Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu, ‘Gündem Özel’ programında Taha Akyol ve Elif Çakır’ın konuğu oldu. Karamollaoğlu, seçimde oy potansiyelini artırmak için yapılan çalışmalardan bahsederek ‘Altılı Masa’da yer alan 3 parti olarak Gelecek, DEVA ve Saadet Partisi olarak bir araya gelip bizim logomuz altında seçime müşterek girmelerinin bizim potansiyelimizi yükselteceğini ve Meclis’te de bunun karşılığını göreceğimizi söyledim.’ ifadelerini kullandı.
Karamollaoğlu ‘Tayyip Bey’in tahminlerinin ötesinde bir şok yaşayacağını düşünüyorum.’ diyerek oy farkının yüzde 50-60 civarında olacağını söyledi.
Karamollaoğlu’nun açıklamaları şöyle;
Gelecek, DEVA ve Saadet Partisi olarak seçime müşterek girmek potansiyelimizi artırıyor
‘Meral Akşener’le bir haftadır görüşmek istiyordum bugüne denk geldi. Kararın açıklanmasından sonra kendisine teşekkür ettim ve meydana gelen hadiseleri değerlendirdik. Meral Hanım’la benim aramda hiçbir kırgınlık yok. Bana saygı duyar ve bunu ifade de eder. İttifak içinde ittifak diye bahsetmiştim. Altılı Masa’da yer alan 3 parti olarak Gelecek, DEVA ve Saadet Partisi olarak bir araya gelip bizim logomuz altında seçime müşterek girmelerinin bizim potansiyelimizi yükselteceğini ve Meclis’te de bunun karşılığını göreceğimizi söyledim. Henüz bu iş neticelenmedi. Yüzde 90 tamamlandı kanaatindeyim. Birçok yerde biz kamuoyu araştırması yaptırdık. Bugünkü şartlarda yüzde 2-4 arasında oy alıyoruz. Biz birlikte girersek toplam hepimizin alacağı oy yüzde 8’i buluyor. Meclis’te en az 25 kişiyle temsil edilebileceğiz. Seçime birlikte girmemiz oy potansiyelimizi artırıyor.
Kılıçdaroğlu bir şeyi fark etti
Kılıçdaroğlu’nun aday olması iyi oldu. Kılıçdaroğlu bazı gerçekleri gördü. 1950’den beri CHP, Türk siyasetinde yüzde 25’in üzerine 1 kere çıktı Ecevit’le 1977 seçiminde. Onun dışında çıkamadı. Kılıçdaroğlu bir şeyi fark etti. ‘Biz geçmişte bu milletin temel değerleri ile kavga etmişiz. Aykırı uygulamalarda bulunmuşuz. Bizim bu politikamızı değiştirmemiz gerekiyor.’ dedi. Bunu da helalleşmemiz icap eder diyerek takdim etti. Bu tavır önemlidir. Erbakan Hoca’yı anma programımıza geldi çok güzel konuştu. Kudüs mitingimize geldi bizim arkadaşlarımızın çoğu ‘onun konuşmasını sen yapmalıydın’ dedi. Adım attı ama bununla Tayyip Bey ilgilenmedi. CHP’nin içinde bazı kesimler inadına hem Kılıçdaroğlu’na hem de bu politikalara tavır koyuyorlar. Biz de diyoruz ki sizin politikalarınız var. Laiklik konusu mesela.
Kendisine siyonizm bir gömlek giydirdi
Ben de sayın Erdoğan’a soruyorum, kimler kimlerle beraber? Bundan 10 sene önce ağza alınmayacak laflar eden MHP’lilerle beraberler. Doğu Perinçek’le beraberler. Arkasından çıkardığı milli görüş gömleği yerine kendisine siyonizm bir gömlek giydirdi. Cesaret madalyası verdiler. Birbirimizi üzecek ifadelerden kaçınalım. Bir memlekette adalet yoksa siz huzur bulamazsınız. Adalet mülkün temelidir. Liyakat gelir, dürüstlük gelir, israftan kaçmamak gelir. Adalet olmadan olmaz.
Tayyip Bey tahminlerinin ötesinde bir şok yaşayacak
Seçimi birinci turda alırız. Seçmenin büyük bir kısmı anketlerde bile kendi fikrini söyleyemiyor. Bu seçimde iktidarın Tayyip Bey’in tahminlerinin ötesinde bir şok yaşayacağını düşünüyorum. Benim tahminim en az 55-60 civarında fark olacak. Bu ülke çok çekti. Çok kızgın bir kesim var. Bu asrın depremi doğru. Adıyaman’da helallik istedi. Bu sistemin içinde korkunç bir hadise meydana geldiği zaman oraya nasıl müdahale edileceğini sadece cumhurbaşkanlığının talimatına bağlarsanız bu ülke ayağa kalkmaz.
Babasının kitabını okuyup anlatmak milli görüşçü olduğun anlamına gelmez
Necmettin Erbakan Saadet Partisi’nin genel başkanı olarak vefat etti. Babalarının genel başkan olduğu partiye ihanet ettiler. O partinin kuruluşunca Recai Kutan vardı o bizimle. Yeniden Refah Partisi’nin adını almaları bile hukuken uygun değil. Burada Tayyip Bey’in burada müdahil olduğu kanaatindeyim. Resmen kapatılan bir parti adıyla yeniden kurulamaz. Babasının kitabını alıp okuyup her gittiği yerde bunu anlatmak milli görüşçü olduğun anlamına gelmez. Biz onu ihraç etmedik onlar partiden ayrıldı. Erbakan Hocamızın fikirlerini gündeme getirmek milli görüşçü olmak anlamına gelmez. Bölmek en büyük ihanettir.
Kendi inancımızın istismar edilmesine fırsat vermeyiz
Davutoğlu, Babacan ve kendim için söylüyorum kazanımlardan taviz vermeyiz. Bunu Sayın Kılıçdaroğlu da söylüyor. Bir kesim de bunu istismar ediyor. Diyorlar ki imam hatip okulları kapatılır mı? Hayır. Başörtüsü tekrar yasaklanır mı? Hayır. Bunu sadece biz değil Kılıçdaroğlu da söylüyor. Bu konular artık istismar edilemeyecek. Biz kendi inancımızın istismar edilmesine fırsat vermeyiz biz de istismar etmeyiz. Bizim Türkiye’de birbirimizi kırmadan yeni bir anlayışa ihtiyacımız var. Biz Kılıçdaroğlu ile konuşabiliyoruz, müzakere edebiliyoruz. Türk siyasetine yeni bir hava getirdi bu durum.
Sayın Kılıçaroğlu’nunAyasofya’yı cami olmaktan çıkarmak gibi bir niyeti yok
Ne Sayın Kılıçaroğlu’nun ne de bir başkasının Ayasofya’yı cami olmaktan çıkarmak gibi bir niyeti yok. Ayasofya büyük bir bina. Fatih Sultan Mehmet nasıl ki mahkemeye çıkıp hesap verdiyse Tayyip Erdoğan da hesap vermeli. Siz bugün cumhurbaşkanı hakkında böyle bir dava açabilir misiniz? Bir yanlışlık var derseniz iftira atmış oluyorsunuz.
Depremde yardımların gecikmesine tepki
Depremden sonra ilk müdahalenin gecikmesi kabul edilemez. Özellikle asker oraya inebilmeliydi. Bizim insanımız bonkör. Kamyonu dolduruyorlar şoför götürüyor kimseyi bilmiyor ki ne yüklendiyse yol kenarına bırakıyor. Her binanın altından feryatlar duyuluyordu. İnsanlar yavaş yavaş hayatını kaybetti. İlk başta kurtarılabilme ihtimali olanlar kurtulamadı.
Yardım kuruluşları ticarethane gibi çalışamaz
Türkiye Tek Yürek Kampanyası’na katılmadım. Nereye gideceğini bildiğim, doğru harcanacağını bildiğim yerlere yardım ediyorum. Merkez Bankası 50 milyar lirayla nasıl kurtuldu. Para onun elinde. Merkez Bankası ketum davranmış. Merkez Bankası’nı bağışçı bir kurum gibi görürseniz orası güven kaybeder. Hala bir sistem rayına oturmadı. Bizim parti teşkilatlarımızdan da olmuş. Aşevi açmışlar. Oraya vali yardımcısı gelmiş ve ‘burayı kaldırın’ demiş. Beni aradılar ben de açıklama yaptım. 2-3 gün müsaade ettiler. Burada sınıfta kaldılar. Yardım kuruluşları ticarethane gibi çalışamaz. ‘Çadırları, sobaları aldım bunu halka dağıtacak olanlara satacağım’ diyemez bir yardım kuruluşu. Benim Kızılay’la alıp vereceğim yok. Kızılay, çadırı kendisi ulaştıracağına başka bir yardım kurumuna satıp oradan kar etmeyi marifet kabul ettiğinde benim nazarımda bitti.
AK Parti’den MEhmet Şimşek’e teklif
‘Uzman da olsa son kerte de bana danışacaksınız’ dediğinizde bu iş olmaz. Ekonomiyi bir araba tamiri gibi göremezsiniz. Kritik kararlarda benim onayımı alacaksınız dediğinizde kusura bakmayacaksınız.’