34,5467$% 0.18
36,0147€% -0.62
3.005,41%1,48
5.110,00%0,95
20.381,00%1,12
3383547฿%-1.41425
2024 yılının Haziran ayı sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı 15 milyon 727 bin otomobil bulunuyor. Otomobillerin yüzde 39,9 oranla 5 milyon 488 bin’i dizel yakıtlı olurken yüzde 32,6 oranla 5 milyon 131 bin’i LPG’li, yüzde 29,6 oranla 4 milyon 662 bin’i benzinli, yüzde 1,8 oranla 287 bin 436’sı hibrit ve yüzde 0,8 oranla 122 bin 670’i ise elektrikli modeller oldu.
Türkiye’de elektrikli otomobillerin sayısı her geçen gün artmaya devam ediyor. 2024 yılının Haziran ayı sonu itibarıyla, trafiğe kayıtlı toplam 15 milyon 727 bin 46 otomobilin 122 bin 670’i elektrikli araçlardan oluşuyor. Bu rakam, Türkiye’de elektrikli otomobil pazarının hızla büyüdüğünü gösteriyor.
2011’de trafikteki 8 milyon 113 bin 111 otomobilin yalnızca 24’ü elektrik yakıtlıydı.bElektrikli ve hibrit otomobillerin Türkiye’de trafiğe çıktığı 2011’den bu yana diğer yakıt türlerindeki otomobillerin oranlarında azalma görüldü. 2023 yılı itibarıyla ise trafikteki elektrikli otomobil oranlarında artış görülmeye başlandı.
Türkiye’de 2022’ye kadar trafikte elektrikli otomobil oranı 14 bin 550 otomobille yüzde 0,1 olurken, bu oran 2023’te 80 bin 43 otomobille yüzde 0,5, 2024’ün ilk 6 ayı itibariyle ise 122 bin 670 otomobille yüzde 0,8’e yükseldi.
Türkiye’deki otomobil parkının yakıt türlerine göre dağılımı incelendiğinde, dizel yakıtlı araçlar yüzde 39,9 oranla 5 milyon 488 bin 245 adet ile en büyük paya sahip. Bunu, yüzde 32,6 oranla 5 milyon 131 bin 70 LPG’li araç ve yüzde 29,6 oranla 4 milyon 662 bin 306 benzinli araç takip ediyor. Hibrit araçlar yüzde 1,8 oranla 287 bin 436 adet ile temsil edilirken, elektrikli araçlar yüzde 0,8 oranla 122 bin 670 adet ile parkta yer alıyor.
Son zamanlarda Türkiye’de elektrikli araçlara olan talebin artmasında birkaç önemli nedeni bulunuyor:
Çevresel Faktörler: Dünyada artan çevre bilinci ve küresel iklim değişikliği ile mücadele çabaları, insanların daha az karbon salan ve çevreye daha az zarar veren elektrikli araçlara yönelmesine sebep oluyor.
Teknolojik Gelişmeler:Son dönemlerde özellikle elektrikli araç teknolojilerinde yaşanan ilerlemeler, araçların menzil kapasitesinin artması ve şarj sürelerinin kısalması gibi faktörler, bu araçların günlük kullanım için daha pratik hale gelmesini sağlıyor.
Devletin Teşvik Politikaları: Türkiye’de hükümetin elektrikli araçlara yönelik teşvik ve destek politikaları uygulaması, özellikle bu araçların satın alımını ve kullanımını teşvik ediyor. Örneğin, vergi indirimleri, alım desteği ve şarj altyapısının genişletilmesi gibi önlemler bu trendin güçlenmesine katkıda bulunuyor.
Düşen Maliyetler: Elektrikli araçların üretim maliyetlerinin düşmesi, benzinli veya dizel araçlara göre rekabet güçlerini artırarak tüketiciler için daha çekici hale gelmelerini sağlıyor.
Şehir İçi Ulaşımın Gerekliliği: Yoğun şehirleşme ve trafik sorunları, elektrikli araçların özellikle şehir içi ulaşımda çözüm olabileceği düşüncesini güçlendiriyor. Daha az gürültü ve yerel hava kalitesinin iyileştirilmesi gibi avantajlar da bu yönelimi sağlıyor.
Ayrıca TOGG projesi, Türkiye’de geliştirilen ve üretilen elektrikli otomobillerin ilk örneği olma özelliğini taşıması ve BYD gibi elektrikli araçlarda dünya devi şirketlerin Türkiye’de yaptığı yatırımlar elektrikli araçlara olan ilgiyi de arttırmak.
Bu faktörler bir araya geldiğinde, Türkiye’de elektrikli otomobillere olan talebin artması kaçınılmaz hale geliyor. Bu trendin gelecekte de devam etmesi beklenmekte ve sektördeki büyüme potansiyelini yüksek tutmaktadır. Türkiye’de elektrikli otomobil kullanımının yaygınlaşması, çevre kirliliğini azaltma ve enerji tasarrufu sağlama açısından büyük önem taşıyor.
Yenilenmiş iPhone nedir? Yenilenmiş iPhone alınır mı?