34,8937$% 0.01
36,8120€% 0.35
3.041,32%-0,14
4.959,00%-0,10
19.837,00%-0,10
3515893฿%3.65807
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dünya İnsan Hakları Günü’nde düzenlenen programda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin mazlumlara her zaman kucak açtığını ve Suriye krizine vicdan odaklı yaklaştığını vurguladı.
Suriyeli mültecilerin gönüllü geri dönüşlerinin artacağını belirten Erdoğan, CHP’yi mülteci düşmanlığı ve ırkçı söylemlerle toplumu ayrıştırmaya çalışmakla eleştirdi.
İnsan haklarının siyasallaştırıldığını ifade eden Erdoğan, Türkiye’nin ayrımcılığı ortadan kaldıran ve hakları genişleten adımlarıyla örnek bir duruş sergilediğini söyledi.
Erdoğan, yaptığı konuşmada şunları kaydetti:
Türkiye asırlardır mazlumlara eman yurdu olmuş, merhametli bir ülkedir. Milletimiz de alicenap bir millettir. Kapımıza gelene ‘Türk müsün, Arap mısın, Kürt müsün’ diye sormadık. Bizden yardım dileyene ‘Müslüman mısın, Hristiyan mısın, Yahudi misin’ diye sormadık. Türkiye’ye sığınana sen beyaz mısın, siyah mısın diye sormadık. İhtiyaç sahiplerinin kimliğine asla bakmadan, inancına, derisinin rengine aldırmadan sadece ülkemizin kapılarını değil, gönül dünyamızın kapılarını da ardına kadar biz açtık.
İlk günden beri bu meselede (Suriye) durduğumuz yer bellidir, tutumumuz bellidir. Söz ve eylemlerimiz apaçık ortadadır. Türkiye, Suriye krizine daima vicdan odaklı yaklaşmıştır. İnsanlığımızın, Müslümanlığımızın ve komşuluğumuzun gereği neyse zor dönemde bunu yapmaya gayret ettik. Suriyeli muhacirleri ensar ruhuyla 13 yıl boyunca hamdolsun en güzel şekilde misafir ettik. Hatırlayın, hep ne dedim? ‘Biz ensarız. Dolayısıyla bir muhacir neyi yapıyorsa işte biz bunu yapmaya mecburuz’ dedik. Ne zaman dedik? ‘Sizi kovacağız’ diyen bu ülkedeki ana muhalefete rağmen dedik. Elbette bu süreci zehirlemek isteyenler de oldu. CHP’nin eski Genel Başkanı, Nazivari, ırkçı nefret söylemleriyle milletimizi galeyana getirmeye gayret ederken, evlerini, vatanlarını, kimi zaman ailelerini bir gecede terk etmek zorunda bırakılan mazlumlara insafsızca saldırdılar. Bu garibanları hedef hâline getirmekten utanmadılar. Sırf seçimde 3-5 oy daha fazla alabilmek uğruna ne bize ne milletimize ne de inancımıza yakışmayan yollara tevessül ettiler.
14-28 Mayıs seçimlerinde Anadolu irfanının galip gelmesi milletimizin tarihine yeni bir utanç lekesi bulaştırılmasının önüne geçmiştir. Şunu da ifade etmek durumundayız. Eli kanlı Baas rejiminin sona ermesiyle birlikte inşallah Suriye’de huzura ve güvenliğe giden yolun kapıları açılmıştır. Suriye’de barış ortamı kök saldıkça inanıyorum ki gönüllü geri dönüşlerin sayısı da zamanla artacaktır. Şimdi CHP’nin ve bazı faşist grupların bu onurlu iklimi de sabote etmeye çalıştığını görüyoruz. Yaptıklarından dolayı biraz olsun mahcubiyet duyması gereken CHP’nin Şam’daki müttefiklerini kaybetmenin kuyruk acısıyla mülteci düşmanlığını köpürtmesi bu siyasi parti adına bir utanç vesikasıdır.
Biliyorsunuz bunlar yıllarca şahsımıza diktatör iftirası attılar. Sadece bize değil, Türk demokrasisine de gölge düşürmek istediler. Hatta ülke ülke dolaşarak Türkiye’yi yabancılara şikayet ettiler. Bize bühtan eden CHP ve yandaşlarına tavsiyem, diktatör kime denir görmek istiyorlarsa Suriye’den gelen hapishane görüntülerini seyretsinler. Diktatörün ne olduğunu gerçekten öğrenmek istiyorlarsa gitsinler, yere göğe sığdıramadıkları Baas rejiminin günah galerisine bir baksınlar. CHP ve ortakları ne yaparsa yapsın biz gönüllü geri dönüşleri de inşallah vakarla yürüteceğiz.
Rabb’im Suriye’de açılan yeni sayfayı başarılarla doldurmayı Suriyeli kardeşlerimize nasip eylesin diye dua ediyoruz.
Ahmet Şık, Adalet Bakanlığına seslendi: Türkiye hiçbir zaman hukuk devleti olmadı