34,5698$% -0.03
36,1600€% 0.35
2.969,56%-1,18
5.037,00%-0,70
20.087,00%-0,54
3388397฿%-0.07323
Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu TBMM 23 Nisan Özel Oturumu’nda gündeme dair çarpıcı açıklamalar yaptı. Kılıçdaroğlu Kılıçdaroğlu, ”418 milyar doların hesabının sorulacağı bir döneme yaklaşıyoruz. Kadın cinayetlerinin, kadına yönelik şiddetin son bulacağı bir dönemin sonuna yaklaşıyoruz. Kızılay’ın kan ve çadır satmayacağı, AFAD’ın enkaz altında kalan vatandaşını ölüme mahkum etmeyeceği bir döneme yaklaşıyoruz” açıklaması yaptı. Kılıçdaroğlu ”Terör örgütlerinin ve yeraltı suç örgütlerinin kökünün kazınacağı bir dönemin sonuna yaklaşıyoruz” dedi.
Kılıçdaroğlu, “TBMM, 103 yıl önce askeri ve sivil makamların, çok daha önemlisi tüm milletin başvuracağı en yüce makam olarak çalışmalara başlamıştır. Mustafa Kemal ve arkadaşları çok iyi biliyorlardı ki hâkimiyetini kayıtsız, şartsız eline almış bir milletin iradesi karşısında hiçbir güç ve düşman duramazdı. Bu iradeyi temsil edecek makam da elbette TBMM idi. Atatürk ve arkadaşları bu inançlarında yanılmadılar. Bizi Kurtuluş Savaşı zaferlerine ulaştıran, çatısı altında bulunduğumuz bu Meclis’tir. Bu haliyle TBMM milli mücadelemizin ana karargâhıdır. Ana karargâh olduğu için Gazi Meclis’tir. Gazi Meclis açıldığı gün itibariyle üstlendiği yasama ve yürütme sorumluluğun bir sonucu olarak yeni bir devletin temellerini de atmıştır.” dedi.
Kemal Kılıçdaroğlu şu ifadeleri kullandı:
“Bu haliyle devlet kuran Meclis’tir. Bu devletin adı da ilelebet payidar kalacak olan Türkiye Cumhuriyeti devletidir. Yani TBMM, kurulmuş bir devletin meclisi değil bizzat kendi iradesiyle kurucusu olduğu bir devletin meclisidir. Hem Gazi Meclis unvanı taşıması hem de devlet kurucu vasfı nedeniyle TBMM dünya siyasi, askeri, demokrasi tarihinde seçkin bir yere sahiptir. Böylesine önemli vasıflara sahip Meclis’in mensubu olmaktan gurur duyuyorum, gurur duyunuz. Öte yandan taşıdığım milletvekili unvanıyla bu kürsüden sizlere ve bu özel oturum vesilesiyle sevgili yurttaşlarıma son kez hitap etmenin bahtiyarlığı içinde olduğumu vurgulamak isterim.
“Hiç şüphe duymuyorum ki milletimiz yeni üyelerine ülkemizi güçlendirilmiş parlamenter sisteme ulaştıracak iradeyi teslim edecektir”
Önümüzdeki seçimlerle birlikte bu sıralardaki yerlerini alacak olan TBMM’nin yeni üyelerine de şimdiden başarılar diliyorum. Hiç şüphe duymuyorum ki milletimiz yeni üyelerine ülkemizi güçlendirilmiş parlamenter sisteme ulaştıracak iradeyi teslim edecektir.
TBMM tüm dertlerimizin, ülkemizin tüm temel sorunlarının çözüm merkezi olmak zorundadır. TBMM, milletçe geçmişimize duyduğumuz saygının, geleceğimize duyduğumuz güvenin çatısı olmaktan uzaklaşmış bulunmaktadır.
“TBMM, tarihsel birikimine tezat oluşturacak şekilde tek adam rejiminin gölgesi altında”
TBMM, tarihsel birikimine tezat oluşturacak şekilde tek adam rejiminin gölgesi altındadır. Gazi Meclisimizin yasama gücü tek adam rejiminin tahakkümüne teslim edilmiştir. Bu çerçevede, yargı bağımsızlığı, fikir ve ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü ve diğer tüm özgürlüklerle bilimsel, laik eğitim yerle yeksan edilmiştir. Kamu istihdamında liyakatın ortadan kaldırılması, kamu yönetiminde kayırmacılık ve yandaşlık hâkim kılınmıştır. Kamu harcamalarında yolsuzluk yegane yöntem olarak benimsenmiş durumdadır.
Gençler, kadınlar, çiftçiler, işçiler, iş insanları, bilim insanları umutsuzluk sarmalı içerisine sürüklenmiştir. İnatla sürdürülen yanlış dış politikanın sonucu olarak ülkemiz bölgesinde yalnızlaşmış, milyonlarca göçmene, sığınmacıya, mülteciye karşı sınırlarımız korunamamıştır. Nihayetinde hayat pahalılığı bir kanser gibi tüm yaşamı sarmış, vatandaşlarımızın geçim gücü neredeyse sıfırlanmıştır.
“Bizler uçurum kenarındaki yıkık bir ülkeden modern bir cumhuriyet yaratan Mustafa Kemal’in çocuklarıyız”
Ancak yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen, umutsuz olmak için hiçbir neden yoktur. Çünkü bizler uçurum kenarındaki yıkık bir ülkeden modern bir cumhuriyet yaratan Mustafa Kemal’in çocuklarıyız. Milletimizin çelikten iradesi tek bir adamın iki dudağına, kişisel ikbal ve beklentilerine, liyakatsiz kadrolarına teslim edilmiş görünse de bir dönemin sona ermekte olduğunu görüyoruz ve biliyoruz.
14 Mayıs seçimleri
Saygıdeğer vatandaşlarımı, geçmişin ve bugünün olumsuzluklarından konuşmaya değil gelecek güzel günlerin, gelecek baharın hayalini kurmaya davet ediyorum.
14 Mayıs seçimlerine yaklaştığımız bu günlerde milletimizin, ülkemizin dört bir yanını cumhuriyetimizi demokrasiyle taçlandıracak heyecanı sarmış durumda. Tek bir çocuğun dahi yatağa aç girmeyeceği, yurt dışına gitmiş gençlerimizin güle oynaya geri döneceği, gitmeyi düşünenlerin bu düşüncelerinden vazgeçeceği güzel bir geleceğin arifesindeyiz.
Meclisimizin açılışının 103. yılında cumhuriyetimizi kalıcı bir biçimde demokrasiyle taçlandıracağız. Demokrasiyle taçlandırılmış demokrasimiz sadece mazlum milletlere değil, tüm dünya demokrasilerine örnek olacak. Otoriter rejimlerin sandık yoluyla yenilebileceğini, ülkelerin ve bölgelerin tüm problemlerinin çözüm yolunun birlikte olabilmekten geçtiğini tüm dünya görmüş olacak. Kimseyi ötekileştirmemenin, kin tutmamanın insan haklarının en temel ilkelerinden olduğunu, başarıya da ancak bu temel ilkelerin yol göstericiliğinde ulaşılabileceğini tüm dünya deneyimlemiş olacak.
“418 milyar doların hesabının sorulacağı bir döneme yaklaşıyoruz”
418 milyar doların hesabının sorulacağı bir döneme yaklaşıyoruz.Kadın cinayetlerinin, kadına yönelik şiddetin son bulacağı bir dönemin sonuna yaklaşıyoruz. Terör örgütlerinin ve yeraltı suç örgütlerinin kökünün kazınacağı bir dönemin sonuna yaklaşıyoruz.
Beytülmale el uzatılamayacağı bir döneme yaklaşıyoruz. Cumhurbaşkanı’nın dahi özgürce eleştirilebileceği bir döneme yaklaşıyoruz. Tüm kararların istişareyle, ortak akılla alınacağı bir döneme yaklaşıyoruz.
Çankaya Köşkü’nün tüm Türkiye’nin evi olacağı bir döneme yaklaşıyoruz. Barış Akademisyenleri’nin kürsülerine döneceği bir döneme doğru yaklaşıyoruz. Cumhuriyetin 100. yılında 100 bin öğretmenin atanacağı, köy okullarının yeniden açılacağı bir döneme yaklaşıyoruz. Üstenci bir anlayışla vatandaşını küçümseyen, sadece kendi zenginliğini düşünen yönetim anlayışının sona ereceği bir döneme doğru yaklaşıyoruz.
“Kızılay’ın kan ve çadır satmayacağı, AFAD’ın enkaz altında kalan vatandaşını ölüme mahkum etmeyeceği bir döneme yaklaşıyoruz”
Liyakatin hâkim olacağı, Kızılay’ın kan ve çadır satmayacağı, AFAD’ın enkaz altında kalan vatandaşını ölüme mahkum etmeyeceği bir döneme yaklaşıyoruz. Beşli çetelerin saltanatının sona ereceği bir döneme yaklaşıyoruz.
Tank Palet Fabrikası’nın geri alınacağı bir döneme yaklaşıyoruz. Başta Gülhane Askeri Tıp Akademisi olmak üzere tüm askeri hastanelerin açılacağı döneme doğru yaklaşıyoruz. Deprem konutlarının ve dükkanlarının hak sahiplerine ücretsiz verileceği bir döneme doğru yaklaşıyoruz. Merkez Bankası’ndaki bu millete ait 128 milyar doların kimlere peşkeş çekildiğinin ortaya çıkaralacağı bir döneme yaklaşıyoruz. Dünyaya örnek olacak yeni bir dönemin eşitindeyiz. Bu dönemi siyaset bilimciler Türkiye Cumhuriyeti’nin çağı olarak niteleyeceklerdir.
Bugün için bir kişiye ait olan egemenlik son bulacak, 100 yıl önce olduğu gibi egemenlik kayıtsız ve şartsız millete ait olacak. 14 Mayıs itibariyle yaşama sevincini geri alacak. Türkiye’ye bahar geldiğinde göreceksiniz, tüm dünyaya bahar gelecek. Gerçek baharı getirecek sandığa doğru ilerliyoruz, milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracak.”
Meral Akşener'den Erdoğan'a zehir zemberek sözler! İki elinde de terör örgütü var