34,5467$% 0.18
36,0147€% -0.62
3.005,41%1,48
5.110,00%0,95
20.381,00%1,12
3376767฿%-1.42623
Ali Koç‘un hastane ziyareti sonrasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yanında elini cebine atması ülkede gündem olmuştu.
Akademisyen ve siyaset bilimci Fatih Yaşlı, ise Sol Haber’de bu durumu değerlendiren bir köşe yazısı kaleme aldı.
Yaşlı, “Takım elbiseli Erdoğan’ın karşısına spor tarz bir kıyafetle çıkan Ali Koç’un eli pantolonunun cebindeydi ve Erdoğan’la o şekilde, gayet rahat bir havada sohbet ediyordu. Peki hem Koç’un bu rahatlığının hem de yandaş medyanın ve trollerin (belki Erdoğan’ın da?) meseleyi “cumhurbaşkanına saygısızlık” üzerinden ve bir başkası olsa yapacaklarından çok farklı bir şekilde büyütememesinin gerisinde ne vardı? Çok basit bir yanıtı bulunuyor bu sorunun aslında: Esas patronun kim olduğunu trollerin de Koç’un da Erdoğan’ın da bilmesi, Koç’un Türkiye sermaye sınıfını şahsında temsil etmesi, sermayenin onda ete kemiğe bürünmesi, o cebindeki elin aslında milyonların cebine uzanması.” diye yazdı.
Yaşlı şöyle devam etti: “Bir yanda patronların kendilerinin ve halkın cebindeki elleri var, bir yanda ise işçilerin, emekçilerin elleri; ‘ne pahasına dönerse dönecek’ denilen çarklara kurban edilmiş, eller, parmaklar… Türkiye’de sermaye düzeninin çarkları ihracat aşkıyla dönüyor. O aşk ise düşük değerli TL’yi, yani halkın alım gücünün sürekli aşağıya çekilmesini, süreklileşmiş yoksulluğu, sendikasızlığı, taşeron ve güvencesiz çalışmayı gerektiriyor.”
Türkiye’nin ekonomik ve sosyal sorunlarına dikkat çeken Fatih Yaşlı, işçi sınıfının yaşadığı zorlukları ve emek sömürüsünü ele aldığı yazısında, işçilerin yaşadığı iş kazalarına ve çalışma koşullarına vurgu yaptı.
Yaşlı, işçilerin çoğu kez düşük ücretlerle çalışmak zorunda kaldıklarına ve iş güvencesinin eksikliğine de dikkat çekti.
Ayrıca, Türkiye’nin ekonomik politikalarının sermayenin çıkarları doğrultusunda şekillendiğini belirterek, emeğin sömürüldüğünü ve çalışma saatlerinin artmasına rağmen halkın ekonomik olarak zor durumda olduğunu ifade etti. İSİG’in raporuna dayanarak, iş cinayetlerinin arttığına ve işçi sağlığı ve güvenliğinin ihmal edildiğine dikkat çekti.
Yaşlı, işçi sınıfının bir araya gelerek mücadele etmesi ve ortak bir bilince sahip olması gerektiğini söyledi.
İşçi sınıfının parya muamelesi gördüğünü ve bu muameleye karşı çıkarak “bu memleket bizim” demesi gerektiğini söyleyen Yaşlı, devrimcilik için işçi sınıfının harekete geçmesinin önemine değindi.
İlişkilerde zıt kutuplar birbirini çekiyor mu? İşte o araştırma