeme sakın!’ der ve geçeriz. Hem kendimize hem de çevremize.

Fakat, kazın ayağı maalesef ki inandığımız ve kabullendiğimiz gibi değil pek.

Konu hakkında yapılan bilimsel deneylerin hiçbirinde ayakta işemenin erkek sağlığına ya da cinsel hayata bir zararı olmadığı görüldü.

Ayakta işememek gerektiğini savunanların arkasına sığındığı 3 ana argüman var.

Bunlar; tuvaletlerin çok daha temiz tutulabileceği, erkeklerde prostat kanseri riskini azaltacağı ve son olarak, erkeklerin seks yaşantısını iyileştireceği... Fakat, tuvaletlerin temiz tutulma oranlarının artacak olması dışındakilerin bilimsel anlamda bir geçerliliği elbette yok.

Uzun süre ciddiye alınmayan ‘ayakta işemek’ konusu üzerine ilk ciddi araştırma, ürologlar ve araştırmacılar tarafından yapıldı.

Ekip, idrar olayını etkileyen 3 kilit faktörü kontrollü bir şekilde incelediler: Maksimum akış oranı, boşalma zamanı (işemek için geçen süre) ve idrar kesesinde işeme sonrası kalan idrar miktarı.

Araştırmada, oturarak ve oturmadan işeyen erkekler arasında incelenen parametrelere konusunda hiçbir farklılık tespit edilmedi.

Yani oturarak işemenin, hastalık durumunu etkileyecek idrar dinamiklerine hiçbir etkisi bulunmuyordu. Oturarak işemek, ayakta işemekten sağlık açısından daha iyi değildi.

Araştırmada, alt idrar yolu hastalıklarından muzdarip olan kişiler de incelendi

Elde edilen verilere göre bu iki durum arasındaki farkın yok sayılabilecek kadar az olduğu görüldü ve elde edilen bu farklılıkların da rastgele meydana geldiği görüldü. Kısacası bu veriler, sağlıklı bir erkeğin normalde oturarak işemesini gerektirecek herhangi bir gerçek sunmadı.

Konu üzerine yapılan diğer araştırmalar da oturarak işemenin prostat kanserini azaltacak ya da seks yaşantısını iyileştirecek herhangi bir etkisi olduğunu gösteren tek bir makale veya bulgu bile göstermemektedir.

Pittsburgh Üniversitesi'nden üroloji profesörü Dr. Benjamin Davies şöyle söylüyor:

'Oturarak işemenin insana sağlık veya seks yaşantısı bakımından herhangi bir faydası olacağı iddiası saçmalığın daniskasıdır. İşemek ile seks yaşantısı arasında hiçbir bağlantı yoktur. Ayrıca bunun prostata herhangi bir katkı sağlaması için en ufak bir gerekçe bile yoktur. Eğer sağlıklı bir erkekseniz, işeme sırasında zaten prostat kaslarınız gevşer. Oturarak işemek kültürel ya da psikolojik bir tercihtir; sağlıkla falan ilgisi yoktur. Eğer yorgunsanız, oturun gitsin.”

Olayı bilimsel temellerden çıkarıp, gündelik yaşamı düşündüğümüzde de oturarak işemenin pek de sağlıklı olmadığını görebiliriz aslında.

Şöyle ki, erkek bireylerin penisleri, oturduğu zaman karşıya bakacak şekilde duracağından ötürü, klozetin içerisine işemek için elle tutmak neredeyse zorunludur

Elini klozetin içine soktuktan sonra da hijyenden bahsetmek pek de doğru olmaz elbette.

Kısacası, hijyen odaklı bakıldığında ayakta işemek ile oturmak arasında pek de fark olmadığı anlaşılacaktır.

Ayrıca umumi tuvaletlerdeki hastalık kaynakları çoğu zaman klozet oturaklarının üzerinde biriken mikroplardır.

Sırf etrafa idrar sıçramaması için bunların üzerine oturmanın kaş yaparken göz çıkarmaktan pek bir farkı yoktur.

Üçüncüsü ve en önemlisi, klozetlerde ve pisuvarlarda idrarın etrafa sıçramasının en büyük sorumlusu, işeme işleminden sonra işeme sonrası penisi sallayarak idrar kanalında kalan son idrar damlalarının da dökülmesi işlemidir.

Kültürel olarak öğrenilen bu davranış sırasında çoğu zaman penis kontrolsüz olarak sağa sola sallandığından idrar da dışarı sıçrar.İdrar, eskiden iddia edildiği ve hala birçok tıp okulunda öğretildiği gibi temiz/steril bir kimyasal olmasa bile, kokusu, görüntüsü ve kültürün öğrettiğinin aksine o kadar da pis bir içerik de değildir.

Dolayısıyla düzenli tuvalet temizliği, hijyen bakımından erkeklerin oturarak işemesinden kat kat önemlidir. Oturarak işemenin hijyene doğrudan bir katkısı da pek fazla olmayacaktır.

AYAKTA İŞEMEK GÜNAH MIDIR?

Sahih hadis kitaplarında bahsettiğiniz hadis bulunmamaktadır. Oturarak idrar yapmak, idrarın sıçramaması içindir. Nebîmizin ayakta idrar yaptığına dair rivayet vardır.

Ebû Musa radıyallâhu anh anlatıyor:

“Bir gün Resûlullâh aleyhissalâtu vesselâm’la birlikte idim; küçük abdest bozma ihtiyacını duymuştu. Hemen bir duvarın dibine, kumlu toprak bulunan bir noktaya gelip abdest bozdu, sonra da: “Sizden biri, küçük abdest bozmak isteyince uygun bir yer arasın!” buyurdu.” (Ebû Dâvûd, Tahâret, 2)

Ebû Vâil’den gelen bir rivayet ise şöyledir:

“Ebû Musa radıyallâhu anh küçük abdest hususunda çok titiz davranır (üzerine sıçramaması için azami gayreti gösterirdi. O kadar ki) küçük abdestini bir şişe içerisine bozar ve ‘Benî İsrâil’den birinin bedenine sidik değecek olsa adam kirlenen derisini bıçakla kazırdı!’ derdi. (Bunu işiten) Huzeyfe radıyallâhu anh dedi ki: ‘Arkadaşınızın titizliği bu kadar ileri götürmemesini tercih ederim. Ben, Resûlullâh aleyhissalâtu vesselâm’la bir beraberliğimizi hatırlıyorum. Beraber yürüyorduk. Derken bir kavmin bir duvar gerisindeki küllüğüne, çöplüğüne rastladık. Resûlullâh, tıpkı sizden birinin ayakta yaptığı gibi durup ayakta idrar yaptı. Ben bu esnada kendilerinden uzaklaşmak istedim. Bana yakın durmamı işaret buyurdu. Geri gelip hemen arkasında dikilip abdestini bozuncaya kadar bekledim.” (Buhârî, Vudû: 65, 66, 67, Mezâlim, 27; Müslim, Tahâret, 73, 74, (273); Ebû Dâvûd, Tahâret, 12; Tirmizî, Tahâret, 9; Nesâî, Tahâret, 24)

Ayakta idrar yapmak, “Hanbelî mezhebinde mubah, Malikîlere göre sıçrama ihtimali yoksa caiz, aksi takdirde mekruhtur. Âlimlerin çoğu “özürsüz olarak ayakta idrar yapmak mekruhtur, ancak buradaki kerahet, ten­zihi kerahettir” demişlerdir. Nevevî’nin ve Bezlü’l-Mechûd yazarının açık­lamalarına göre Hanefîlerin görüşü de budur.”

(KAYNAK: Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Necati Yeniel, Hüseyin Kayapınar, Kontrol: Mehmed Savaş, Şamil Yayıncılık, İstanbul, 1987, c: 1, s. 51.)