34,5467$% 0.18
36,0147€% -0.62
3.005,41%1,48
5.110,00%0,95
20.381,00%1,12
3392783฿%-0.28385
Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç, gündemdeki konulara ilişkin olarak Faruk Ilgaz Tesisleri’nde basın toplantısı düzenledi.
Basın toplantısına yönetim kurulu ve kongre üyeleri de katılım sağladı. Galatasaray Başkanı Dursun Özbek‘in yaptığı çeşitli açıklamalardan örnekler veren Ali Koç, “Aslında bu toplantının öznesi rakibimiz olacak. Böyle bir basın toplantısı yaptığım için de üzüldüğümü belirtmek isterim. Rakibimizin sportif rekabeti düşürdüğü seviye mezbahayı aratır seviyede. Hem yalan konuşup doğruları çarptırarak hem de bizim camiamızı tahrik ederek milyonları kin ve nefrete sürüklüyorlar. Buna dur diyebilen bir federasyon yok. Sürece dahil olabilecek başka yasal bir merci da yok. Galatasaray’ın Türk futbolu için nasıl bir beka sorunu olduğunu yaşanmış örneklerle anlatacağım. Galatasaray Başkanı ve yöneticilerinin son dönemde elde etmek istediklerini kazanmak için hangi yol ve yöntemlere başvurduğunu gerçeklerle sunmaya çalışacağım. Toplantımızın sonunda bu kulübün futbolda değil kötülükte ve riyakarlıkta da Şampiyonlar Ligi’nde olduğunu anlayacağınızı düşünüyorum. Son yıllarda bu kulübü yönetenlerin karakteristik özellikleri samimiyetsizlik ve riyakarlıktan ibarettir. Tenhada ayrı, umumide ayrı söylemlerde bulunurlar. Kendilerine yapılmasını istemediklerini başkalarına yapmaktan çekinmezler. Sportif rekabette, transferde arzu ettiklerini elde edebilmek için hak, hukuk, vicdan tanımazlar. Kazanılan bir maç sonrası bir camianın mutsuzluğundan paye çıkarırlar. En son Beşiktaş-Galatasaray derbisinde gördüğünüz gibi. Ne demek istediğimi paylaştığım örneklerle daha iyi görecek, bu kulübün Türk futbolunun bekası için ne büyük bir tehdit olduğunu anlatabileceğimi umut ediyorum” ifadelerini kullandı.
“ÇIKARLARI İÇİN KİMİN EMEĞİNİ GASP ETMEK GEREKİYORSA GÖZÜNÜN YAŞINA BAKMAZLAR”
Dursun Özbek’in yaptığı bir açıklamada TFF’ye sahip çıktığını, daha sonra ise istifaya davet ettiğini belirten Ali Koç, “Mutlu oldukları dönemde sağduyulu olalım derler. Sadece kendileri için değil, tüm kulüpler için adalet arayışı içinde olduğunu söylerler. Her hafta kendi kanallarında futbol için adalet programı yapacaklarını da söylediler. Program hiçbir zaman gerçekleşmedi. Çıkarları için kimin emeğini gasp etmek gerekiyorsa gözünün yaşına bakmazlar. Pek çok örnekte olduğu gibi günü kurtarmak için samimiyetsiz söylemlerde bulunarak herkesi saf görürler. Üç tane yaşanmış örnek vereceğim. İlk örnek, TFF başkanı ve yönetim kurulları Galatasaray için ne ifade ediyor? Biz bunu hiç çözemedik. Kamuoyunda TFF’ye siper oldular. Çok kısa bir süre sonra tüm kurulları istifaya davet ettiler. Daha sonra da hesap vermeye çağırdılar. Bir diğer örnek ise bir maçta kulübümüz hakkını aramak için geçtiğimiz sezonki Alanyaspor maçının devre arasında bir paylaşım yaptı. Kıyameti kopardılar. Aradan 10 gün geçti, kendileri aynısını yaptılar. Devre arasında paylaşım yaptı. Üçüncü bir örnek ise bunların bir taktiği var baskı kurmak. Son 2 sezondur yaşadıklarımıza bakacağız. Ya Fenerbahçe ile ilgili şirketlerde çalışıyorlar derler ve bu benzeri konular gündeme getirirler. Hedef, söz konusu kişiyi kamuoyu önüne atmak. Geçen sezonun PFDK Başkanı için, ‘PFDK Başkanının cübbesini giyip adaletli kararlar almasını beklerken o Fenerbahçe formasıyla karar alıyor’ dediler. Temsilci Kurulu Raportör üyesi için ‘Koç Holding çalışanı, o yüzden bize ağır ceza veriyor’ dediler. Kendisi 4 sene önce bir şirketimizden emekli olmuş. MHK Başkanı Lale Orta’yı Okan Üniversitesi çalışanı ve Fenerbahçeli olduğu söylemleriyle MHK’yi baskı altına almaya çalıştılar. Cesur bir başkan olsaydı, çıkar ‘Ben Galatasaray kongre üyesiyim, benden önceki başkan 18 yıl Fenerbahçe’de başkan vekilliği yaptı, siz nasıl böyle konuşursunuz’ diye susturacağına, olanlara çanak tuttu. Son olarak da son derbiden sonra Beşiktaş yöneticisine Koç Holding çalışanı olduğu için yüklendiler. Kendi yönetim kurullarında mevcutta Koç Hoiding’de çalışan birisi var ve bu konular gündeme geldiğinde resmi sitede hanımefendinin özgeçmişini ‘Bir Holding Çalışanı’ olarak değiştiriyorlar. PFDK Başkanı’nı Fenerbahçeli olmakla suçladıkları günün ertesinde yine dönemin Tahkim Kurulu başkanının oğlunu kongre üyesi yaptılar. Olabilir, sıkıntı yok. Aynı şeyi biz yapsaydık ne olurdu, tahmin edin. Bunlara göre kendileri saf, herkes akıllı” şeklinde konuştu.
“MİLYONLARIN ARASINA NEFRET TOHUMU SERPİYORSUNUZ”
Galatasaray’ın hakemlerin performansından memnun değilse, Süper Kupa ve sezonun geri kalanı için yabancı hakem talebinde bulunması gerektiğini belirten Koç, “Madem TFF Başkanı’ndan memnun değilsiniz, kurullar rezil, hakem performansı konusunda her maçımızdan sonra bir şeyler geveliyorsunuz, o zaman siz de bizim gibi Süper Kupa ve sezonun geri kalanı için yabancı hakem talebinde bulunun. Mertseniz, dürüstseniz, kendinize güveniyorsanız, yabancı hakemi destekleyin. Bu sizin en büyük samimiyet testiniz. Ama siz samimi değilsiniz. Siz Türk hakemlerine güveniyorsunuz ama bizim maçlarda güvenmiyorsunuz. Yani riyakar oğlu riyakarsınız. Onun için bir beka problemisiniz. Milyonların arasına nefret tohumu serpiyorsunuz. İnşallah bir ilki gerçekleştirip bu testi geçersiniz diye konuştu.
“İLTİSATLI OLDUKLARI KULÜPLER ÜZERİNDEN OYNAYACAKLARI RAKİPLERİN ÖNEMLİ OYUNCULARINI TRANSFER ETME BAHANESİYLE KADRO DIŞI BIRAKTIRIRLAR”
Kayserisporlu Mame Thiam ve Sivassporlu Samu Saiz’in Galatasaray maçları öncesinde Pendikspor ve Eyüpspor’a transfer olduğunu hatırlatan Ali Koç, “Kazanmak için her şey mubahtır anlayışından bahsettik. Bu anlayış kendini transfer alanında da gösteriyor. Pek çok yerel kulüp de şikayet eder ama sesini çıkarmaz. Oyuncu ayartmada, çıkarlarına göre transfer haberi servis etmede, sözleşmede yeni jargonlar ürütmede de Şampiyonlar Ligi’ndeler. Bu ülkede bir tek kulüp çıkıp, ‘Fenerbahçe oyuncumuzu ayarttı’ diyemez. Kendi dönemim için bunu söyleyebilirim. Onlar ise yeri gelir kontratlı oyuncunun menajerini ikna ederler sonra da kulübü köşeye sıkıştırıp maddi zarara uğratıp oyuncuyu öyle alırlar. Oğulcan Çağlayan ve Taylan Antalyalı örnekleri var. Son olarak Levent Mercan örneği var ama onu alamadılar. Ya da iltisatlı oldukları kulüpler üzerinden oynayacakları rakiplerin önemli oyuncularını transfer etme bahanesiyle kadro dışı bıraktırırlar. Kayserispor maçı vardı. Pendikspor teklif yaptı, Kayserispor-Galatasaray maçı öncesi Mame Thiam kadrodan çıkartıldı. Sivassporlu Samu Saiz. Eyüpspor teklif yaptı, tam Galatasaray maçından önce ve oyuncu Galatasaray maçı öncesi kadroda yer almadı. Bu üç İstanbul kulübünün yakın ilişkileri herkesin malumudur” dedi.
“BİZDEN 8.5 MİLYON EURO İSTEYEN OYUNCUYU 3.5-4 MİLYON EURO’YA OYNATIRLAR”
Yaz transfer döneminde kendilerinden yaklaşık 8.5 milyon Euro isteyen bir futbocunun, Galatasaray’a 3.5, 4 milyon Euro’ya imza attığını söyleyen Ali Koç, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hülleli transfer yapma. Güya bize bu sezon birçok transfer çalımı attılar. İsimlere girmeyeceğim, 4 futbolcu var ki bahsettikleri bedelleri, gerçeği yansıtmasının mümkünatı yok. Bunlarda resmi ve gayri resmi kontrat yapma kültürü var. Futbolcuyla anlaştıkları bedel ile resmi kontratta yazan bedel arasında fark var. Yeri gelir imaj hakkı, yeri gelir sponsorluk diyerek aradaki farkı kapatırlar. Sponsorları çok cömert. O kadar cömertler ki katiyen isimlerinin açıklanmasını istemezler. Kılıfına uydurmakta bunların üstüne yoktur. Bizden 8.5 milyon Euro isteyen oyuncuyu 3.5-4 milyon Euro’ya oynatırlar. Transferlerde kamuoyunu eksik bilgilendirirler. Resmen insanları yanıltırlar. İki tane örnek verelim. Morutan. Yazın ne dedik, ‘Vay be 3 milyon Euro’ya Morutan’ı sattılar, müthiş başarı’ dedik. Halbuki işin hiç de böyle olmadığını anladık. Meğerse 3 milyon Euroluk satış söz konusu oyuncu, belirli sayıda ilk 11’de oynarsa gerçekleşiyormuş. Dolayısıyla kulübü de o oyuncu için bu bedeli vermemek adına onu ilk 11’de oynatmıyor. Acaba bu transfer, 3 milyon Euro limit açmada kullanıldı mı? Bunu öğreneceğiz.”
“GEÇMİŞTE DE BUNLARIN TESCİLLİ HAKEMLERİ MAÇLARA ATANIYORDU”
1997-98 sezonunda Beşiktaş ile Galatasaray arasında oynanan derbi maçta Ahmet Çakar’ın penaltı verdiğini ve geçtiğimiz günlerde yanlış penaltı kararı verdiğini itiraf ettiğini belirten Ali Koç, “Bunlar bir konsept oluşturdular ve basın toplantılarında istedikleri soruları sordurtmaya başladılar. İstemedikleri soruları soranları da şikayet ederler. Yakın zamanda iki isim bunu yaşadı. Başlarına gelen olayları anlattılar. Kısacası resmi hesapları, taraftar hesapları ve trol örgütleri arasındaki sinerji ile yeri geldiğinde gündem değiştirme, yeri geldiğinde itibarsızlaştırma en sık kullandıkları yöntemdir. Kulüp resmi hesapları ile taraftar hesaplarına açın bakın. Başka bir özellikleri de kayrılmaya alışmış olmaları ve bunu bir hak olarak beklemeleri. Bu kadar yaygara ve hakem performanslarından şikayet etmelerine rağmen yabancı hakem istememelerinin sebebi aşikardır. Son 25 yıldaki Türk futbolundaki gerçeği anlamak için Galatasaray-Antalyaspor maçına ve sonrasında yaşananlara bakmak yeterli olacaktır. Bu maç ve sonrasındaki iletişim furyası, bu kulübün gayri ahlaki sportif rekabet kültürünün mükemmel bir yansımasıdır. O kadar çok örnek verebiliriz ki, yaptıklarından dizi çıkar. Bunların böyle davranmasının mümkün olmasının sebebi de federasyonun bu kulübün maçlarına tescilli hakem atamasıdır. Geçmişte de bunların tescilli hakemleri maçlara atanıyordu. Beşiktaş’ın kazanması lazım, Galatasaray’a beraberlik ya da galibiyet yarıyor. Sezon 97-98, Galatasaraylı bir hakem Ahmet Çakar, 87’nci dakikada Galatasaray lehine bir penaltı veriyor ve bugün itiraf ediyor. Diyor ki, ‘Düdüğü çaldım ve eyvah dedim, inşallah oyuncu penaltıyı kaçırır diye dua ettim’ diyor. Bu anlattıklarım epey süredir devam eden bir konu” dedi.
“BU SEZON VERİLEN VE VERİLMEYEN KARTLAR KONUSUNDA ÇİFTE STANDARTTA ZİRVE YAPILMIŞTIR”
Özellikle bu sezon kartlar konusunda çifte standartın zirve yaptığını belirten Ali Koç, şöyle konuştu:
“Türk futbolundaki kart standartsızlığı bir norm haline gelmiştir. Özellikle bu sezon verilen ve verilmeyen kartlar konusunda çifte standartta zirve yapılmıştır. Bir maçta verilmeyen ve verilen kartlar, o maçın gidişatını değil, bir sonraki maçın kadrolarına da etki ederek ligin bütününü etkilemektedir. Fenerbahçe son 4 maçta 59 faul yapıp 15 kart görmüşüz, onlar ise 62 faul yapmışlar ve 4 kart almışlar. Anlıyor musunuz aradaki farkı? Son Pendikspor maçında bize ilk yarı bize 4, onlara 2 sarı kart çıkardı. Kısacası hakemler, şampiyonluk yarışındaki bir takımın en küçük hatasını ararken diğer takımın kör göze parmak atar gibi yaptığı hataları görmezden geliyor. Bu sezon bize PFDK, aşağı yukarı 9 milyon TL ceza kesilmiş. Diğer takıma ise 6 milyon 290 bin TL ceza verilmiş. Sonra biz tahkime başvuruyoruz. Bize yüzde 17 indirim yapılmış, onlara ise yüzde 33. Icardi’nin sevk süreci, sevk edilişi şekli… Kamuoyu baskı olmasaydı sevk bile edilmeyecekti. Sevkin tedbirsiz yapılması ise kayırmanın bir örneğidir. Tedbirsiz yaptığında kuralı ‘En alt limitten ver’ diye yönlendiriyorsun.”
“BU KULÜBÜN İHTİYACI OLDUĞU ZOR ANLARDA İMDADINA TFF’NİN YETİŞTİĞİ ORTADADIR”
Galatasaray’ın zor durumda kaldığı anlarda Türkiye Futbol Federasyonu’nun sarı-kırmızılı ekibin yardımına yetiştiğini ifade eden Ali Koç, “Bir taraftan cansiperane savunurken, diğer taraftan istifa etmeye davet ediyorlar. Ama önemli değil. İlişkinin derinliği ne olursa olsun TFF’nin nezdinde korundukları, bu kulübün ihtiyacı olduğu zor anlarda imdadına TFF’nin yetiştiği ortadadır. Biliyorsunuz TFF tarafından Süper Lig ve 1’inci Lig müsabakalarında erteleme kararı verildi. Sebebini bilmediğimiz sebeplerden dolayı 1’inci Lig maçları kaydırıldı. 1 hafta kaydırılarak durduğu yerden devam etti. Ancak Süper Lig sadece o haftanın maçları ertelendi. Yani bir sonraki haftayla devam edildi ve 1 hafta ertelendi. Bu neden önemli ? Bu durum bazen avantaj sağlar, bazen de dezavantaj sağlar. Cezalı sporcular takımlarının yapacakları seyahat süreleri ve bunun gibi muhtelif konularda, 1’inci Lig’in gibi yapmayıp Süper Lig’e başka bir muamele yapılması net bir şekilde rakibimizin lehine şartlar oluşturdu. Yurt dışından geliyorlardı, soğuk bir deplasmana gideceklerdi, seyahat süreleri gibi” diye konuştu.
“MEĞER FEDERASYON BAŞKANI, ANKARA’DA DEVLET YETKİLİLERİNE BİZİ İŞARET ETMİŞ”
Arabistan’da oynanması planlanan ancak daha sonra farklı sebepler nedeniyle iptal edilen Süper Kupa karşılaşmasıyla ilgili de konuşan Ali Koç, şu ifadeleri kullandı:
“Biliyorum bıktınız benden. Ama burada bir anormallik var. Pek çok tarafın bir masa etrafında aldığı kararın tamamen Fenerbahçe’ye yazılması ve Fenerbahçe’nin sorumlu tutulması bizi çok fazla rahatsız ediyor. Bunun için de devletimize defalarca çağrıda bulunup yazılar yazdık. Herhalde onlar yeterince bu konuyu önemli bulmuyorlar. Ancak biz de tabii ki araştırdık. Niye biz? Niye bu troller, belli başlı köşe yazarları bizi ve özellikle beni hedef aldılar? Yaptığımız araştırmalar sonucunda hiç istemediğimiz bir şeyle karşılaştık. Meğer federasyon başkanı, Ankara’da devlet yetkililerine bizi işaret etmiş. Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu Sayın Uğur Dündar’ın saat 16.00’da yaptığı açıklamanın krize sebep verdiğini devlet yetkililerine aktarmış. Ben de kendisine ‘neden böyle yaptın?’ dedim. O da ‘oradakiler bana öyle sordular, ben de evet dedim’ diye konuştu. Orada soruyu soranların mertebelerini bilmek lazım. Rakibin genel sekreterinin Uğur Bey’den epey önce İstiklal Marşı’na izin verilmemesi yönündeki ifadeleri yetkililere anlattınız mı diye sordum. ‘Benim ondan haberim yok’ dedi. Zaten topu topu 2 tane tweet atıldı. Halbuki onların attığı tweet, bütün krizin fitilini ateşleyen konuydu. Uğur Bey’in paylaşımından önce Sayın Nevzat Dindar şu paylaşımı yapmıştı. ‘Galatasaray Genel Sekreteri Eray Yazgan’a ulaştım. Yazgan, İstiklal Marşı’na izin verilmezse sahaya çıkmıyoruz diye tweet attı. Bu konuda bile bu kulübü nasıl kayırdığı, sahiplendiği ve toz kondurmadığı ortada. Halbuki uyulmayan mukavele yok, kulüplere mukavele vermedik, iki kulüpte aynı noktada hareket ettiler demesi gerekirdi. Bu biraz ağır olacak ama basit bir maç organizasyonunun temel gerekliliklerini dair yerine getirmekten aciz olanlar, sebep oldukları rezaleti dahil yalan ve iftiralarla Fenerbahçe üzerine yıkmaya çalışan bir anlayışla Türk futbolunu yönetiyor. Fenerbahçe Spor Kulübü olarak devletimizin bu konuyu dibine kadar araştırmasını istiyorum.”
“ABDÜLKADİR BİTİGEN; HAKEM EĞİTİM SEMİNERİNDE, GALATASARAY MAÇINDA YANLIŞ PENALTI VERDİĞİNİ İTİRAF EDİYOR”
Galatasaray – Antalyaspor karşılaşmasının hakemi Abdülkadir Bitigen’in hakem seminerinde sarı-kırmızılı ekip lehine hatalı bir penaltı kararı verdiğini kabul ettiğini söyleyen Ali Koç, “Pek çok kişi tarafından bu konu dile getiriliyor. Tabii biz de doğal olarak araştırmamızı yapıyoruz. Bir konudan 20 küsür kişi haberdarsa zaten konunun gizli kalması özellikle bu ülkede imkan dahilinde değildir. İddia şu; Abdülkadir Bitigen, Galatasaray maçında verdiği penaltıyı hakem eğitim seminerinde yanlış penaltı verdiğini itiraf ediyor. Bizim araştırmalarımız çerçevesinde öğrendiğimiz 1 Mart Cuma günü saat 15.00’de hakemlerle Hugh Dallas ve TFF başkanının katıldığı bir online toplantı düzenleniyor. Bu toplantıda federasyon başkanı, Tolga Özkalfa ile ilgili görüşlerini aktarıyor. Kısacası Özkalfa’nın istifa etmediğini, görevden alındığı bilgisini paylaşıyor ve toplantıdan ayrılıyor. Toplantının devamında Hugh Dallas, Abdülkadir Bitigen’e verdiği penaltı ile ilgili görüşünü soruyor. Bu kadar hakemin önünde penaltı kararını yanlış verdiğini itiraf ediyor. Bu anlık bir yanılma da değil. Ekran başında çağırmışlar. Sahada düdüğü çaldın, VAR’dan gelen uyarıyla hatanı telafi etmek için ekran başına gittin ve orada da penaltıya hükmediyor. Sonra bu penaltının yanlış olduğunu herkesin önünde itiraf ediyor. Ediyor da bu yanlış kararın şampiyonluk yarışındaki etkisi ne olacak? Malum kulüp her sezon bu şekilde 3-4 maç kazanıyor. Yapılan hatalar unutuluyor. Ofsaytımsı gibi unutuluyor. Bir de siz gidersiniz puan kaybetmemeniz gereken maçta puan kaybederseniz ki futbolun olağan akışında da bu var. Dönüp derler ki ‘ya bu takıma karşı puan kaybetmeseydin’ yarışta takımı koruyorsun, kolluyorsun ve benim hakkımı yiyorsun ben futbolun akışında 1 puan kaybettiğim zaman fatura oraya kesiliyor. Ben ne yaptım her zaman olduğu gibi geçen cuma federasyon başkanına sordum bu konuyu. Kendisi böyle bir toplantının gerçekleşmediğini söyledi. Biz nasıl bu ortamda rekabet edeceğiz? Bu kayıtlar TFF’nin elinde bulunmaktadır ve bunların açıklanmasını ivedilikle rica ediyoruz” şeklinde konuştu.
“ÖZELDE SÜT YUTMUŞ KUZU, UMUMİDE ASLAN PARÇASI KESİLİYORSUNUZ”
Fenerbahçe’nin FETÖ’ye baş kaldırdığını ve örgüte diz çöktürdüğünü söyleyen Ali Koç, “Gelelim FETÖ mevzusuna… Fenerbahçe’ye iftira atmaya yeltenenlere şunu hatırlatmak istiyorum, en kuvvetli oldukları dönemde onlara baş kaldıran ve diz çöktüren Fenerbahçe’dir. Bunlara karşı mücadeleyi biz başlattık. Başkanımız ‘Ne şikesi, memleket elden gidiyor’ dedi. Üstüne takım otobüsümüz kurşunlandı, katliamdan döndük. Buna rağmen, bu terör örgütüne kurban verilen tek kulüp Fenerbahçe. Bunun helalleşmesi hiçbir zaman olmadı. TFF, mahkemeyi uzatmak için her türlü şark oyunlarını oynuyor. Bütün bunları anlattım ama ara yaşananları anlatacak fütursuz, acımasız, arsız, şımartılmış, organize bir kötülük ile mücadele halindeyiz. Arkalarında hangi güç varsa, neye güveniyorlarsa bu davranışları milyonların önünde yapıyorlar, yetmiyormuş gibi sonra da mağduru oynuyorlar. Er meydanına çıkma teklifimiz geçerlidir. Bizim önümüzde söyleyemediğiniz şeyleri söylüyorsunuz. Özelde süt yutmuş kuzu, umumide aslan parçası kesiliyorsunuz. Milliyet Gazetesi 2 Mart 2024, Sayın Ercan Güven yazısı. Bu camianın ya da bu kulübün diyelim. Camia yanlış olur, herkesi katmayalım içine. FETÖ ile ilişkisini ve tarihsel sürecini mükemmel anlatmış. Bu yazıyı muhakkak okumadıysanız okumanızı tavsiye ediyorum. ‘Ağzınızdan Çıkanı Kulağınız Duyacak Önce’ yazının başlığı. Bir kısmında diyor ki söz konusu örgütün henüz maskesinin düşmediği dönemde futboldaki vitrin haline getirdiği yıldızlarını kendine çalışan kanaat önderlerine çevirdiği, ki bazı militan futbolcularını 15 Temmuz darbe girişimden sonra bile atmaktan zorlanmıştır’ diye yazmış. Gerçeğe ortaya çıkmasını mahkemelerin kadım kulübü aklamışını, Fenerbahçe kumpas artı suçlamalarla saldırırsanız alırsınız cevabınızı oturursunuz’ demiş. Biz de bunu somutlaştıralım. Fenerbahçe’ye saldırmak pahasına devletin FETÖ’ye karşı mücadelesini zayıflatmak, meşru kılmak hatta inkar etmek FETÖ savunuculuğu ve seviciliği yapmaktır. Bunu aklınızın bir köşesine sokun. Örgütün yarattığı deliller ve vatan haini savcı yargıçlar marifetiyle kurduğu 3 Temmuz operasyonunu bir kumpas olarak görmeyenlere soruyorum. O halde 17-25 aralık süreci, 15 Temmuz hain darbe girişimi ve birçok diğer FETÖ kumpası hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizin anlayışına göre bunlar da meşru. FETÖ’nün kurduğu kumpaslardan işine geleni meşru, işine gelmeyeni gayri meşru kabul etmeniz sizin riyakarlığınızın en somut örneklerinden biridir. Gelelim gerçeklere. Aslında bilgi, belge ve yaşamışlıklarla FETÖ’nün en çok sevdiği, gönül bağı kurduğu ve sahiplendiği kulüp kendileri olmalarına rağmen posterlerden ve belgesellerden çıkan futbolcular var biliyorsunuz. Hala içişleri bakanlığının terör listesinde olan kırmızı listede yer alan efsaneler var. O dönem örgütün yılmaz savunucusunu ve sözcüsü Rasim Ozan Kütahyalı’nın da heykelinin dikilmesi için savunduğu FETÖ savcısı Zekeriya Öz de bu kulübün bir kongre üyesi. Bunu söylemişken ‘3 Temmuz olmasaydı Fenerbahçe’yi yerle yeksan etmeseydik, Galatasaray’ın önü açılmazdı’ diyen zamanının büyük FETÖ savunucusu Rasim Ozan Kütahyalı’nın da Galatasaraylı olması herhalde tatlı bir tesadüf. Bunların aslında isimlerini zikretmeye bile utanıyorum ama mecburuz artık bunların seviyelerine inmeye. Tüm kumpas davalarının tetikçisi olarak rol alan Mehmet Baransu’nun da Galatasaraylı olması herhalde o da bir tesadüf. Ama bunları bir kenara koyun belki de tesadüf. Esas dikkat edilmesi gereken terörist başının ağzından çıkan sözlerdir. ‘Dua ve himmetle ayağı kaldırmalıyız’ dediği kulüp kim? Biz değiliz. Hadi siz de biz değiliz deyin. Terörist başının televizyon ekranlarında gönlümdeki takım Galatasaray, İnşallah şampiyon olur dediği kim? Yine Galatasaray. Acaba bugüne kadar bu kulüp dışında hangi kulüp için sarf etmiştir ? Bir de bizim için ne dediğine bakın. ‘Fenerbahçe bize karşı sert ve katı bir tutum içerisinde’ belki o yüzden oraya çöktüler bize değil. Bu iki kulübe bakış açısını arasındaki farkı düşünebiliyor musunuz ? Bu kulübün başkanı bize böyle imalarda bulunuyor. Bunlar hep riyakarlık, çifte standartlık ve samimiyetsizlik örnekleri. Sen ‘bu ateş üfleyerek sönmez’ diyerek geçmişe özenirken, Sayın Cumhurbaşkanımız yazdığı mektupta ‘Bu sürecin hem en canlı şahitlerinden hem de en büyük mağdurlarından biri şüphesiz Fenerbahçe Spor Kulübü’dür. FETÖ’nün Türk futbolunu dizayn etme girişimi Fenerbahçe camiasının dik duruşu sayesinde başarısızlığa uğramıştır.’ ifadesini kullanmıştır.” Acaba Fenerbahçe’ye bu şekilde saldırmaya cesaret etmen, etmeniz eski özelliğinizin sebebi mi ? Son dönemdeki gelişmelerin sana verdiği cesaret mi ? Size net bir şey söyleyebilirim: Fenerbahçe bu ülkede FETÖ’yle ilgili en son çamur atabileceğiniz kurumların başında gelir. Fenerbahçe’ye bu suçlamayı yapabilecek kurumların başında da en son siz gelirsiniz, Galatasaraylılar.” şeklinde konuştu.
“ARTIK ÇIKIP BUNLARIN DNA’SINI ANLATMAK, ZORUNLU BİR HAL ALDI”
Galatasaray Başkanı Dursun Özbek ile ortak bir tanıdıkları vasıtasıyla kendisine görüşme teklifi gönderdiğini söyleyen Ali Koç, “Rakibimizin atanmış başkanı ile ilgili düşüncelerimi paylaşacağım. Şimdi atanmış başkan derken neyi kast ediyorsun ? Şunu kast ediyorum, sayın başkan birkaç okazyonda niye 3’üncü kez başkanlığa geldiği sorulduğunda Sayın Cumhurbaşkanımıza rica ettiğini söyledi ? Şaşırdım ama birkaç defa söyledi. Sonra öğrendim ki bu yönetim kurulunun oluşumunda da dışarıdan birkaç dokunuş yaşanmış. Son ayda açıklamalarıyla şaha kalkan, coşan, Çanakkaleler, bölücülük ve ananas söylemleriyle zirve yapan bu zatın tenhada nasıl, umumide nasıl biri olduğunu yaşanmış bir örnekle size anlatma ihtiyacı duyuyorum. Tüm ülke bilsin. Algı işleri bunların DNA’sında olduğu için kendilerine menafaat devşirme konusunda gidecekleri yolun sınırı yoktur. O kadar yok ki iddaa ettiği hayali koalisyonları tanımlarken şampiyonluk mücadelesini Türk tarihinin en şerefli mücadelesi olan Çanakkale Savaşı’ndaki düşman kuvvetlere karşı mücadeleye benzetiyor. Hadi oradan be kardeşim. Şey de demiyorum yaşı itibariyle diyeceğim veya cesaret hapı mı almış? Ne saçmalıktır. Bu izahı olmayan bir hadsizliktir. Sadece şunu tavsiye ediyorum kendisine. Git Zaferin Rengi filmini izle sayın başkan. Neyin ne olduğunu daha iyi anlarsın. Hem sizlerin, hem bizlerin hem de ülkenin bu başkanı daha iyi tanımanız için başımdan geçen bir olayı anlatmak istiyorum. Çünkü hakikatten özelde farklı, umumide farklının zirve yapan örneklerinden biridir. Birkaç ay önce, Bayern Münih maçı günü veya bir gün önce. Bir ziyaretçim vardı, telefonu çaldı ve arayan Dursun Özbek’ti. Acil görüşmek istediğini ve Gayrettepe’deki otelinde randevulaştılar. Ortak dostun anlattığına göre, Dursun Özbek orada kendisine ‘Ortam çok gerildi. Bu nedenle seviyesiz insanlar ortaya çıkıyor.’ demiş. ‘Kulüpler Birliği’nde tek dostluk yapacağım kişi Ali Bey’dir. Ortam çok gerildi, istenmedik olaylar yaşanabilir. Ali Bey ile kimsenin bilmediği bir ortamda buluşup yol haritası çizmek isterim. TFF Başkanı, bizi birbirimize düşürüp, keyifle izliyor. Kendisi seviyesiz bir adam. Hatta geçen gün Ali Bey ile bana aynı anda toplantı saati verip, bizi aynı masaya oturtarak gereksiz tartışma çıkmasına vesile oldu. Biz tartışırken, TFF Başkanı koltuğunu çizip gülerek izliyordu.’ dedi. Burası doğru, oldu bu olay. Bende o an bütün taşlar oturdu. ‘Ali Bey’in, benim veya istersen senin evinde oturup konuşmak istiyorum. Zaten bizim birbirimizle problemimiz yok. Bunlara karşı mücadele edelim. Ali Bey ile konuş, bu hepimiz için iyi olacaktır. Lütfen bunu Ali Bey’e ilet.’ diyor. Görüşmede kendi camiası içinde kendine karşı kumpaslar kurulduğunu, seçim için arkasından çalışmalar yapıldığını ve yapılan paylaşımlardan kendisinin haberi olmadığını belirtiyor. Ortak dostumuz bu görüşmeyi bana aktardı. Toplumu sakinleştirmek ve devlete yardım etmek için bu görüşmenin iyi olacağını bu söyledi. Ortak kişiye ‘Ben güvenmiyorum, samimi de bulmuyorum.’ dedim. Aradaki dost ‘Ben kimseye kefil olmam ama 74 yaşındaki bir kişinin bu isteği normal değil” diye görüş belirtti. Ben de buluşabileceğimizi ilettim. O tarihten bir hafta sonraki cumartesi günü için konuştuk. Bir sonraki gün Kulüpler Birliği Toplantısı oldu. Ortak dosta ‘Ali bey, baba çok samimi davrandı’ demiş. Toplantıya 24 saat kala hakkımda çok ağır açıklamalar yaptılar. Ben de toplantıyı iptal ettim. Ortak dostumuza samimi olmadıklarını ve böyle bir toplantının olmayacağını söyledim. Bunlar ne halkı, ne devlet, ne milleti umursayan insan değiller. Dursun Özbek bunları yalanlamaya kalkabilir. O zaman bu aradaki dost, olanı ve biteni anlatacak dürüst kişidir. İnşallah yalandır, inşallah. Telefon konuşmaları, saatleri… Ofise gidişi.. hepsi kayıtlıdır. Toplantıyı bilen birkaç kişi daha varmış, onu da sonradan öğrendim. Bunu anlatmak tarzım değil ama bir taraftan görüşelim, bir taraftan çok sert açıklamalar… Vefat etmiş aile üyesi üzerinden alçakça açıklamalar yapmak.. Tanıyın istedim. Aileme dil uzatabilecek kadar küçülecek bir adamın kim olduğunu görün istedim. Zaten laflar, onun lafları değil. Belli bir yerden alışık olduğumuz laflar. Bir yerden güç alıyorlar. Bu insanlar kendi çıkarları için devlet düşmanlığını, vatan hainliğini ve hükümet düşmanlığını korurlar. Bu açıklamaları istememe rağmen yapıyorum. Yarışın dinamikleriyle oynayan ve sınır tanımayan bir üslup var. Alttan alalım dedikçe, vefat eden aile üyelerini işin içine çekmeye kadar varan alçaklıkla mücadele ediyoruz. Sporun önüne dış etkenler geçti. Yazık. Bu böyle olmamalı. Artık çıkıp bunların DNA’sını anlatmak, zorunlu bir hal aldı. Bunları başkalarının da yapması lazım. Bunlara cevap vermedikçe, tüm kurumlar üzerine hegemonya kurma arzusuna devam edecekler.” diye konuştu.
“VİCDANSIZ BİR YAPI İLE DÜRÜSTÇE SAVAŞMAYA, MÜCADELE ETMEYE ÇALIŞIYORUZ”
Sarı-lacivertli ekibin şampiyonluklarının her zaman zor olduğunu belirten Koç, “Bu sözlerim camiama, oynadığımız şey futbol değil. Yaptığımız spor da değil. Vicdansız bir yapı ile dürüstçe savaşmaya, mücadele etmeye çalışıyoruz. Tarihi puanlar topladık. Karşı karşıya olduğumuz kötülüğü anlatıyorum. Takımıza vereceğiniz güç çok önemlidir. Fenerbahçeli herkese sorumluluk düşüyor. Bu zihniyete karşı dimdik ayakta durmalıyız. 3 Temmuz’da nasıl mücadele ettiysek, bu camia ile de benzer şekilde mücadele etmeliyiz. Fenerbahçe haram kupalar kazanmak için bu memleketin evlatlarını birbirine kırdıranlardan olmadı ve hiçbir zaman olmayacak. Her şeye rağmen hala ve ısrarla bu memleketin evlatlarına spor yaptıran, şampiyonlar yetiştirmeye gayret eden, devletine ve milletine bağlı bir camiadır. Bu böyle devam edecektir. Bu yüzden Türk futbolunda ahlaksızların ahlak, sadakatsizlerin sadakat dersi vermekten utanmadığı ortamda Fenerbahçe yine hedeftedir. Bunlar şampiyon yapılmaya, kayrılmaya, ittirilmeye alışmış bir zihniyettir. Bizim hamurumuz çok farklıdır. Futbol takımımız mücadele ediyor sonu ne olur, bilmiyoruz. İnşallah sonu şampiyonluk olur. Bizim için şampiyonluk yolları hep zor olmuştur. Hocalarımız ve futbolcularımıza sonsuz güvenebiliyoruz. Keşke sisteme de güvenebilsek ve yolun sonu şampiyonluk olacak diyebilsem. Sorumlu olanlara, sorumlulukları olanlara sesleniyorum. Elinizi vicdanınıza koyun, yalpalamayın. Herkesi mutlu etmeye çalışmayın. Doğrudan kaçmayın. Doğruları savunun. Milyonların hakkının sorumluluğu sizin üzerinizde. Hak yemeyin. Federasyon, hakemler yayıncı kuruluş, medya, büyük takımların oynayacağı rakiplerin futbolcuları… Herkes sorumlu davranmalıdır” dedi.
“3 TEMMUZ’A DÖNÜŞ ÇAĞIRISI YAPIYORUM”
Doğru bildikleri yolda mücadele edeceklerini ifade eden Koç, “Bu yüksek ihtimal. Sadece 3 Temmuz’a odaklanmak doğru değil. Biz doğru bildiğimiz yolda mücadele edeceğiz. Bizim mücadelemizle yenemeyeceğimiz unsurlar varsa, bir yere kadar. O yüzden 3 Temmuz’a dönüş çağırısı yapıyorum. Fenerbahçe kenetlendiğinde önüne geçebilecek güç de yok. 3 Temmuz’dan sonra 1 kupa sportif rekabetle anlatılamaz” diye konuştu.
“TÜRK FUTBOLUNU REHİN ALMIŞ BİR ŞEBEKE VAR”
Türk futbolunda baştan aşağıya bir devrim yapılması gerektiğini söyleyen Ali Koç, “Türk futbolu son 25 senede sportif dinamiklerden kopartıldı. Belli bir güç odağı futbolu dizayn ediyor. Bu tam ne, ben de bilmiyorum. Türk futbolunu rehin almış bir şebeke var. Bunlar Fetö mü, başkası mı? Bilmiyorum. Türk futbolunda devrim yapılmalı. Türk futbolu bitmiş. Baştan aşağıya bir devrim yapılmalı. 3-5 sene UEFA ile anlaşalım ve hakemleri yollamayalım. Bu hakem düzeninde ellerinde en büyük koz, FIFA kokartı taktıkları hakemler. Onların şarkısını söyleyene kokart takıyorlar. Yine oldu, bir alt kategoriye düşürdüler. Düşürülenler sitemin parçası değil. Her anlamda devrim yapılmalı, önce hakemler. Tekonoloji geliyor, hakemler geri gidiyor. 28 şampiyonluk da kayırmanın bir ürünü. O zaman 3 puan öncesini de saymayalım. Bugünkü TFF ile üç senedir bu konuyu kovalıyoruz. 10 ay geçti, bir arpa boyu ilerleme yok. Olumlu veya olumsuz sonuç ortaya çıksın. Öncelikleri değil” şeklinde konuştu.
“TFF BAŞKANI KENDİ RIZASIYLA İSTİFA EDEMEZ”
Trabzonspor ile kendilerini karşı karşıya getirmeye çalıştıklarına vurgu yapan Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, “Birçok kulübün TFF’nin istifasını istemesini onlara soralım. TFF Başkanı kendi rızasıyla istifa edemez, böyle düşünüyorum. Trabzonspor ile bizi karşı karşıya getirmeye çalışıyorlar. Selahatin Bey’in söylemleri Trabzonspor ile alakalı değil. Onlarla yaptığımız son konuşmada “Biz fazla alındık” durumuna geldi konu. Trabzonspor ve birçok kulüple aynı noktadayız. Ertuğrul Doğan ile görüşmelerde, neredeyse aynı noktadayız. Hata sonu maçta problem olacağını düşünmüyorum. Birileri problem yaratmak için oraya gelmediyse” ifadelerinde bulundu.
“KEŞKE AZİZ YILDIRIM’IN BİRLİK VE BERABERLİK SÖYLEMLERİ ŞİMDİ AKILINA GELMESEYDİ”
Aziz Yıldırım’ın birlik ve beraberlik söylemlerinin bu toplantının konusu olmadığını ifade eden Koç, “Sayın Aziz Yıldırım’ın birlik ve beraberlik çağrısı… Herhalde 6 sene sonra aklına geldi. Haklı da ancak keşke camiasına son 6 senede daha sık sahip çıksaydı. Keşke birlik ve beraberlik söylemleri şimdi akılına gelmeseydi. Bu toplantının konusu değil, bununla ilgili de gerekli açıklamalar olacak” yorumlarında bulundu.
“BU FEDERASYON GİTSE DE GİTMESE DE SORUNLAR ÇÖZÜLMEZ”
Başta hakemler olmak üzere sorunların çözülmesi gerektiğini söyleyen Ali Koç, “Galatasaray sadece çağırdı diyorsun, o tam öyle değil. Bizim kendi aramızda, başkanlar arasındaki yazışmalarda tepki koyan başka kulüpler de var. TFF başkanının getiriliş şekliyle tepki koymayı düşünüp koyamayan kulüpler de var. TFF, şu an gidişata hakim değil. Yine bu şebeke, geçmişte de olduğu gibi bu federasyona kendi menfaat organizasyonları çerçevesinde istediğini yaptırabiliyor. TFF bunun ne kadar farkında emin değilim. Bu federasyon gitse de gitmese de sorunlar çözülmez. Sorunların çözülmesi için devrim yapılması gerekiyor, başta hakemler olmak üzere. Şu an İçişleri Bakanımız, devletimiz harika operasyonlar yapılıyor. Göreceksiniz, bunlara da bir gün operasyon yapılacak. Kamu görevlisine saldırıdan dava açılabiliyorsa, kamu görevlisinin görevi kötüye kullanımından da dava açılabilmeli” şeklinde konuştu.
“TRABZONSPOR İLE FENERBAHÇE’NİN KORA KOR MÜCADELE EDECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM”
Süper Lig’in 30’uncu haftasında oynanacak Trabzonspor – Fenerbahçe mücadelesiyle ilgili yorumlarda bulunan Ali Koç, “Benim hep endişem var. O yüzden benim olduğum dönemde şampiyon yapmayacaklarını söyledim. Bu hafta üzerinde bir endişem yok. Trabzonspor ile Fenerbahçe’nin sahaya çıkacağını ve kora kor mücadele edeceğini düşünüyorum. Hakem yönetimleri kulüpleri kafa kafaya getiriyor. Hatta yayıncı kuruluşun verdiği açılar bile. Sporun etkisini biliyoruz. Belki bu ülkenin düzeninin yine futbol üzerinden bozmaya çalışıyor. Öyle düşünmek için yeterince veri var” dedi.
“SÜPER KUPA’NIN YURT DIŞINDA OLMASINI İSTEMEMİZİN ANA NEDENİ YABANCI HAKEM”
Galatasaray’ın yabancı hakem istememesine vurgu yapan Koç, “Şampiyonlar Ligi’nde olağanüstü hakemler, Belçika’daki maçta olağanüstü hakem performansı. Hakemlerin etkisi olacağına inanıyorum. Yunanistan, Suudi Arabistan yapıyor. Hırvat Ligi’nde ilk üç takım bu kararı almış. Niye rakibimiz yabancı hakeme güvenmiyor. Türk hakemlerine güvenmediklerini söylüyorlar. Tek maçlı bir olayda olmazsa olmaz yabancı hakem. İyi ilişkilerle, o tarafı da iyi yönetiyorlar. Özellikle atamaları. Hem Süper Kupa hem ligin geri kalanı için yabancı hakem gelmeli. VAR’a da gelmeli. Buna bir kere şans vermemiz gerektiğine inanıyorum. Başka ülkeler de yapıyor. O yumruk olayı olmasa, Süper Kupa’da yabancı hakem kullanmak için TFF görüşmeler yaptı. O yorum sonrası her şey değişti. Özellikle Süper Kupa’nın yurt dışında olmasını istememizin ana nedeni yabancı hakem. Bir taraftan hakemleri ve kurulları yerden yere vuracaksın, bir taraftan Türk hakemlerine güveniyorsun. Neyine güveniyorsun? Ben de milliyetçi bir insanım, yabancı hakeme ne gerek olduğunu söylemiştim. Ama var” diye konuştu.
“AYASOFYA’DA FİNAL OYNAMAYI BU ÜLKEDE HERKES İSTER”
Yarın oynanacak Union Saint-Gilloise maçını da kazanıp turu geçmek istediklerini ifade eden Koç, “Bu turu geçersek, ülkemiz 9. sırayı garantileyebilir. Ülke menfaati için, rakibimiz de kabul ederse tarihin değişmesini konuştuk. Belli tarihler üzerine çalışıyoruz. İnşallah turu geçeriz. Turu geçtik öz güveni beni korkutuyor. Önce turu geçelim. UEFA Başkanı, perşembe günü maça geliyor. Ben de maça gideceğim. Fenerbahçe’ye bir zorluk daha çıktı. Mert Hakan’ın golü olmasa, arayıp “Maçı evde izleyelim” diyecektim. Ayasofya’da final oynamayı bu ülkede herkes ister. Ancak bunları konuşmak için çok erken” dedi.
“FETÖ BENİM KULÜBÜMÜ YERLE BİR ETMEYE KALKMIŞ”
Devletin önüne kimsenin geçemeyeceğini ifade eden Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç, “Kimse devletle kavga edemez, devletin önüne geçemez. İçişleri Bakanı’nın yaptıkları ortada. Yol belli, yeter ki arzu edilsin. İşin acı tarafı, hepimiz bir şeyler olduğunu ve normal olmadığını biliyoruz. Ancak tam adını koyamıyoruz. Bu gidişat hayırlı değil, sürdürülebilir değil. Fenerbahçe yıllardır mağdur olduğunu söylüyor. Fetö benim kulübümü yerle bir etmeye kalkmış. Az kalsın ülkemiz elden gidiyordu. Otobüsüm kurşunlandı. Belki otobüs viyadükten düşecekti. Devlet istese bunu bulur. Polis mükemmel çalışmış. Çağırın ve sorun. 7 senede 3 şampiyonluğum gitmiş. Koalisyon diyorlar. ‘Kupa sizin, lig bizim’ diyorlardı. Haluk Ulusoy ligi dizayn etti. Sonra 13 senede 1 kere şampiyon olduk. Hakkımız yendi. Devlete ve hükümete haykırıyorum. Ben mi gidip çözeceğim TFF’de olanları. TFF’ye kurşun atıldı, bir sarhoşun attığına inanıyor musunuz? Ofsaytımsı gibi unuttuk” diyerek sözlerini noktaladı.
İsmail Kartal'dan Union Saint-Gilloise maçı öncesi açıklama