34,5467$% 0.18
36,0147€% -0.62
3.005,41%1,48
5.110,00%0,95
20.381,00%1,12
3380000฿%-1.0834
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, partisinin genel merkezinde dün düzenlenen Ankara Temsilcileri Medya Buluşması’nda soruları yanıtladı.
Karamollaoğlu, İsrail’in Filistin’e saldırıları, ABD ve NATO’nun yaklaşımı ve İsveç’in NATO üyeliğinden Kürecik, İncirlik üslerine kadar değişik konularda da değerlendirmelerde bulundu. Karamollaoğlu, “Biz zaten Amerika’ya bağlı, sanki Amerika’nın 51. eyaletiymiş gibi muamele görmeye razı değiliz. Biz kendi ayaklarımızın üzerinde durmak mecburiyetindeyiz…
ABD bizim müttefikimiz idi, ABD’nin şu anda bizim müttefikimiz olduğu kanaatinde değilim. Karşı cephelerdeyiz. Kürecik’in kapatılması icap eder bize göre… Ben Kürecik gibi bir yerin Türkiye’de olmaması gerektiği kanaatindeyim artık. Geçmişte olmuş bir şey diyemem… Kanaatimize göre İncirlik üssünün bir hükmü kalmadı zaten. Özellikle FETÖ kalkışmasından sonra, İncirlik onların adeta üssü haline gelmişti… Eğer NATO bu hüviyeti kazanıyorsa, çıkalım NATO’dan çok daha iyi olur. Her zaman NATO’ya karşı soğuktuk. Yani biz NATO’nun uşağı kölesi olamayız” dedi.
“Hamas bir terör örgütü mü değil mi konusu… Yani meseleye, başlangıçtan beri meseleyi ele alırsak daha eskilere gitmeden 1947-1948 İsrail’in kuruluşundan itibaren meseleleri mütalaa edersek; fiilen bu toprakları, şu anda üzerinde yaşadığı toprakların tamamını işgal etti. Birleşmiş Milletler kararlarına uymuyor. Ama arkasında Amerika gibi güçlü bir devlet olunca, batıyı arkasına alınca BM de aslında arada sırada bir iki şey söylese bile ciddi bir tavır sergilemeyince, orada yaşayan hakları gasp edilen insanların kendi haklarını savunabilmek için bir çaba içine sürüklenmesine vesile oldu. Hatta direnç örgütleri orada kalamadılar, Tunus’a kadar gittiler. Yaser Arafat durduk yere terk etmedi ki… Sonra şartlar değişti geldi.”
2000’li yıllarda Kahire’ye gidip oradan bu yardım heyetine mülaki oldum. Orada gördüğümüz manzara Filistinliler sadece kendi topraklarına sahip çıkıyorlar. Bunlar gayrimeşru ilan edilince de kendilerini gizlemeye ihtiyacı duydular. Filistin Direniş Örgütü ha bunun bir aleni tarafı var Abbas tarafından temsil edilen, bir de yani yeri gelir de bizim bu topraklarımız zorla işgal edilirse, özellikle Gazze bölgesinde direnecek olan bir grup var. Bunlara da Hamas tabiri kullanıldı. İsrail tarafından gayrimeşru ilan edildi. İsrail yaptığı hareketlerin meşruluğu veya gayrimeşruluğun müzakeresini düşünmüyor. ‘Burası bizim’ diyor.
Bizim demesinin de çok enteresan bir gerekçesi var…. ‘Cenabıhak bize burayı beş bin sene önce vaat etti. 200-300 sene önce gelip de burası bizimdir. Nasıl derseniz siz? Hani buradan defolun gidin’… Mantık tamamen böyle. ‘Buralar bizim. Bu topraklar da yetmez. Nil ile Fırat arasına biz yerleşeceğiz diyor. Hamas da ‘Hayır, yüzlerce senedir buradayız. Bu topraklarda bizim ceddimiz yaşadı. Onun için de biz topraklarımızı müdafaa edeceğiz’… diyor. Ben Hamas’ı böyle görüyorum. Bundan dolayı da bir terör örgütü olarak mütalaa etmiyorum. Sayın Erdoğan da bunu kendisi son konuşmasında çok açık olarak ifade etti. Biz Hamas’ı bir terör örgütü olarak görmüyoruz dedi. Dayanağı da budur diye düşünüyorum.
Elbette İstanbul’da bir miting tertip ettiler. Ya bu benim garibime gitti. Yani orada Tayyip Bey bir şov yapmak istiyor. Bakın biz milyonları topladık, yüzbinler bizimle beraber vatandaşlarımız. Biz onların haline tercüman oluyoruz. Bizi destekliyorlar. Bu mesajı vermek istiyor. Eee Tayyip Bey politikayı bizim, yani klasik anlayışımızdan daha farklı bir şekilde yürütüyor her zaman… Yani iktidar partileri prensip itibariyle miting falan yapmazlar aslında, halk miting yapar. Yani Tayyip Bey bu kendisi değil de kendi organları müttefikleri tertip etmiş olsaydı bir dereceye kadar anlayabilirdik… Yani burada bir güç gösterisi yapmak istiyor. Bizim tavrımız belli yani iktidarlar miting yapmazlar. İktidarlar politika oluştururlar. Politika yaparlar. Miting için özel bir davet gelmedi bize.
Şu anda Tayyip Bey’in başı dertte. Bir tarafta ekonomi tarumar olmuş, dikiş tutmuyor. Muazzam bir ekonomik koşullarda değişiklik var. Fiyatları almış başını gidiyor. Bunu önleyebilecek bir güce de sahip değil maalesef. Politikaları da aslında bu gelişmeleri önleyecek politikalar değil. Şimdi bahsediyorlar. ‘Efendim işte masrafları kısalım, lüzumsuz harcama yapmayalım, israftan kaçınalım’… Türkiye’nin şu anda bir numaralı ekonomideki problemi israf. Tayyip Beyin o zaman verdiği cevap çok açıktı ‘yani itibardan tasarruf olmaz. Biz itibar kazanabilmek için yeri geldiği zaman israf yapabiliriz, yapmalıyız hatta’ manasına gelen ifadeler kullandı. Ve bunu tasvip etmek, kabullenmesi mümkün değil. Şimdi kendisi de aynı noktaya gelmiş gibi gözüküyor.”
Halkın aradığı devlet: Çanakkale'de protesto yapan öğrencilere Emniyet müdüründen tam destek!