34,5467$% 0.18
36,0147€% -0.62
3.005,41%1,48
5.110,00%0,95
20.381,00%1,12
3398621฿%-0.39788
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu. Türk askerinin Gazze’ye gitmemesi için İsrail’e verdiği 24 saatlik sürenin dolmasıyla ilgili eleştirilere cevap veren Devlet Bahçeli, “Bazıları önden siz buyurun diye alaycı şekilde karalama kampanyasına girdiler. Milletim istesin, devletim istesin Gazze’deki çocuklara kol kanat germek için yola revan olmazsam namerdim. Bu vatanın çocuklarını ateşe atmak istiyormuşuz, ne işimiz varmış Gazze’de, çatışma bizim de meselemiz değilmiş. Bu ifade sahipleri kalpleri küle dönmüş bir avuç çapulcudur.” dedi. Bahçeli ”24 saat dolmuştur, Türkiye Cumhuriyet insanlık nam ve hesabına, barış ve çözüm iklimini yeşertmek adına her türlü müdahale ve mücadeleye hazır ve kararlı olmalıdır. Bizde geri adım yoktur. MHP olarak çağrımız budur bugünden 24 saat içinde ateşkes sağlanamazsa Türkiye süratle devreye girmeli, gereği her neyse yapılmalıdır” ifadelerini kullandı.
İşte Bahçeli’nin grup konuşmasından satır başları…
Kurulan her Türk devleti, bir öncekinin temelleri üzerinde yükselmiş ve çağına mühür vurmuştur. Türkiye Cumhuriyeti ağaç kovuğundan çıkmamış, telkinle kurulmamıştır. Türkiye Cumhuriyeti, olağanüstü şartlarda tarih sahnesindeki yerini almıştır. 1923 yılının 29 Ekim’inde Cumhuriyet, 158 mebusun oyuyla kabul ve ilan edilmiştir.
“Bu sistemden geri dönüş yok”
Nasıl Cumhuriyet’ten dönüş yoksa, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden de dönüş olmayacaktır. Millet, kararını kesinkes vermiştir. Demokrasiyi ağzından düşürmeyenlerin milletimizin tercihine tahammülsüzlük göstermesi maskeli despotluktur. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Cumhuriyet’in emanetlerini çok güçlü bir şekilde güncellemiştir.
“Eğer Atatürk bugün yaşamış olsaydı…”
Eğer Atatürk bugün yaşamış olsaydı, devletimizin geçirdiği badireleri dikkate alarak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin yılmaz bir müdafaacısı olurdu. Cumhuriyet, bilhassa kimsesizlerin kimsesidir. Geçmişin izinden yürüye yürüye bugünün ve geleceğin parlak günlerine mutlaka ulaşılacaktır.”
Günübirlik düşünmek, hamasetle günü kurtarmak, hadiselerin akışına göre politika değiştirmek bölgesel tehdit ve tehlikeleri eninde sonunda vatan topraklarına taşıyacaktır.
14 yıl önce ne söylemişsem arkasındayım…
Hamasetle günü kurtarmak bölgesel tehditleri vatan topraklarına taşıyacaktır. Anadolu üzerinde yaşıyor olmanın bir jeopolitiği vardır ve bin yıldır değişmemiştir. Ana yurt politiği ile eklemleyemezseniz ortaya dağılma ve yıkıntı çıkacaktır. Bu kaçınılmaz gerçeği değiştirecek bir olumlu örneğe tarih şahitlik etmemiştir. Coğrafyamız tartışılırsa milletimiz, milletimiz tartışılırsa devletimiz ortadan kalkacaktır. O gün bunları söylemiştim. Kimsenin tereddüttü olmasın ki 14 yıl önce ne söylemişsem arkasındayım.
Benzerlerini Anadolu’da yaşarız
Devlet aklı günlük meşgale ile değiş stratejik basiretle tezahür etmektedir. Ufuk ötesindeki ufku görebildiğimiz sürece tehlikeleri tarih şuuru ile okudukça milli güç kaynaklarını devamlı tetikte tutabiliriz. Türk milletinin savunma hattının son sınırı Misak-ı Milli ile çizilmiştir. Zaman aşımına tabi değildir Misak-ı Milli.
Sayın Erdoğan tehditleri kaynağından bertaraf etmek için muazzam bir mücadele içindedir ve kesinlikle yalnız değildir. Gazze, Kudüs güvende değilse Ankara’nın güvenliğinden kimse bahsedemeyecektir. Kadim devlet aklımızla devrede olmazsak günü geldiğinde Gazze’deki dramların benzerini Anadolu’da da yaşamamız kaçınılmazdır.
24 saatlik ateşkes çağrısı…
21 Ekim’de yaptığım açıklamalar insanlık onuruna duyduğum sorumluluğun tanımıdır. Haksız eleştiriler de tarafımca takip edilmiştir. 23 saat içinde ateşkes sağlanmazsa, mazlumların üzerine bombalar bırakılmaya devam edildikçe Türkiye devreye girmeli ve gereken yapılmalıdır. Bu sorumluluğu üstlenmek bize ecdadımızın mirasıdır.
Millet ve devletim isterse yola revan olurum
Bazıları önden siz buyurun diye alaycı şekilde karalama kampanyasına girdiler. Milletim istesin, devletim istesin Gazze’deki çocuklara kol kanat germek için yola revan olmazsam namerdim. Bu vatanın çocuklarını ateşe atmak istiyormuşuz, ne işimiz varmış Gazze’de, çatışma bizim de meselemiz değilmiş. Bu ifade sahipleri kalpleri küle dönmüş bir avuç çapulcudur.
Amaç yarın da Türkiye’nin kuşatılması…
Bunun için insan olmak, insani değerleri savunmak kafidir. Hastaneler bombalanıyor, okullar vuruluyor. Çocuklar kelimei şehadet getirerek can veriyor. Bugün Filistin yarın da Türkiye’nin kuşatılması amaçlanıyor. Biz tarafız, haklının, insan onurunun, kardeşlerimizin tarafıyız. 24 saat dolmuştur. Bizde geri adım yoktur.
Şafak sökmeden orada olmayı iyi biliriz
İslam ülkeleri atıl şekilde Gazze’nin bombalanmasını izlemektedir. Gazze’yi koruma kollama misyonu Türkiye’nin üzerindedir. Gazze’ye gitmek gerekirse de Mescid-İ Aksa’nın ihtişamı ile aranan her yerde şafak sökmeden olmasını da gayet iyi biliriz. Bebekler, kadınlar ölmesin. Zalimler kahrolsun. Huzur ve istiklal çatışma bölgesine hakim olsun.
İYİ Parti'de kriz: Bize hiçbir şey danışılmıyor