34,5467$% 0.18
36,0147€% -0.62
3.005,41%1,48
5.110,00%0,95
20.381,00%1,12
3403318฿%0.13272
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, son dönemdeki siyasi gelişmeleri ele aldı.
Dervişoğlu, Millî Eğitim Bakanı’nın açıklamalarını, teğmenlerin ihracını ve Andımız’ın okullardan kaldırılmasını sert bir şekilde eleştirdi.
Dervişoğlu, Kara Harp Okulu mezuniyetinde “Mustafa Kemal’in askerleriyiz.” diyerek yemin eden teğmenlerin ihraç edilmesini, Türkiye’de yeni bir ‘Millet Sistemi’ oluşturulmasına yönelik bir adım olarak gördü.
Cumhuriyetin hedef alındığını ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin itibarıyla oynandığını vurgulayan İYİ Parti lideri, ayrıca, Andımız’ın kaldırılmasının, bu sürecin bir parçası olduğuna dikkat çekti.
Dervişoğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
Dört yandan, dört koldan balyozlarla vurdular ama yıkamadılar. Üç genç kadının okul birincisi olduğu bir Türk Ordusu gerçeğini yıkamadılar. Genç teğmenlerin ihracı, Millî Eğitim Bakanı’nın demeçleri, terörist başının meclis kürsüsüne çağırılması, iktidarın kaçakları Türk milletinden üstün tuttuğu yeni bir ‘Millet Sistemi’ projesidir. Bu oyunu bozacağız. Hedef, üniter devlet ve millet egemenliğe dayanan Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’dir. Kurumları, kuralları ve millet tanımıyla bir bütün olarak hedef onun yıkılmasıdır.
Biliyorsunuz, Atatürk’ten, Cumhuriyet’ten almaya çalıştıkları intikam, onlara dair hırsları ve kinleri bitmediği için, en ufak meselede deliye dönüyorlar. Cumhuriyetten ala ala bitiremedikleri intikamlarını şimdi de genç teğmenlerimizden almaya kalkışıyorlar. Ne demişti teğmenlerimiz? Ne diye yemin etmişlerdi: ‘Ant içeriz ki; laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığına, ülkenin bölünmez bütünlüğüne, yüce Türk ulusunun namus ve şerefine, aziz vatanın bir karış toprağına uzanacak eller karşısında bizi bulacak ve kılıçlarımız daima keskin ve hazır olacaktır. Bizler Türk istikbalinin evlatlarıyız. Şerefimizle doğduk, şerefimizle yaşayacağız. Ne mutlu Türküm diyene’ diye de bitirmişlerdir. Bu yeminin neresinden kim ne saikle gocunmuştur aslına bakarsanız onu öğrenmek istiyorum. Şimdi bu teğmenlerimizi ve onların şerefli komutanlarını TSK’dan atma planlarının asıl sebebini bir kere daha anlamış oluyoruz. ‘Demokratik, laik Türkiye Cumhuriyeti, Türk ulusunun namus ve şerefi, vatan toprakları ve bağımsızlık’. Bunların içinde 4 ana unsur var. İşte bu meseleler, TSK’nın itibarını zedeliyormuş. Öyle demeç veriyor etrafa Milli Savunma bakanlığı. Çünkü 22 yıldır yıkamadılar. Dört yandan, dört koldan balyozlarla vurdular ama yıkamadılar. Üç genç kadının okul birincisi olduğu bir Türk Ordusu gerçeğini yıkamadılar. İşin aslı budur.
Teğmenlerimiz yalnız değildir. Bizim itibarımız onlardır aslına bakarsanız. Övünç kaynağımız ve gurur vesikamızdır. Onların itibar dediği, saray sevicilerin itibardan dediklerinden ne anlam çıkardıklarını biz biliyoruz. Bunlar sizin itibar dediğinizin ne olduğunu biliyoruz, ama Kozmik Oda’ya girildiğinde itibar denen kavramı akıllarının uçlarına bile getirmediler. O zaman düşünecektiniz itibarı. Gizli belgeleri Amerikan istihbaratına hediye ederken düşünecektiniz. İtibarı, sınırları koruma görevini askıya alırken düşünecektiniz. Valilere, PKK’ya operasyon yapmayın talimatı verirken düşünecektiniz. Rus uçağını bir takım aklı evvellerin aklına uyup düşürdükten sonra, diyet olarak parasını verip alamadığımız uçaklardan vazgeçerken düşünecektiniz. İtibarı, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Genelkurmay Başkanı’nı ihanet ortağınız cemaatle birlikte yargılarken düşünecektiniz. Ali Tatar ölürken düşünecektiniz. Türk ordusunun generallerini, terör örgütlerinin artıklarına selam verdirtirken düşünecektiniz.
Genç teğmenlerin ihracı, Milli Eğitim bakanının demeçleri, terörist başının meclis kürsüsüne çağırılması, iktidarın kaçakları Türk Milletinden üstün tuttuğu yeni bir ‘Millet Sistemi’ projesidir. Bu oyunu bozacağız. Vallahi bozacağız, billahi bozacağız. Hedef, üniter devlet ve millet egemenliğe dayanan Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyetidir. Kurumları, kuralları ve millet tanımıyla bir bütün olarak hedef onun yıkma arzularıdır bunların planı. Amaç, 1923 projesinin mülgasıdır. Yani Cumhuriyet’in ilgasıdır. Ve ortaya attıkları her spekülatif veya manipülatif demecin hedefi de budur. Yaptıkları tercih bilinsin isterim: Terörist başı Öcalan’ı, o gencecik teğmenlere tercih ediyorlar. Buradan açıkça söylüyorum: Türk ordusunu ve onun şerefli subaylarını; Kandil’in gedikli teröristlerine ve İmralı canisine tercih ediyorlar. Buradan açıkça ilan ediyorum. Türkiye elbette ki bizimdir biz bu cumhuriyeti kanla ve irfanla kurduk. Kimin ne kadar hevesi olursa olsun vız gelecek tırıs gidecektir. Cumhuriyetle hesaplaşmayı geçmişte yaptılar. Birlikte türküler söylemediler mi? Şimdi daha büyük bir ittifakla yapıyorlar. İç cephe diyerek, bir takım eski Maocu artığı sözde danışmanlar ve bir takım eski kullanışlı cemaat aparatlarını kullanarak, davulla zurnayla yapıyorlar.
Bizlerin de yapmak zorunda olduğu bir tercih var: Ya bu istibdadı yıkacağız ya bu istibdat bizi yıkacak… İşte tercih edeceğimiz iki şey budur. Bunlar sadece teğmenlerin ettiği yemine değil, millet adına edilen her türlü yemine karşıdırlar. Bunun en büyük delili de andımızı kaldırmış olmalarıdır. Okullardan ve kitaplardan kaldırmışlar ama yüreklerden silememişlerdir. Bu konuyla ilgili verdikleri sözü kimileri unutmuş olabilir. Biz hala durduğumuz yerdeyiz ve yine hala aynı gurur ve onurla haykırıyoruz. Andımız şerefimizdir.
Şimdi buyurun hep beraber söyleyelim:
Türküm, doğruyum, çalışkanım. Yasam; küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir. Ülküm yükselmek ileri gitmektir. Ey büyük Atatürk; açtığın yolda, gösterdiğin hedefe hiç durmadan yürüyeceğime ant içerim. Varlığım Türk varlığına armağan olsun. Ne mutlu Türk’üm diyene.
Ekrem İmamoğlu’ndan Mansur Yavaş’a ziyaret: Şehirlerimizde israfı bitirmiş başkanlarız