34,5467$% 0.18
36,0147€% -0.62
3.005,41%1,48
5.110,00%0,95
20.381,00%1,12
3398306฿%-0.37641
Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed’in torunu Hazreti Hüseyin ve 72 kişinin şehit düştüğü Kerbela olayı İslam dünyasında asırlardır anılmaktadır. Peki, Kerbela olayı nedir? Kerbela olayında neler yaşandı? İşte Kerbela olayının tarihi ve Kerbela olayının özeti…
28 Temmuz Cuma günü idrak edilecek, Hz. Hüseyin ve beraberindekilerin muharrem ayının onuncu günü olan “Aşure Günü”nde şehit edilmesi nedeniyle “matem günü” olarak görülen gün, İslam tarihinin en önemli kırılma noktalarından biri niteliğini de taşıyor.
Kerbela olayı, Hz. Ali ile Hz. Muaviye arasında yaşanan Sıffin Savaşı’nın ardından İslam dünyasında baş gösteren ayrılıkların bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Hz. Ali yaklaşık 5 yıl süren halifeliği sonrası 661 yılında Hariciler’den Abd’ûr-Rahmân İbn-i Mûlcem tarafından gerçekleştirilen bir suikastte hayatını kaybetti ve iktidar 20 yıllığına Muaviye’de kaldı.
Hz. Ali’nin öldürülmesi üzerine Hz. Hasan, halifeliği Muaviye’ye bırakmak zorunda kalmış ve Muaviye de kendinden sonra halifeliğin Hz. Ali’nin diğer oğlu Hz. Hüseyin’e geçeceğinin sözünü vermiştir. Ancak Muaviye’nin ölümün ardından halifelik kendi oğlu Yezid’e geçince, Küfe halkı Yezid’in halifeliğini tanımayarak Hz. Hüseyin’e mektup yazmışlar ve kendisine olan bağlılıklarını bildirmişlerdir. Küfe’den gelen bu mektup üzerine beraberindeki bir ordu ile Küfe’ye gelen Hz. Hüseyin ile Yezid’in ordularının karşılaşması tarihte Kerbela Olayı olarak isimlendirilmiştir.
Kerbelâ Olayı veya Kerbelâ Savaşı ya da Kerbelâ katliamı, 10 Ekim 680’de, bugünkü Irak sınırları içindeki Kerbelâ şehrinde, Muhammed’in torunu Hüseyin bin Ali’ye bağlı küçük bir birlik ile Emevi halifesi I. Yezid’in ordusu arasında cereyan etmiştir.
Kufe Valisi Ubeydullah bin Ziyad’ın bin askerle gönderdiği Hürr bin Yezid, kafilenin yola devam etmesine izin vermeyerek, Hz. Hüseyin’e validen yeni bir emir gelinceye kadar Kufe ile Medine arasında bir yol takip etmesini söyledi.
Bunun üzerine Fırat Nehri kenarındaki Kerbela Çölü’ne önce Hz. Hüseyin, sonra Yezid’in komutanı Ömer bin Sa’d vardı. Kufe Valisi Ubeydullah, Ömer’e, Hz. Hüseyin’den Yezid adına biat almasını, aksi halde suyla bağlantısının kesilmesini emretti. Biat teklifini kabul etmeyen Hz. Hüseyin ve Kerbela Çölü’nün ortasında susuz bırakıldı.
Durum değerlendirmesi yapan Hz. Hüseyin ve beraberindekiler, zulme boyun eğmemek için çarpışarak Allah yolunda ölmeyi tercih etti. Yaptığı zulüm karşısında ordusunun isyanından çekinen Ömer bin Sa’d, ilk oku atınca taraflar arasında çarpışma başladı.
Çarpışmada, Hz. Muhammed’in torunu Hz. Hüseyin ve aralarında kadınların, çocukların da olduğu 71 yakını şehit oldu. Başta Hz. Hüseyin olmak üzere bazı Ehlibeyt mensuplarının başları kesilerek mızraklara takıldı. Hz. Hüseyin’in kesilen başı Yezid’e gönderildi, cenazeleri ise Beni Esed mensubu El-Gadiriye köylülerince Hair denilen yerde toprağa verildi.
Muharrem Hicri takvime göre yılın birinci ayıdır. Muharrem Arapça bir kelime olup, kelime kökü itibarıyla “haram”dan türemiştir. Sözcük karşılığı, haram olan, yasaklanan anlamındadır. Araplar, İslamiyet öncesi dönemde (Cahiliye döneminde) dahi, kabile yaşantısının bencilliklerinden kaçınarak, Arabi ilk ay olan “muharrem” ayında birbirlerine savaş açmak gibi “yasaklanan” fiillerden kaçınır ve uzaklaşırlarmış.
Muharrem Matemi’nin amacı: Bu türlü acıların bir daha yaşanmaması için gerekli olan insanlık değerlerini ve Alevî öğretisini özümsemektir. Matem süresince bıçağa ve kesici aletlere el sürülmez, kurban kesilmez ve et yenmez. Matem boyunca hiçbir canlıya eziyet edilmez.
Kimsenin kalbini kırmamak, dili ile kimseyi incitmemek, kimse hakkında dedikodu yapmamak Mâtem Orucu’nun temel ilkesidir. Sağlığı yerinde olanlar oruç tutarlar. Matemden amaç, kendine eziyet yapmak değil, kötülük ve katliamların bir daha olmaması adına anmak ve unutmamaktır. Kerbelâ katliamında hasta olması nedeniyle İmam Zeynel Abidin’in kurtulması ve Ali’nin soyunun devam etmesi nedeniyle de Allah’a şükredilir. Bu nedenle Muharrem mâtemi, aşûre geleneği ile biter. 12 gün orucun ardından Aşûre Günü yapılır. 12 değişik malzemeden oluşan aşûre yenilir ve dağıtılır.
Aşure günü 28 Temmuz 2023 Cuma günü idrak edilecek.
Aşure günü oruç tutmayla ilgili Resûlullah (s.a.s.) bir hadisinde şöyle buyurmuştur: “Ramazan’dan sonra en faziletli oruç, Allah’ın ayı olan Muharrem’de tutulan oruçtur. Farz namazlardan sonra en faziletli namaz da gece namazıdır.” (Müslim, Sıyâm, 202-203; Ebû Dâvûd, Savm, 55; Tirmizî, Savm, 40)
Muharrem’in onuncu günü âşûrâ günüdür. Bu gün oruç tutmak da bazı âlimlere göre sünnettir (Serahsî, el-Mebsût, III, 92). Zira Resûlullah (s.a.s.), âşûrâ gününde oruç tutmuş ve bunu müslümanlara tavsiye etmiştir (Buhârî, Savm, 69).
CHP'li Mahmut Tanal, Akbelen'de eylemciler tarafından yuhalandı